Ra’d Suresinin 22. âyet-i kerimesinde Allah’a ulaşmayı dilemekten başlayıp irade teslimine kadar olan dilekten bahsedilmekte midir?

Anasayfa » Ana Sayfa » Fena Makamı (1. teslim: ruh teslimi) » Ra’d Suresinin 22. âyet-i kerimesinde Allah’a ulaşmayı dilemekten başlayıp irade teslimine kadar olan dilekten bahsedilmekte midir?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Ra’d Suresinin 22. âyet-i kerimesinde Allah’a ulaşmayı dilemekten başlayıp irade teslimine kadar olan dilekten bahsedilmekte midir?

13/RA'D-22: Vellezîne saberûbtigâe vechi rabbihim ve ekâmûs salâte ve enfekû mimmâ razaknâhum sirren ve alâniyeten ve yedraûne bil hasenetis seyyiete ulâike lehum ukbed dâr(dâri).
Onlar, sabırla Rab’lerinin Vechini (Zat’ını, Zat’a ulaşmayı ve Allah’ın Zat’ını görmeyi) dileyenler ve namazı ikame edenler, onları rızıklandırdığımız şeylerden gizli ve açıkça infâk edenlerdir. Ve seyyiati, hasenat ile (iyilikle) savan kimselerdir. İşte onlar için, bu dünyanın (güzel bir) akıbeti (sonucu) vardır.


vellezîne saberûbtigâe vechi rabbihim: Onlar, sabırla Rab’lerinin Zat’ını ibtiga edenlerdir (dileyenlerdir).
ve ekâmûs salâte: Ve namaz kılarlar.
ve enfekû mimmâ rezaknâhum sirren ve alâniyeten: Rızıklandıklarından sır olarak (gizli olarak) ve aleni olarak infak ederler.” diyor Allahû Tealâ.

Burada nefs tezkiyesinin ve tasfiyesinin olduğu kesin.  
 
ve yedreûne bil hasenetis seyyiete: Ve onlar hasenat ile seyyiati savarlar. Yani kötülüğü (seyyiati) hasenat ile  mukabele ederler.
ulâike lehum ukbed dâr(dâri): Onlar için dünyanın güzel bir sonucu vardır.

Evet Rad 22’de Allahû Tealâ 4 teslimi de içeren bir sonuca gidiyor. Ve kimdir seyyiati hasenat ile mukamele edenler? Ve bakıyoruz ki Allahû Tealâ buyuruyor Fussilet 33, 34 ve 35. âyetlerde:

41/FUSSİLET-33: Ve men ahsenu kavlen mimmen deâ ilâllâhi ve amile sâlihan ve kâle innenî minel muslimîn(muslimîne).
Allah’a davet eden ve salih amel (nefs tasfiyesi) yapan ve: “Muhakkak ki ben teslim olanlardanım.” diyenden daha güzel sözlü kim vardır?

41/FUSSİLET-34: Ve lâ testevîl hasenetu ve lâs seyyietu, idfa’ billetî hiye ahsenu fe izâllezî beyneke ve beynehu adâvetun ke ennehu veliyyun hamîm(hamîmun).
Hasene (iyilik) ve seyyie (kötülük), müsavi (eşit) değildir. (Kötülüğü) en güzel şekilde karşıla. O zaman seninle arasında düşmanlık olan kişi, samimi bir dost gibi olur.

41/FUSSİLET-35: Ve mâ yulakkâhâ illâllezîne saberû, ve mâ yulakkâhâ illâ zû hazzın azîm(azîmin).
Ona (kötülüğü iyilikle karşılama hasletine), sabredenlerden ve hazzul azîm (en büyük haz) sahiplerinden başkası ulaştırılmaz.


“Onlar ki Allah’a teslim oldum deyip de Allah'a çağırırlar. Onlardan daha güzel sözlü kim vardır? Hiç seyyiat ile hasenat bir olur mu? Siz seyyiati hasenat ile örtmeye çalışın. Seyyiati hasenat ile karşılamaya çalışın. Onlar ki seyyiati hasenatla karşılayanlardır. Bu özellik herkese verilmez. Seyyiati hasenatla karşılayabilenler (savanlar) onlar.” diyor Allahû Tealâ. O insanlar hazzul azîmin sahipleridir. Hazzul azîm geçtiğine göre İrşad makamına ulaşmış birisinden bahsediyoruz. Burada da seyyiati hasenat ile savan kişiler.

ve yedreûne bil hasenetis seyyiete: Seyyiate karşılık hasenat ile mukamele ederler.

Allah razı olsun.

Benzer konular