Nahl-89’da belirtilen ümmetlerdeki şahitlerin aynı zamanda Mu’min-7’de belirtilen biat olayının da şahitleri olduklarını söyleyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Mürşid » Nahl-89’da belirtilen ümmetlerdeki şahitlerin aynı zamanda Mu’min-7’de belirtilen biat olayının da şahitleri olduklarını söyleyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Nahl-89’da belirtilen ümmetlerdeki şahitlerin aynı zamanda Mu’min-7’de belirtilen biat olayının da şahitleri olduklarını söyleyebilir miyiz?

Mu’min-7:

40/MU'MİN-7: Ellezîne yahmilûnel arşa ve men havlehu yusebbihûne bi hamdi rabbihim ve yu’minûne bihî ve yestagfirûne lillezîne âmenû, rabbenâ vesi’te kulle şey’in rahmeten ve ilmen fagfir lillezîne tâbû vettebeû sebîleke ve kıhim azâbel cahîm(cahîmi).
Arşı tutan melekler ve onun etrafındaki kişi (devrin imamı), Rab'lerini hamd ile tesbih ederler ve O'na îmân ederler. Ve âmenû olanlar için (Allah'tan) mağfiret dilerler: “Rabbimiz, Sen herşeyi rahmetle (rahmetinle) ve ilimle (ilminle) kuşattın. Böylece (mürşidin önünde) tövbe edenleri ve Senin yoluna (Sıratı Mustakîm'e) tâbî olanları mağfiret et (günahlarını sevaba çevir). Onları cehennem azabından koru!”


ellezîne yahmilûnel arşe men havlehu: Onlar ki arşı tutan meleklerdir ve onların etrafındaki kişidir.
yusebbihûne bi hamdi rabbihim: Hamd ile Rab’lerini tesbih ederler (dikkat edin. Onların zikri zikir değildir, tesbihtir).
yu’minûne bihî: Ve O’na îmân ederler (bu, görerek îmân. Allah’ı görürler, görerek îmân ederler).
ve yestagfirûne lillezîne âmenû: Âmenû olanlar için Allah’tan mağfiret dilerler.
rabbenâ: Rabbimiz.
vesi’te kulle şey’in rahmeten ve ilmen: Sen rahmetin ve ilmin ile her şeyi kaplarsın, örtersin. Senin rahmetin ve ilimin her şeyi kuşatır. Sen rahmetin ve ilminle her şeyi kuşattın.
fagfir lillezîne tâbû: Tövbe edenlere mağfiret eyler.
vettebeû  sebîleke: Ve Senin yoluna tâbî olanlara.

Bu tövbe günahlarının af tövbesi değildir, tövbe ederek Allah’ın yoluna tâbî olanlara… Yani kişi mürşidine ulaşmış, önünde diz çöküp tövbe etmiş, el öpmüş, ruhu vücudundan ayrılarak Allah’ın Sıratı Mustakîm yoluna girmiş. Böyle bir insandan bahsediyor Allahû Tealâ. “Sen onlara mağfiret et.”
 
fagfir lillezîne tâbû vettebeû sebîleke: Tövbe ederek, mürşidin önünde tövbe ederek Senin yoluna tâbî olanlara mağfiret eyle. (Onların günahlarını sevaba çevir.)
vekıhim azâbel cahîm (cahîmi): Ve onları cehennem azabından koru, vikaye et.

Sual: “Nahl-89’da belirtilen ümmetlerdeki şahitlerin aynı zamanda Mu’min-7’de belirtilen biat olayının da şahitleri olduklarını söyleyebilir miyiz?”

Her biat olayındaki şahit, arşı tutan meleklerin etrafındaki kişi yani huzur namazını kıldıran kişidir. Etrafında arşı tutan melekler vardır. O, devrin imamıdır. Her ümmetteki şahitler değil, o şahitlere şahitlik edendir. Aynı zamanda tövbe merasimlerine de şahitlik edendir ve zaten bu sebeple Allahû Tealâ sadece katında Kendisine şahadet edene o insanlara mağfiret dileme hakkını veriyor. Âyet-i kerime açıkça bu hakkın onda olduğunu söylüyor. Arşı tutan meleklerden bir grupla devrin imamının bir ruhu oradadır. Aynı gün 1 milyon yerde tövbe olayı tahakkuk etse, 1 milyon tane devrin imamının ruhu, her bir tövbenin bulunduğu yerde mutlaka mevcuttur, arşı tutan meleklerden de bir kısım mutlaka oradadır.

Benzer konular