Sebe 20’de belirtilen iblise tâbî olanlarla Yûnus 45’te belirtilenlerin hüsranda olmaları nedeniyle cehennemlik olduklarını söyleyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Cennet - Cehennem » Sebe 20’de belirtilen iblise tâbî olanlarla Yûnus 45’te belirtilenlerin hüsranda olmaları nedeniyle cehennemlik olduklarını söyleyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Sebe 20’de belirtilen iblise tâbî olanlarla Yûnus 45’te belirtilenlerin hüsranda olmaları nedeniyle cehennemlik olduklarını söyleyebilir miyiz?

Sebe-20:

34/SEBE-20: Ve lekad saddaka aleyhim iblîsu zannehu fettebeûhu illâ ferîkan minel mu’minîn(mu’minîne).
Ve andolsun ki iblis, onlar üzerindeki zannını (hedefini) yerine getirdi. Böylece mü’minleri oluşturan bir fırka (Allah’a ulaşmayı dileyenler) hariç, hepsi ona (şeytana) tâbî oldular.


“Şeytan, insanlar üzerindeki vaadini (vaadini değil hedefini) yerine getirdi. Mü’minlerden ibaret bir tek fırka hariç hepsi iblise tâbî oldular.”

Yani bir fırka mü’minler, fırkalara ayrılanlar kâfirler.

Mü’minler Allah'a tâbî olanlar, kâfirler taguta tâbî olanlar.

Yûnus-45:

10/YÛNUS-45: Ve yevme yahşuruhum keen lem yelbesû illâ sâaten minen nehâri yeteârafûne beynehum, kad hasirallezîne kezzebû bi likâillâhi ve mâ kânû muhtedîn(muhtedîne).
Ve o gün (Allahû Tealâ), gündüzden bir saatten başka kalmamışlar (bir saat kalmışlar) gibi onları toplayacak (haşredecek). Birbirlerini tanıyacaklar (aralarında tanışacaklar). Allah’a mülâki olmayı (Allah’a ölmeden önce ulaşmayı) yalanlayanlar, hüsrandadır (nefslerini hüsrana düşürdüler). Ve hidayete eren kimseler olmadılar (ruhlarını ölmeden evvel Allah’a ulaştıramadılar).


ve yevme yahşuruhum keen lem yelbesû illâ sâaten minen nehâri yete ârefûne beynehum: Ve o gün yani kıyâmet günü,  gündüzden bir saatten başka kalmamışlar gibi onları toplayacak. Birbirlerini tanıyacaklar." diyor. Kıyâmet gününden bahsediyor Allahû Tealâ. Allah topluyor.
kad hasirellezîne kezzebû bi likâillâhi: Kim Allah’a mülâki olmayı (Allah'a ruhu ulaştırmayı) tekzip ederse onlar hüsranda (hüsrana düştüler).
ve mâ kânû muhtedîn(muhtedîne): Ve hidayete (hidayette) olmadılar. Onlar hüsranda oldular, hidayette olmadılar. Allah'a ulaşmayı dilemedikleri için hidayet üzere olmadılar.

Ve görüyoruz ki Sebe-20’dekiler fırkalara ayrılanlar, cehenneme gidecekler. Yûnus-45’te nefslerini hüsrana düşürenler, Allah'a mülâki olmayı tekzip ettikleri için (Allah'a ruhun ulaşmasını tekzip ettikleri için) hüsranda olanlar. Kimdi hüsranda olanlar? Allahû Tealâ hüsranda olanları açık bir şekilde ifade buyuruyor. Hüsranda olanlar, Allah'ın dizaynında öyle bir grup oluşturuyor ki; bu insanlar günahları sevaplarından fazla olanlar. Allahû Tealâ Mu’minûn Suresinin 103. âyet-i kerimesinde diyor ki:

23/MU'MİNÛN-103: Ve men haffet mevâzînuhu fe ulâikellezîne hasirû enfusehum fî cehenneme hâlidûn(hâlidûne).
Ve kimin mizanı (sevap tartıları) hafif gelirse, işte onlar, nefslerini hüsrana düşürenlerdir. Onlar, cehennemde ebediyyen kalacak olanlardır.


“Onlar ki günahları sevaplarından fazladır. Onların gideceği yer cehennemdir. Onlar ebediyyen cehennemde kalacaklardır. Onlar hüsranda olanlardır.” diyor.

İşte hüsranda olanlar, günahları sevaplarından fazla olanlar ve Yûnus-45’te hüsranda olanlar açık bir şekilde ifade ediliyor. Günahları sevaplarından fazla olanlar cehenneme gidecekler. Sebebi Allah'a mülâki olmayı tekzip etmeleri (yalanlamaları) sebebiyle.

Diğerinde ise fırkalara ayrılmak söz konusu. Allah'a ulaşmayı dileyenler tek bir fırkayı oluşturuyor. Fırkalara ayrılanlar ise bunun ötesini oluşturuyor. Ve fırkalara ayrılanlar bir farklı dizayn içindeler. Fırkalara ayrılanlar Allah'a ulaşmayı dilemeyenler. Bu sebeple her iki grubun da gideceği yer cehennem.
   

Benzer konular