Osmanlı’nın hâlen dünyaya örnek olan inanç ve yabancı insanlara gösterdiği hoşgörü ve sevginin kaynağı nedir?

Anasayfa » Ana Sayfa » Osmanlı » Osmanlı’nın hâlen dünyaya örnek olan inanç ve yabancı insanlara gösterdiği hoşgörü ve sevginin kaynağı nedir?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Osmanlı’nın hâlen dünyaya örnek olan inanç ve yabancı insanlara gösterdiği hoşgörü ve sevginin kaynağı nedir?

Sevgili kardeşlerim! Bu kaynak Allah sevgisidir. Allah’ın emirlerine itaatin verdiği bir imkânı oluşturur. Allahû Tealâ acaba niçin bize; “Namaz kılın.” diyor, “Oruç tutun.” diyor, “Zekât verin.” diyor, “Hacca gidin.” diyor, “Kelime-i şahadet getirin.” diyor, “Muhlis olun ve iradenizi Allah’a teslim edin” diyor?

Sevgili kardeşlerim! Niçin acaba Allahû Tealâ bunları söylüyor? Çünkü istiyor ki; herkes mutlu olsun, daha mutlu olsun, daha mutlu olsun ve iradesini de Allah’a teslim ederek dünyadaki en mutlu insanlardan biri olsun. Muhlis olmanın da muhtevasında daimî zikir var. İradesini Allah’a teslim etmenin de muhtevasında daimî zikir var.

Öyleyse sevgili kardeşlerim! Niçin acaba Allahû Tealâ “zikir, çok zikir, daimî zikir” diye ayrı ayrı safhaları koymuş? Çünkü Allahû Tealâ’nın dizaynı istikametinde 7 tane muhteva var, safha. İşte bütün insanlar için Allah'a ulaşmayı dilemekten başlayan ve ruhun, vechin, nefsin ve iradenin Allah’a teslimiyle neticelenen bir gayretler dizisi var. Herkes için neticeler Allahû Tealâ tarafından önceden tespit edilmiştir. Ama herkes o hedefleri kendi imkânlarına dayalı olarak gerçekleştirdiği için birbirinden farklı neticelere ulaşırlar. Bu sebeple de Allahû Tealâ 7 tane cennet koymuş. 1., 2., 3., 4., 5., 6., 7. kattaki cennetler…

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ’nın istediği nedir? Allah’ın istediği herksin cennete girmesidir. Peki, sonuç ne olacak? Gerçekten öyle mi olacak? Hayır. Allahû Tealâ insanların elde ettikleri sonuçlara göre cennetlere veya cehennemlere dağılmasını açık bir şekilde tespit etmiş. Öyleyse 7 kat cennete ancak Allah'a ulaşmayı dileme noktasından itibaren girilebilir. En çok üzüldüğümüz tarafı da bu, konunun sevgili kardeşlerim! Çünkü İslâm âlemi artık ‘İslâm’ın, İslâm’ın 5 şartından ibaret olduğunu’ söylemesiyle bu konuyu mahvetmiştir.

Sevgili kardeşlerim! Bir defa daha sayıyorum:

• Allah'a ulaşmayı dilemeyen kişi 1. kat cennete giremez.
• Mürşidine tâbî olmayan kişi 2. kat cennete giremez.
• Ruhunu Allah’a ulaştırmayan kişi 3. kat cennete giremez.
• Fizik vücudunu Allah’a teslim etmeyen kişi 4. kat cennete giremez.
• Nefsini Allah’a teslim etmeyen kişi 5. kat cennete giremez.
• Muhlis olmayan kişi 6. kat cennete giremez.
• İradesini Allah’a teslim etmeyen kişi 7. kat cennete giremez.

Öyleyse insanlar boşuna bir gayretin içinde, Allah’ın hakikatlerinden habersiz, en kötüsü dîn âlimlerin de habersiz olması sevgili kardeşlerim! Bu bizi tabiatıyla çok üzen bir nokta ve insanlar en korkunç bir sonucu da sanki gerçekmiş gibi kabul etmişler. Cehennemde bir süre yandıktan sonra oradan çıkıp cennete gireceklerine inanıyorlar. Böyle birkaç tane dîn adamına rastladığımızda onlara şunu dedik: “Bu âyeti bana gösterebilir misiniz acaba Kur’ân-ı Kerim’de? Ne kadar süre istiyorsanız, ben size süreyi vereyim. Araştırın sonuna kadar. Bakalım herhangi biriniz böyle bir noktaya ulaşabilecek misiniz? Şimdiye kadar hiç kimse oraya ulaşamadı.”

