Bakara Suresinin 62. âyetinde geçen âmenûlar için Allah'a, yevm’il âhire îmân etmeleri gerektiği belirtiliyorsa, o zaman buradaki âmenû olanlar hangi grup âmenûlerdir?

Anasayfa » Ana Sayfa » Âmenû » Bakara Suresinin 62. âyetinde geçen âmenûlar için Allah'a, yevm’il âhire îmân etmeleri gerektiği belirtiliyorsa, o zaman buradaki âmenû olanlar hangi grup âmenûlerdir?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Bakara Suresinin 62. âyetinde geçen âmenûlar için Allah'a, yevm’il âhire îmân etmeleri gerektiği belirtiliyorsa, o zaman buradaki âmenû olanlar hangi grup âmenûlerdir?

Yüce Rabbimiz, Bakara Suresinin 62. âyet-i kerimesinde şunu söylüyor. Bakara 62 Allahû Tealâ diyor ki:

2/BAKARA-62: İnnellezîne âmenû vellezîne hâdû ven nasârâ ves sâbiîne men âmene billâhi vel yevmil âhiri ve amile sâlihan fe lehum ecruhum inde rabbihim, ve lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).
Şüphesiz ki; âmenû olanlar, yahudiler, hristiyanlar ve sabiiler, bunlardan her kim, Allah’a ve yevm’il âhire inanır ve ıslâh edici ameller işlerse (nefsini tezkiye ederse), bu durumda onların mükâfatları Rab’lerinin katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.


innellezîne âmenû vellezîne hâdû ven nasârâ: Muhakkak ki; onlar âmenû olmuşlardır, hristiyanlardan ve yahudilerden.

hâdû: Yahudiler.

Yahudilerden ve hristiyanlardan âmenû olanlardan bahsediyor Allahû Tealâ, Allah'a ulaşmayı dilemişler.
 
ves sâbiîne: Ve sabilerden
men: Onlar ki
âmene billâhi: Allah'a âmenû olmuşlardır.
vel yevmil âhiri: Allah'a ulaşmayı dilemişlerdir ve yevm’il âhire inanmışlardır. Yani ruhun Allah'a ulaşmasına inanmışlardır ve Allah'a ulaşmayı dileyerek âmenû olmuşlardır. Buna inanmışlar ki âmenû olmuşlar.
ve amile sâlihan: Ve nefsi ıslah edici amel işlemişlerdir, işlemektedirler. Her iki anlamda da kullanılabilir.
fe lehum ecruhum inde rabbihim: Onların ecri böyle yaptıklarına göre Rab’lerinin indindedir.
ve lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne): Onlara korku yoktur ve onlar mahzun da olmazlar.”

Şimdi suallerini sıralıyor Berhan.

Bu âyette geçen âmenûlar için Allah'a, yevm’il âhire îmân etmeleri gerektiği belirtiliyorsa, o zaman buradaki âmenû olanlar hangi grup âmenûlerdir?
 
Burada âmenû olanlar Allah'a inananlar ve Allah'a ulaşmaya da inananlardır. Yeter mi? Yetmez. Allah'a inanmışlar, Allah'a ulaşmaya inanmışlar ve nefsi ıslah edici ameller işlemeye başlamışlar yani mürşidlerine tâbî olmuşlar. “Onların amelleri Rab’lerinin katındadır.” diyor Allahû Tealâ. Ruhlarını Allah'a ulaştıracaklar, ecirleri Allah'ın katındadır. Ruhlarını Allah'a ulaştırdıkları zaman yeni bir ecir daha kazanacaklar.

“Bu âyette geçen âmenûlar için Allah'a, yevm’il âhire îmân etmeleri gerektiği belirtiliyorsa, o zaman buradaki âmenû olanlar hangi grup âmenûlerdir?”

Zannediyorum ki Berhan şunu sormak istiyor. İki grup âmenû olan kişiden bahsetmiştik.

1- Enfal Suresinin 29 âyet-i kerimesinde âmenû olanlar. Allahû Tealâ diyor ki:

8/ENFÂL-29: Yâ eyyuhâllezîne âmenû in tettekullâhe yec’al lekum furkânen ve yukeffir ankum seyyiâtikum ve yagfir lekum, vallâhu zul fadlil azîm(azîmi).
Ey âmenû olanlar! Allah’a karşı takva sahibi olursanız sizi furkan (hak ve bâtılı ayırma özelliği) sahibi kılar! Ve sizden (sizin) günahlarınızı örter ve size mağfiret eder (günahlarınızı sevaba çevirir). Ve Allah, büyük fazl sahibidir.


“Ey âmenû olanlar takva sahibi olun ki Allah size furkanlar versin.” Buradaki âmenû olanlar; Allah'a ulaşmayı dileyenler değil sadece Allah'a îmân edenlerdir.

Bakara 62’de “âmene billâhi” Allah'a âmenû olmuş, Allah'a inanıyor. “vel yevmil âhiri” ve yevm’il âhire de inanmış yani Allah'a ulaşmayı dilemeye de inanmış. Allah'a da âmenû olmuş, Allah'a ulaşmayı dilemeye de inanmış, Allah'a ulaşmayı dilemiş oluyor. Yani başlangıcında “Muhakkak ki onlar âmenû olanlardır.” diyor Allahû Tealâ. Bu başlangıçtaki âmenû olanlar Allah'a ulaşmayı dileyenlerdir. Allah'a ulaşmayı dileyen âmenû olanlardır.

“innellezîne âmenû: Muhakkak ki onlar, Allah'a ulaşmayı dileyen âmenûdürler.”

Kimlerden? Yahudilerden ve “nasârâ” ve hristiyanlardan ve sabiilerden. Bunların Allah'a ulaşmayı dileyenler oldukları “âmene billâhi” Allah'a mülâki olmuşlardır, inanmışlardır “vel yevmil âhiri”. Şimdi sıralamaya geçiyor Allahû Tealâ: Bir defa başlangıçtaki âmenû kelimesi Allah'a ulaşmayı dilediklerini kesinleştiriyor. Şimdi bunlar ne yapmışlar.

1- Allah'a inanıyorlar.
2- Yevm’il âhire inanıyorlar yani insan ruhunun Allah'a ulaşmasına inanıyorlar.
3- Salih amel işliyorlar.

Öyleyse

1- Allah'a inanmışlar.
2- Dünya hayatında Allah'a ulaşmaya inanmışlar
3- Bunun farz olduğuna inanmışlar.
4- Ve Allah'ın verdiği söz sebebiyle Allah'a ulaşmayı dilerlerse kendilerinin de ruhlarını mutlaka Allah'a ulaştıracağından eminler.

Ve gitmişler mürşidlerine de tâbî olmuşlar, nefsi ıslah edici amel işlemeye başlamışlar. Allahû Tealâ diyor ki: “Onların amelleri, ecirleri Rab’lerinin katındadır.” Allah'a ulaşacaklar, ecirleri daha da artacak. “Rab’lerinin katındadır” yani Rab’lerine daha varmamışlardır. Ama varacaklar, onu da kazanacaklar. “Onlara korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır.” Birinci âmenû oluş, Allah'a ulaşmayı dileyen bir kişinin âmenû oluşudur. Ve nereye kadar gidiyor? Mürşide tâbiiyeti de muhtevasına alıyor.

Benzer konular