Yûnus 9 ile Mu’min 40 arasında bir illiyet rabıtasından bahsedebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Âmenû » Yûnus 9 ile Mu’min 40 arasında bir illiyet rabıtasından bahsedebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Yûnus 9 ile Mu’min 40 arasında bir illiyet rabıtasından bahsedebilir miyiz?

Yûnus 9 ve Mu’min 40:

10/YÛNUS-9: İnnellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti yehdîhim rabbuhum bi îmânihim, tecrî min tahtihimul enhâru fî cennâtin naîm(naîmi).
Muhakkak ki âmenû olanlar ve amilüssalihat (nefs tezkiyesi) yapanlar, îmânlarından dolayı Rab’leri, onları hidayete erdirir. Onlar, altlarından ırmaklar akan naîm cennetlerindedirler.


Onlar ki, âmenû olmuşlardır (Allah'a ulaşmayı dilemişlerdir) ve amilüssalihat işlemektedirler. Yani mürşidlerine ulaşmış, tâbî olmuş, nefs tezkiyesi yapmaktadırlar. Onları Rabbleri, îmânlarıyla hidayete erdirecektir.

tecrî min tahtihimul enhâru fî cennâtin naîm (naîmi): Onlar, altlarından ırmaklar akan naîm cennetlerinde olacaklardır.

Burada cennete giden bir insan var. Yani mürşidine ulaşmış, kalbine îmân yazılmış. İmânlarıyla beraber Allahû Tealâ onları hidayete erdiriyor.

Mu’min 40'a bakıyoruz:

40/MU'MİN-40: Men amile seyyieten fe lâ yuczâ illâ mislehâ, ve men amile sâlihan min zekerin ev unsâ ve huve mu'minun fe ulâike yedhulûnel cennete yurzekûne fîhâ bi gayri hisâb(hisâbin).
Kim seyyiat (şer, derecat düşürücü ameller) işlerse mislinden daha fazla cezalandırılmaz. Kadınlardan veya erkeklerden kim amilüssalihat (nefsi ıslâh edici ameller, nefs tezkiyesi) yaparsa işte onlar, (îmânı artan) mü’minlerdir. Onlar, cennete konulacak ve hesapsız rızıklandırılacaktır.


men amile seyyieten fe lâ yuczâ illâ mislehâ: Kim seyyiat işlerse (derecat kaybettirici ameller işlerse), mislinden daha fazla cezalandırılmaz.
ve men amile sâlihan min zekerin ev unsâ: Kadınlardan veya erkeklerden kim salih amel işlerse (nefsi ıslâh edici amel işlerse).
ve huve mu'minun: İşte onlar, mü’minlerdir.
fe ulâike yedhulûnel cennete: Onlar, cennete konulacakdır.
yurzekûne fîhâ bi gayri hisâb (hisâbin): Orada hesapsız olarak rızıklandırılacaklardır.

Yûnus 9’da da âmenû olup ve salih amel işleyenlerden bahsediyor her ikisinde de. Âmenû olmasının ötesinde amilussalihat işlemesi de söz konusu. Zaten hiç kimse âmenû olmadan, Allah’a ulaşmayı dilemeden amilussalihat (nefsi ıslah edici ameller) işleyemezler. İşlediği hiçbir amel salih amel olmaz. Zikir yapsa bile onun nefsinin kalbine Allah’ın rahmetini ve fazlını ve salâvatını taşımaz. Öyleyse "Îmânları ile Rableri onları hidayete erdirir." diyor. Burada da "Onlar mü’minlerdir." diyor Allahû Tealâ. Mü’min olma standartları:

1- Evvelâ her ikisinde de amilussalihat işlemek var.
2- İkisinde de cennete konulmak var.

İsim verilmemiş naim cenneti diye. Ama birinde "Îmânları ile Allah onları hidayete erdirir." diyor. Diğerinde "Onlar mü’minlerdir." diyor. Yunus 9’da, Mu’min 40’tan daha ötede bir yer var. Mu’min 40’ta salih amel işleyenleri o seviyede cennete koyuyor Allahû Tealâ. Ama Yûnus 9’da salih amel işleyenleri, bu amellerinden sonra hidayete erdiriyor Allahû Tealâ. Her ikisinde de cennet var. Ama birinde hidayete ermiş bir insanın cenneti var. İlliyet Rabıtası değil de bir yakın ilişkiden bahsetmek mümkün.

Benzer konular