Sevgili kardeşlerim! Allah’ın kanunu tektir. Tevrat’ta da İncil’de de Kur’ân-ı Kerim’de de aynı şartlar vardır.

• Allah'a ulaşmayı dileyen bir kişi 1. kat cennete girer.
• Mürşidine tâbî olmayan kişi 2. kat cennete giremez.
• Ruhunu Allah’a ulaştırmayan kişi 3. kat cennete giremez.
• Fizik bedenini Allah’a teslim etmeyen kişi 4. kat cennete giremez.
• Nefsini Allah’a teslim etmeyen kişi 5. kat cennete giremez.
• Muhlis olmayan kişi 6. kat cennete giremez.
• İradesini Allah’a teslim etmeyen kişi 7. kat cennete giremez.

Bunlar Allah’ın değişmez kanunlarıdır. Kimler bu konuda bir itirazın sahibiyse bize ulaşsınlar da Kur’ân’ı açıp konuşalım.

Sevgili kardeşlerim! Bizim görevimiz insanları kurtarmaktır. “Allah'a ulaşmayı dileyin!” diyoruz. Her konuşmamızda bunu mutlaka söylüyoruz. Ne olur bir insan Allah'a ulaşmayı dilerse? Allah'a ulaşmayı dilerse o kişi 1. kat cennetin sahibi olur sevgili kardeşlerim ve eğer sahiden Allah'a ulaşmayı dilemişse, o kişide mutlaka Allahû Tealâ mürşid sevgisini oluşturur. Oluşturmaması mümkün değildir. Şimdiye kadar hiç aksi görülmemiştir. Böyle bir mürşid sevgisinin oluşması ise o kişinin hacet namazını kılıp mürşidini Allah’tan sormasını mutlak olarak oluşturur. Ne çıkar? Kişi mürşidini sorar. Belki de başlangıçta inanamaz. Bir defa daha sorar. Aynı mürşidi gösterir Allahû Tealâ. Boy abdestini alıp bir defa daha sorar, bir defa daha sorar. Ama hep aynı mürşid gösterilir ve kişi anlar ki; onun mürşidi odur. Yapması lâzımgelen şey mürşidi nerede olursa olsun, ona ulaşmak ve tâbiiyetini gerçekleştirmektir.

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ ister ki; herkes mutlu olsun, herkes huzur içinde yaşasın, herkes cennete girsin. Şeytan da ister ki; hiç kimse Allah’ın emirlerini dinlemesin, herkes günahkâr olsun ve cehenneme gidecek hüviyette günahkâr olsun, Allah’ın emirlerini hiçe saysın, Allah’a asi olsun. Ve kendisiyle beraber ki; şeytanın gideceği yer cehennemdir. Onunla beraber, kendisiyle beraber onların da cehenneme gitmesi asıldır. Ya Allah’ın emirlerini yerine getireceğiz. Hem bu dünyada büyük mutluluklar yaşayacağız bu sebeple, hem de ölümden sonra Allah’ın cennetine gireceğiz. Ya da Allah’ın emirlerini hiçe sayacak insanlar ve Allah'a ulaşmayı dilemeyecekler. Bu arada tekrar edelim ki; İslâm’ın 5 şartı hiç kimseyi kurtaramaz sevgili kardeşlerim!

• Allah'a ulaşmayı dilemek yok; 1. kat cennet yok.
• Mürşide tâbiiyet yok; 2. kat cennet yok.
• Ruhu Allah’a ulaştırmak yok; 3. kat cennet yok.
• Fizik bedeni teslim etmek yok; 4. kat cennet yok.
• Nefsi teslim etmek yok; 5. kat cennet yok.
• Muhlis olmak yok; 6. kat cennet yok.
• İradeyi Allah’a teslim etmek yok; 7. kat cennet yok.

