Sebe Suresinin 20. âyet-i kerimesi ile En’âm Suresinin 12. âyet-i kerimesine göre nefslerini hüsrana düşürenler; şeytana tâbî olanlar ve fırkalara ayrılanlardır diyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Hüsran » Sebe Suresinin 20. âyet-i kerimesi ile En’âm Suresinin 12. âyet-i kerimesine göre nefslerini hüsrana düşürenler; şeytana tâbî olanlar ve fırkalara ayrılanlardır diyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Sebe Suresinin 20. âyet-i kerimesi ile En’âm Suresinin 12. âyet-i kerimesine göre nefslerini hüsrana düşürenler; şeytana tâbî olanlar ve fırkalara ayrılanlardır diyebilir miyiz?

Sebe Suresinin 20. âyet-i kerimesinde Allaû Tealâ diyor ki:

34/SEBE-20: Ve lekad saddaka aleyhim iblîsu zannehu fettebeûhu illâ ferîkan minel mu’minîn(mu’minîne).
Ve andolsun ki iblis, onlar üzerindeki zannını (hedefini) yerine getirdi. Böylece mü’minleri oluşturan bir fırka (Allah’a ulaşmayı dileyenler) hariç, hepsi ona (şeytana) tâbî oldular.


«İblis, insanlar üzerindeki vaadini yerine getirdi. »

Ne zaman? Kıyâmet günü. « Mü’minlerden ibaret bir tek fırka hariç hepsi ona (iblise) tâbî oldular.” buyuruyor Allahû Tealâ.

Öyleyse burada bir fırka var, Allah’a ulaşmayı dileyenler, bir de onun dışındaki bütün fırkalar var, Allah’a ulaşmayı dilemiyenler. Hepsi; bir fırka hariç hepsi, geri kalan bütün fırkalar, o mü’minleri oluşturan bir tek fırka hariç, geri kalan bütün fırkalar şeytana kul olmuşlar.

Sadece Allah’a ulaşmayı dileyenler, onlar mü’min. Onlar, Sıratı Mustakîm’in üzerinde. Geri kalanlar hepsi iblise tâbî oldular. Yani bundan evvel geçen âyet-i kerime gibi şirkte oldular. Şirkte olanlar; Allah’a ulaşmayı dilemeyenler, takva sahibi olmayanlar. Rûm-31 ve 32.

30/RÛM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne).
O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaşmayı dileyin) ve O'na karşı takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.

30/RÛM-32: Minellezîne ferrakû dînehum ve kânû şiyean, kullu hızbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne).
(O müşriklerden olmayın ki) onlar, dînlerinde fırkalara ayrıldılar ve grup grup oldular. Bütün gruplar, kendilerinde olanla ferahlanırlar.


En’âm Suresinin 12. âyet-i kerimesi:

6/EN'ÂM-12: Kul li men mâ fîs semâvâti vel ard(ardı), kul lillâh(lillâhi), ketebe alâ nefsihir rahmete, le yecmeannekum ilâ yevmil kıyâmeti lâ raybe fîhi, ellezîne hasirû enfusehum fe hum lâ yu’minûn(yu’minûne).
De ki : “Semalarda ve yeryüzünde olan şeyler kimin?” “Hepsi Allah’ındır!” de. Allahû Tealâ, kendi üzerine rahmeti yazdı. Hakkında şüphe olmayan kıyâmet gününde, sizleri mutlaka toplayacak. O kimseler ki; nefslerini hüsrana düşürdüler, onlar mü’min değildirler.


kul li men mâ fîs semâvâti vel ard(ardı): de ki: Semalarda ve yeryüzünde olan şeyler kimin?
li men: Kimin için?
mâ: Şeyler
fîs semâvâti vel ard(ardı): Arzda ve gökyüzündeki olan şeyler kimin için?
kul: De ki.     
lillâh(lillâhi): Allah için.
ketebe alâ nefsihir rahmeh(rahmete ): Allahû Tealâ, Kendi üzerine rahmeti yazdı.
ketebe alâ nefsihir: Nefsin üzerine yazdı Allahû Tealâ.
rahmeh(rahmete): Rahmeti.
le yecmeannekum ilâ yevmil kıyâmeti lâ reybe fîh(fîhi): Ve ecmayin kılacaktır. Sizleri toplayacaktır kıyâmet günü ki hakkında şüphe olmayan bir gün o. “Hakkında şüphe olmayan kıyâmet günü sizleri toplayacaktır, haşredecektir.” diyor Allahû Tealâ. “Ecma edecektir.”

“ellezîne hasirû enfusehum fe hum lâ yu’minûn(yu’minûne): O mü’min olmayanlar, nefslerini hüsrana düşürenlerdir.” diyor Allahû Tealâ.

Allahû Tealâ nefslerini hüsrana düşürenlerin mü’min olmadığını söylüyor (En’âm-12). 

“O kimseler ki nefslerini hüsrana düşürürler, onlar mü’min değildirler.” diyor Allahû Tealâ.

Öyleyse Sebe-20; mü’min olmayanlar; mü’minleri oluşturan bir tek fırka olduğuna göre, o fırkanın dışında kalanlar, hüsranda olanlar. “Onlar mü’min değildirler.” diyor Allahû Tealâ (En’âm Suresinin 12. âyet-i kerimesi).

O zaman En’âm Suresinin 12. âyet-i kerimesine göre nefslerini hüsrana düşürenler, şeytana tâbî olanlar ve fırkalara ayrılanlardır diyebilir miyiz?

Elbette fırkalara ayrılanlar mü’min değildirler, burada da nefslerini hüsrana düşürdüler. “Onlar mü’min değildirler.” diyor.

Nefslerini hüsrana düşürenler de fırkalara ayrılanlar da aynı grup, dalâlette olanlar da aynı grup, küfürde olanlar da aynı grup. Mü’min değiller. Fırkalara ayrılmış olanlar, şirkte olanlar da aynı grup.

 

Benzer konular