Hûd 112'de belirtilen dosdoğru olmanın Sıratı Mustakîm olduğunu anlayabilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Sıratı Mustakîm » Hûd 112'de belirtilen dosdoğru olmanın Sıratı Mustakîm olduğunu anlayabilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Hûd 112'de belirtilen dosdoğru olmanın Sıratı Mustakîm olduğunu anlayabilir miyiz?

11/HÛD-112: Festekim kemâ umirte ve men tâbe meake ve lâ tatgav, innehu bi mâ ta’melûne basîr(basîrun).
Artık sen, sana tövbe ederek, tâbî olanlarla birlikte emrolunduğun gibi istikamet üzere ol. Ve azgınlık yapmayın (aşırı gitmeyin). Muhakkak ki O, yaptıklarınızı görendir.


Allahû Tealâ;

festekim: Öyleyse istikamet üzere ol.
umirte: Sana emrolunduğu gibi.
ve men tâbe meake: Ve Sana tâbî olup da Senin'le beraber olanlarla birlikte, Sana emrolunduğu gibi istikamet üzere ol.

Nereye istikamet üzere? Allah’a istikamet üzere ol.

ve lâ tatgav: Ve azgınlık etmeyin.

Yani "Sana yeni katılanlardan azgınlık etmek isteyenler olabilir. Onların azgınlık etmesine mani ol.” diyor Allahû Tealâ Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e.

"innehu bi mâ ta’melûne basîr(basîrun): Muhakkak ki O, yaptıklarınızı görendir." diyor Allahû Tealâ.

Buradaki Hûd 112'de belirtilen dosdoğru olmaktan bahsediyor. Ama burada dosdoğru olmak tabiri geçmiyor, istikamet üzere olmak tabiri geçiyor. İkisi birbirinden çok farklı şeyler. Sıratı Mustakîm için eğer dosdoğru yol derseniz hiçbir şey ifade etmez. Sıratı Mustakîm için Allah’a ulaştıran yol derseniz bir şey ifade eder.

Öyleyse "İstikamet üzere ol" dan Allahû Tealâ’nın muradı ne tarzında bir sual sormuş oluyor Sait? O tarzda kullanmamış cümleleri ama onu çıkartıyoruz. Yani istikamet üzere ol ifadesinden, bunu dosdoğru ol diye tercüme etmiş kardeşimiz.

"Sıratı Mustakîm üzere olmak olduğunu söyleyebilir miyiz?" diyor.

Zaten burada istikamet üzere olduğunu söylüyor Allahû Tealâ. Yetmez zaten Kur’ân-ı Kerim'de Hicr Sureside Allahû Tealâ 40. âyet sanırım "sırâtun aleyye mustekîm" diyor.

15/HİCR-41: Kâle hâzâ sırâtun aleyye mustekîm(mustekîmun).
Allahû Tealâ şöyle buyurdu: “İşte bu, Bana yönlendirilmiş (Bana ulaştıran) yoldur.”


"Bana istikametlenmiş yol." diyor Sıratı Mustakîm için.

Tam söylediği gibi tam olarak durumu açıklamış. Dosdoğru yol aslında istikamet üzere olan yol, Allah’ın Zat'ına istikamet üzere olan yol. Nitekim Nisâ175'te de Allahû Tealâ diyor ki:

4/NİSÂ-175: Fe emmâllezîne âmenû billâhi va’tesamû bihî fe se yudhıluhum fî rahmetin minhu ve fadlın ve yehdîhim ileyhi sırâtan mustekîmâ (mustekîmen).
Böylece Allah'a âmenû olanları (ölmeden önce ruhunu Allah'a ulaştırmayı dileyenleri) ve O'na (Allah'a) sarılanları ise, (Allah) Kendinden bir rahmetin ve fazlın içine koyacak ve onları, Kendisine ulaştıran "Sıratı Mustakîm"e hidayet edecektir (ulaştıracaktır).


Kim Allah'a ulaşmayı ve Allah'a sarılmayı dilerse, Allah onları rahmetinin ve fazlın içine alır ve onları Allah'a ulaştıran Sıratı Mustakîm'e ulaştırır.

Sıratı Mustakîm’in kendisine ulaştırdığı burada da bellidir.

Benzer konular