Bugün insanlar bizi Allah’a mekan göstermekle suçluyorlar. Mu’min-36 ve 37'de Hz. Musa’nın da başta firavun olmak üzere herkese aynı şeyleri anlattığından ve firavunun da anlatılanlara inanmadığından bahsediliyor diyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Âyetler ve Sırları » Bugün insanlar bizi Allah’a mekan göstermekle suçluyorlar. Mu’min-36 ve 37'de Hz. Musa’nın da başta firavun olmak üzere herkese aynı şeyleri anlattığından ve firavunun da anlatılanlara inanmadığından bahsediliyor diyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Bugün insanlar bizi Allah’a mekan göstermekle suçluyorlar. Mu’min-36 ve 37'de Hz. Musa’nın da başta firavun olmak üzere herkese aynı şeyleri anlattığından ve firavunun da anlatılanlara inanmadığından bahsediliyor diyebilir miyiz?

Rabbimizin 7 gök kat sonra yoklukta olduğunu ve zamandan ve mekandan münezzeh olduğunu ve Allah’a ulaşmayı dileyenlerin ruhlarının seyr-i sülûk adlı Sıratı Mustakîm üzere olan bir yolculukla Allah’a ulaştığını ve yine Hz. Âdem’den beri dînin hep aynı olduğunu ve sizin de aynı şeyleri anlattığınızı hamd eder şükrederiz inşallah sizden öğrendik. Bugün insanlar bizi Allah’a mekan göstermekle suçluyorlar. Kur’ân-ı Kerim’de Allah, Mu’min-36 ve 37. âyet-i kerimelerinde Hz. Musa’nın da başta firavun olmak üzere herkese aynı şeyleri anlattığından ve firavunun da anlatılanlara inanmadığından bahsediliyor diyebilir miyiz?  

Sevgili kardeşlerim, Allahû Tealâ buyuruyor ki:

7/A'RÂF-54: İnne rabbekumullâhullezî halakas semâvâti vel arda fî sitteti eyyâmin summestevâ alâl arşı, yugşîl leylen nehâre yatlubuhu hasîsen veş şemse vel kamere ven nucûme musahharâtin bi emrihi, e lâ lehul halku vel emr(emru), tebârakallâhu rabbulâlemîn(âlemîne).
Semaları ve arzı altı günde yaratan, muhakkak ki sizin Rabbiniz Allah'tır. Sonra arşa istiva etti. Gündüz, onu süratle talep eden (takip eden) gece ile örtülür. Ve güneş ve ay ve yıldızlar O’nun emrine musahhardır (boyun eğmişlerdir). Yaratma ve emir O’nun değil mi? Âlemlerin Rabbi mübarektir, şanı yücedir.


"Biz, altı yevmde altı tane âlem yarattık, sonra arşa istiva ettik." diyor.

Açık ve kesin olarak Allahû Tealâ arşa istiva ettiğini söylüyor. Arşa ulaştığını, arşa yerleştiğini, Kendisine mekân tayin ettiğini söylüyor. Allah’ı görenler, O’nu hep aynı yerde görürler. Ama O orada görülürken aynı zamanda her yerdedir. Zamanı sıfırlayabilen sonsuz hız sadece Allah’a aittir. Bu sebeple kâinatın neresinde olursa olsun aynı zamanda oradadır. Aynı anda kâinatın her yerindedir. Aynı anda O’nu gördüğünüz yerdedir.
Şimdi bakalım ne diyor âyet-i kerimeler:

40/MU'MİN-36: Ve kâle fir’avnu yâ hâmânubni lî sarhan leallî eblugul esbâb(esbâbe).
Ve firavun şöyle dedi: "Ey Haman! Benim için yüksek bir kule inşa et. Umulur ki böylece sebeplere (hedeflere) ulaşırım."


Ve firavun şöyle dedi: "Ey Haman! Benim için yüksek bir kule yap. Yani benim için bir pramit yap. Umulur ki böylece sebeplere ulaşırım.”

Sevgili kardeşlerim, piramitlerin esrarı hâlâ çözülebilmiş değildir. Piramitlerde çok büyük sırların gizli olduğunu 2 hafta evvelki Aktüel Bilimler sualinde uzun uzun beraberce incelemiştik. Sanki başka âlemlerden gelenlerin yaptığı eserler gibi görülüyor. Ve milattan 3000 yıl evvel inşa edilen bu piramitlere, her biri 10’ar ton olan gayet muntazam seçilmiş olan taşların nereden getirildiği de bilinmemektedir. Çünkü 100’lerce kilometre gitmedikçe o taşların bulunduğu bir yere ulaşmak da mümkün değildir. Ayrıca bu taşların o ocaklardan kesildiğine dair bir işaret de yok. Burada “Sebeplere ulaşırım.” diyor. Sanki dış âlemlerden bir şeyler alıyorlarmış gibi ayrıca atomu bildikleri de kesin. Çünkü firavunların mezarına girenler bir atom bombasının ışımasına maruz kalıyorlar. Yani bundan 5000 yıl evvel atomun eski Mısırlılar tarafından bilindiği sanılıyor, sonucuna ulaşıyoruz.

Mu’min-37:

40/MU'MİN-37: Esbâbes semâvâti fe attalia ilâ ilâhi mûsâ ve innî le ezunnuhu kâzibâ(kâziben), ve kezâlike zuyyine li fir’avne sûu amelihî ve sudde anis sebîli, ve mâ keydu fir’avne illâ fî tebâb(tebâbin).
"Göklerin sebeplerine (yollarına) (ulaşırım), böylece Musa’nın İlâhı’na muttali olurum. Muhakkak ki ben, onun yalancı olduğunu zannediyorum." Ve işte böylece firavuna kötü ameli süslendi. Ve böylece yoldan saptırıldı. Ve firavunun hilesi hüsrandan başka birşey olmadı.


Yani burada göklerin sebeplerine ulaşırım. Göklere giden bir yol. Uzaylıların bir yardımı olması söz konusu gibi görünüyor piramitlerin yapılmasında. Çünkü bugünün tekniğinin çok ötesinde. 664 yılda tamamlanması lâzım. Her gün 100 tane taşı olağan üstü bir gayretle yerleştirseler (10’ar tonluk taşlar sevgili kardeşlerim),  664 sene sürmesi lâzım. Halbuki 30-40 senede tamamlandığını görüyoruz. “Göklerin sebeplerine, yollarına ulaşırım.” Yani göklerde birtakım yollar var, uzay yolları ve firavun ve onu avanesi sanki oralara biliyorlarmış gibi, çok yüksek bir tekniği ifade ediyor. Eğer o yüksek tekniğin sahipleriyse, dînlerinden çıkmış insanlar oluyorlar zavallılar.

Benzer konular