19 kademede müzeyyen oluşun nefsimiz açısından getirdiği yeni dizaynı bizlere açıklar mısınız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Âyetler ve Sırları » 19 kademede müzeyyen oluşun nefsimiz açısından getirdiği yeni dizaynı bizlere açıklar mısınız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

19 kademede müzeyyen oluşun nefsimiz açısından getirdiği yeni dizaynı bizlere açıklar mısınız?

2- Müzeyyen olmak yani Allah’ın lâyık olan kullarının kalplerini müzeyyen kılması otomatik olarak gerçekleşen bir olaysa bu olayın süresi kişiye göre değişir diyebilir miyiz?

3- Daimî zikre ulaştıktan sonra, nefsimiz afetlerden temamen arındırılmış oluyor ise, burada bulunan kişinin kendi iradesini kullanmak suretiyle yanlış bir seçim yapması söz konusu olabilir mi?

1- 12 kademe değil 19 kademe müzeyyen olmak.

İlk 7 kademede Allahû Tealâ yerlerin melekûtunu gösteriyor. Bundan evvel ne oluyor?
Bundan evvel kişi daimî zikre ulaşmış, hikmet sahibi olmuş.

1- Daimî zikrin sahibi kişi.
2- Nefsinin kalbindeki bütün afetler yok olmuş.
3- Kalp gözü açılmış.
4- Kalp kulağı açılmış.

Bunlar Allahû Tealâ’nın onun üzerine getirdiği muhtevalar. Böylece kişi 3 şeyin sahibi olmuş:

1- Hayır sahibi olmuş, ehl-i hayır.
2- Hikmet sahibi olmuş, ehl-i hikmet.
3- Tezekkür sahibi olmuş, ehl-i tezekkür.

7 tane muhteva. Bu muhtevanın sahibi olan kişi hikmet ehlidir, daimî zikrin sahibidir. Allahû Tealâ buna 7 tane yer katının sırlarını göstermeye başlıyor. 7 yer katı, burada kişi cehennemleri de görebilir ve bundan ürkmemelidir. Ama sorarsa gösterildiğini Allahû Tealâ açıklıyacaktır.

Bundan sonra Alahû Tealâ o kişiye 1.gök katını gösterir. Bu 7 tane yer katı, zemin kattan başlamak üzere, devrin imamının dergâhından başlamak üzere aşağa doğru inen 7 tane yer katı, o kişinin yerlerin melekûtuna sahip olmasını gösterir. 7 kademe müzeyyen olmayı ifade eder bu.

İkinci bir 7 kademe müzeyyen olmak, ihlâs makamında gerçekleşir. Birisi 26.basamaktır, ulûl’elbab makamıdır, daimî zikrin sahibi olduğu anda kişinin sahip olduğu vasıfları gösterir, ikincisi ihlâs makamıdır, 7 tane gök katının sırları gösterilir, 7.katın 7 âlemi de gösterilir ve Sidretül Münteha’ya kadar herşeyi gören bu kişi, Sidretül Münteha’yı görürse, gördüğü gün o kişi için olay tamamlanmıştır. Hangi olay tamamlanmıştır? O kişi için tamamlanan olay orasıdır; Tövbe-i Nasuh’a davet. İhlâs makamı tamamlanmıştır.

Tövbe-i Nasuh’a davetin sonunda, davetle salâh makamının 1.kademesine ulaşılır. Sonra günahların örtülmesi, sonra salâh nurunun verilmesi, sonra günahların sevaba cevirilmesi. Bu noktada kişi irşada ulaşır. Sonra da, etti 14. 4 daha, 18 defa müzeyyen oldu kişinin kalbi. Ve nihayet kişi iradesini de Allah’a teslim eder ve Allah’ın Zat’ını görür, 19. müzeyyen olma kademesi.

Böylece 19 tane dizayn, 19 tane safha söz konusu. 19 kademe kişinin nefsinin kalbinin muhteva kazanması söz konusu.

Ne zaman bir kişi iradesini Allah’a teslim ederse o zaman Allahû Tealâ onun nurunu tamamlar, başının üzerine kendi ruhunu ulaştırır, böylece kişinin önünde ve sağındaki 2 nurla yürümesi söz konusu iken salâh makamına ulaştığı zaman, birisi Allahû Tealâ kendisine verdiği salâh nuru, başının üzerinde bir bulut gibi yerleşir, ikincisi zaten mürşidine tâbî olduğu andan itibaren başının üzerinde bulunan devrin imamının ruhu. Başının üzerinde iradesini Allah’a teslim ettiği zaman kendi ruhu da gelir; gene başının üzerindeki salâh nuruyla beraber, böylece kişinin başının üzerinde 3 tane nur oluşur. Nurları tamamlanır.

“Müzeyyen olmak, yani Allah’ın layik olan kullarının kalplerinin müzeyyen kılması otomatik olarak gerçekleşen bir olaysa bu olayın süresi kişiye göre değişir diyebilir miyiz?”

Elbette diyebiliriz, kişiye göre mutlaka değişir.

“Daimî zikre ulaştıktan sonra, nefsimiz afetlerden tamamen arındırılmış oluyor ise, burada bulunan kişinin kendi iradesini kullanmak suretiyle yanlış bir seçim yapması söz konusu olabilir mi?”

Olabilir. Bu yanlış seçim o kişinin bir hatalı şeye doğru yönelmesi anlamına gelmez ama  meselâ bir namazını şu veya bu şekilde kaçırabilir, o zaman bu yaptığı yanlış bir olaydır ama kişi daîmi zikirdedir.

Öyle bir standart içinde olabilir ki o namazı kaçırmıştır, sonradan kaza etmesi söz konusu olabilir. Öyleyse yanlış yapması söz konusu olabilir, kişinin kendi iradesini kullanmak suretiyle bir şeyler yapması her zaman söz konusudur. Daha iradesini Allah’a teslim etmemiştir. Kaldı ki iradesi Allah’ın iradesine bağlandıktan sonra da Allahû Tealâ’nın devamlı emir vermesi söz konusudur, o emirleri gerçekleştirecektir kişi.

Tasarruf altına girmemiştir, tasarruf müessessesi sadece devrin imamına aittir, kendiliğinden bir şey yapma imkânının tamamen elinden alınması devrin imamına ait bir müessessedir.

Allah razı olsun.

Benzer konular