Bakara 256'daki urvetul vuska ve ilk teslimimiz arasında bir ilişki var mıdır? Bu âyet ile Âli İmrân 112 ve A’râf 147'ye göre Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin üzerine zillet damgasının vurulduğunu ve ilk teslimi hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceklerini söyleyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Âmenû » Bakara 256'daki urvetul vuska ve ilk teslimimiz arasında bir ilişki var mıdır? Bu âyet ile Âli İmrân 112 ve A’râf 147'ye göre Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin üzerine zillet damgasının vurulduğunu ve ilk teslimi hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceklerini söyleyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Bakara 256'daki urvetul vuska ve ilk teslimimiz arasında bir ilişki var mıdır? Bu âyet ile Âli İmrân 112 ve A’râf 147'ye göre Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin üzerine zillet damgasının vurulduğunu ve ilk teslimi hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceklerini söyleyebilir miyiz?

Bakara Suresinin 256. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ şöyle söylüyor:

2/BAKARA-256: Lâ ikrâhe fîd dîni kad tebeyyener ruşdu minel gayy(gayyi), fe men yekfur bit tâgûti ve yu’min billâhi fe kadistemseke bil urvetil vuskâ, lânfisâme lehâ, vallâhu semîun alîm(alîmun).
Dînde zorlama yoktur. irşad yolu (hidayet yolu, Allah’a ulaştıran yol), gayy yolundan (dalâlet yolundan, şeytana, cehenneme ulaştıran yoldan) açıkça (ayrılıp) ortaya çıkmıştır. Artık kim tagutu (şeytanı ve şeytana ulaştıran yolu) inkâr edip de Allah’a îmân ederse (mü’min olur, Allah’a ulaştıran yolu tercih ederse), böylece o, (Allah’tan) kopması mümkün olmayan urvetul vuskaya (sağlam bir kulba, mürşidin eline) tutunmuştur. Allah Sem’î’dir, Alîm’dir.


"Dînde zorlama yoktur. İrşad yollarıyla, rüşt yollarıyla gayy yolu birbirinden kesin şekilde ayrılmıştır, tebeyyün etmiştir, beyan edilmiştir, açıklığa kavuşmuştur. Kim tagutu inkâr ederse, devre dışı bırakırsa ve Allah’a âmenû olursa; bir başka ifadeyle Allah’a ulaşmayı dilerse, o Allah’tan kopması mümkün olmayan bir kulba sımsıkı yapışır ve Allah işitir ve bilir." Bakara Suresinin 256. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ böyle söylüyor. Şimdi suale geliyoruz. Birinci suali:

“İnşaallah bu âyet-i kerimedeki urvetul vuska ve ilk teslimimiz arasında bir ilişki var mıdır?”
    
Allahû Tealâ urvetul vuska ile ilk teslimimiz arasında bir ilişkinin varlığını kesinleştiriyor. Allah’a ulaşmayı dileyen kişi kimdir? Tagutu inkâr eden kişidir. Tagutu devre dışı bırakıp Allah’a âmenû olan kişidir, Allah’a yönelen kişidir ve Allah’a kul olmuştur ve Allah’a ilk teslimini gerçekleştirmiştir; iradenin başlangıç teslimi. Sevgili kardeşlerim, Allahû Tealâ Zumer Suresinin 17. âyet-i kerimesinde buyuruyor ki;

39/ZUMER-17: Vellezînectenebût tâgûte en ya’budûhâ ve enâbû ilâllâhi lehumul buşrâ, fe beşşir ibâdi.
Ve onlar ki; taguta (insan ve cin şeytanlara) kul olmaktan içtinap ettiler (kaçındılar, kendilerini kurtardılar). Çünkü Allah’a yöneldiler (Allah’a ulaşmayı dilediler). Onlara müjdeler vardır. Öyleyse kullarımı müjdele!


“Onlar taguta kul olmaktan içtinap ettiler, kaçındılar, kendilerini kurtardılar. Onlar Allah’a ulaşmayı dilediler, Allah’a yöneldiler. Onlara müjdele vardır. Kullarımı müjdele.”
    
Bütün sahâbe önce şeytana, taguta kul iken taguta kul olmaktan kurtulmuşlar, Allah’a kul olmuşlar. İşte ilk kulluk, teslimin, yedi tane teslimin başlangıç noktası. Buradaki urvetul vuska, Allah’ın ipine sımsıkı sarılmak.

Ne diyordu Allahû Tealâ: “Allah’ın ipine sımsıkı sarılın ve fırkalara ayrılmayın. Siz bir ateş çukurunun kenarındaydınız, Allah sizi o ateş çukurundan kurtardı. Birbirinizin can düşmanıydınız, Allah kalplerinizi telif etti de, sizi can dostları kıldı.”     