Demek ki, bir insanın cennetlerini gerçekleştirebilmesi onun mutlaka hacet namazı kılıp; boy abdestini alacak, hacet namazını kılacak ve Allah’tan soracak. Boy abdestini alıp Allah’tan sorması lâzım: “Yarabbi! Benim mürşidim kimdir? Bana mürşidimi göster ki; ben de ona ulaşayım. Ben de ona tâbî olayım ki; ruhum vücudumdan ayrılsın, bu dünya hayatını yaşarken Sana ulaşsın.”

Sevgili kardeşlerim! Bütün insanlar için Allahû Tealâ bu istikamette yapılması lâzımgelenin bu olduğunu söylüyor. Mutlaka Allah'a ulaşmayı dilemek mecburiyetindeyiz. 1. kat cennete başka türlü ulaşılamaz. Eğer biz Allah'a ulaşmayı dilersek o zaman mutlaka Allahû Tealâ bize mürşid sevgisi verecektir. Gidip ona tâbî olduğumuz zaman 2. kat cennetin sahibiyiz ve ruhumuz vücudumuzdan ayrılır. Allah’a doğru yola çıkar. Zikrimize paralel bir seyirle ya daha çabuk ya da daha geç ama 7-8 aylık bir devre içinde ruhumuz Allah’a ulaşır. Ne olur? Ermiş evliya oluruz. Buraya kadar olan fasıl, Allahû Tealâ tarafından garanti ediliyor. Çünkü Allah’ın bu konudaki ifadesi çok açık. Diyor ki: “Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım.”

42/ŞÛRÂ-13: Şeraa lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrakû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyhi, allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).


Sevgili kardeşlerim! Allah’ın sözünü tutmaması mümkün olabilir mi? Böyle bir şey elbette mümkün değildir. Allah kâinatı kurandır, kâinatı gerçekleştirendir, hayat verendir. Allah herşeyin sahibidir. İşte Allahû Tealâ ister ki; herkes Allah'a ulaşmayı dilesin.

• Dilesin ki; bu kişi hiçbir şey yapamadan ölse bile Allah'a ulaşmayı dilediği için 1. kat cennetin sahibi olarak ölür sevgili kardeşlerim!
• Ama dilerse Allah onu mutlaka mürşidine ulaştıracaktır. Tâbiiyetini tamamlayıp ölse 2. kat cennetin sahibi olarak ölür.
• Yaşarsa, mutlaka onun ruhunu Allah Kendisine ulaştıracaktır. Bu kişi ermiş evliya olacaktır. Ruhu Allah’a ermiş, Allah’a ulaşmış evliya olacaktır. O zaman onun bulunacağı yer 3. kat cennettir.
• Yaşarsa bu kişi fizik bedenini teslim edecektir; 4. kat cennet,
• Nefsini teslim edecektir; 5. kat cennet,
• Muhlis olacaktır; 6. kat cennet,
• İradesini Allah’a teslim edecektir; 7. kat cennet ki, bu mutlaka daimî zikri gerektirir.

Sevgili kardeşlerim! O zaman bütün insanlar için Allah’ın bir hedefi var. İstiyor ki; herkes cennete girsin. Daha Allah'a ulaşmayı dilediği anda kişi ölse 1. kat cennetine kabul etmeye hazır Allahû Tealâ. Ve insanlar sevgili kardeşlerim, bunların hepsini unutup İslâm’ın 5 şartına endekslenmişler. Gerçekten namaz kılmak da, oruç tutmak da, zekât vermek de, hacca gitmek de, kelime-i şahadet getirmek de farzdır.

• Ama insanlar Allah'a ulaşmayı dilemezlerse 1. kat cennete giremiyorlar.
• Mürşidlerine tâbî olamazlarsa 2. kat cennete giremiyorlar.
• Tâbî olsalar, hemen ruhları vücutlarından ayrılacak, Allah’a ulaşacak; 3. kat cennetin sahibi.
• Fizik bedenlerini teslim edecekler; 4. kat,
• Nefslerini teslim edecekler; 5. kat,
• Muhlis olacaklar; 6. kat,
• İradelerini de Allah’a teslim edecekler; 7. kat cennetin sahibi olacaklar.

Bütün insanlar için Allahû Tealâ hedefleri tayin etmiş. Herkese açık açık bunun ifade edilmesi söz konusu. İşte biz de sizlere ifade ediyoruz ki; Allahû Tealâ böyle olmasını istiyor.

Allah razı olsun.


Benzer konular