Öyleyse Allah’ın ipine sımsıkı sarılmak, fırkalara ayrılmamak demek, yani şirkten kurtulmak demek, yani Allah’a ulaşmayı dilemiş olmak demek, ilk teslimi gerçekleştirmiş olmak demek. Öyleyse, bu âyet-i kerimedeki urvetul vuska; evet, ilk teslimi ifade ediyor.

Allahû Tealâ Âli İmrân Suresinin 112. âyet-i kerimesinde (var zaten burada) “Allah’ın ipine ve insanlardan bir ipe sarılın” diyor. Orada da mürşide tâbî olmak söz konusu.

Bu âyet-i kerime ile Âli İmrân Suresinin 112. âyet-i kerimesi arasında bir ilişki var mıdır?

Vardır ama âyet-i kerimeyi beraberce okuyalım.

3/ÂLİ İMRÂN-112: Duribet aleyhimuz zilletu eyne mâ sukıfû illâ bi hablin minallâhi ve hablin minen nâsi ve bâû bi gadabin minallâhi ve duribet aleyhimul meskeneh(meskenetu), zâlike bi ennehum kânû yekfurûne bi âyâtillâhi ve yaktulûnel enbiyâe bi gayri hakk(hakkın), zâlike bimâ asav ve kânû ya’tedûn(ya’tedûne).
Onların üzerlerine, nerede olurlarsa olsunlar zillet (alçaklık) damgası vuruldu. Ancak Allah'ın ipine (Sıratı Mustakîm'e) ve insanlardan bir ipe (Allah'a ulaştıracak olan mürşide) tutunanlar (ulaşanlar) hariç. (Onlar) Allah'tan bir gazaba uğradılar ve üzerlerine miskinlik damgası vuruldu. Bu, onların Allah'ın âyetlerini inkâr etmiş olmaları ve peygamberleri haksız yere öldürmüş olmaları sebebiyledir. İşte bu, onların (Allah'a) isyan etmelerinden ve haddi aşmış olmalarındandır.


duribet aleyhimuz zilletu: Onların üzerine zillet damgası vuruldu.

"Nerede olurlarsa olsunlar zillet damgası vuruldu onların üzerine." diyor.

eyne mâ sukıfû illâ bi hablin minallâhi: Ama Allah’tan bir ipe sarılanlar hariç.
ve hablin minen nâsi: Ve insanlardan bir ipe sarılanlar, onlar da hariç.
ve bâû bi gadabin minallâhi: Onlar, Allah’tan bir gadaba uğradılar.
ve duribet aleyhimul meskeneh (meskenetu): Üzerlerine miskinlik damgası vuruldu.
zâlike bi ennehum kânû yekfurûne bi âyâtillâhi: Buna sebep, onların kesinlikle Allah’ın âyetlerini inkâr etmiş olması.
ve yaktulûnel enbiyâe bi gayri hakk (hakkın): Haksız yere Allah’ın nebîlerini öldürmeleridir.
zâlike bimâ asav: İşte bu onların isyan etmelerinden dolayıdır
ve kânû ya’tedûn (ya’tedûne): Ve haddi aşmış olmalarındandır.

Her ikisinde de Allah’ın ipine sarılmak söz konusu; urvetul vuska. Âli İmrân Suresinin 112. âyet-i kerimesi sadece insanlardan bir ipten bahsetmiyor, sadece Allah’ın ipinden bahsetmiyor; insanlardan da bir ipten bahsediyor ve bu âyetin arasında bu açıdan kesin bir ilişki söz konusu.

Bu âyetlerle A’raf Suresinin 147. âyet-i kerimesine göre Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin üzerine zillet damgasının vurulduğunu ve ilk teslimi hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceklerini söyleyebilir miyiz?

7/A'RÂF-147: Vellezîne kezzebû bi âyâtinâ ve likâil âhirati habitat a’mâluhum, hel yuczevne illâ mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).
Ve onlar ki; âyetlerimizi ve ahirete ulaşmayı (hayatta iken ruhun Allah’a ulaşmasını) tekzip ettiler (yalanladılar) ve onların amelleri, heba oldu (boşa gitti). Onlar, yaptıklarından başka bir şeyle mi cezalandırılır?

, .
vellezîne kezzebû bi âyâtinâ ve likâil âhireti habitat a’mâluhum: Ve kim âyetlerimizi tekzip edip yalanlarsa ve Allah’a ulaşmayı, ruhu ölmeden evvel Allah’a ulaştırmayı yalanlarsa onların amelleri boşa gider.
hel yuczevne illâ mâ kânû ya’melûn (ya’melûne): Onlar, yaptıklarından başka bir şeyle mi cezalandırılırlar?

İnsanların amellerinin boşa gittiğinden bahsediyor Allahû Tealâ. Ahireti inkâr edenler, Allah’ın âyetlerini yalanlayanlar; onlar hiçbir zaman Allah’ın ipine sarılmayacaklardır ve Allah’a ulaşmayı dilemeyen herkesin üzerine zillet damgası vuruldu mânâsı çıkıyor.

Benzer konular