A’râf 8-9, Kâria 6-7-8-9 ve Mu'minûn 102-103 âyet-i kerimeleri arasındaki ilişkiyi izah eder misiniz?

İzin günü (hesaplaşma günü) tartı (ölçü) haktır (gerçektir). Kimin (sevap) tartıları ağır gelirse, işte onlar, onlar felâha erenlerdir.


Yani, buradaki ölçü kıyamet günündeki ölçüdür. Yani  hayat filminize bakışınızdan bahsediyor Allahû Tealâ. Orada kimin sevap tartıları ağır gelirse, tıpkı Mu'minun 103 gibi  “Onların gideceği yer cennettir. Onlar felaha erenlerdir” diyor Allahû Tealâ.

Ve kimin (sevap) tartıları hafif gelirse, işte onlar, âyetlerimize zulmettiklerinden dolayı nefslerini hüsrana düşürmüş olanlardır.


A’raf 8 ve 9 ile  Muminun 102 ve 103 eş değeri aynı neticeyi ifade ediyor.

Fakat, artık kimin tartıları ağır gelirse(pozitif dereceleri negatif derecelerinden daha çok olursa).

İşte o, razı olduğu bir yaşayış içindedir.

Ve amma, kimin tartıları hafif gelirse (pozitif dereceleri negatif derecelerinden daha az olursa).

Artık onun anası (onu saracak olan), haviyedir (cehennem ateşidir).


O zaman kimin mizanı (sevap tartıları) ağır gelirse işte onlar, felâha erenlerdir.

Ve kimin mizanı (sevap tartıları) hafif gelirse, işte onlar, nefslerini hüsrana düşürenlerdir. Onlar, cehennemde ebediyyen kalacak olanlardır.


Üç grup âyet arasında aynı ilişki söz konusu. Hepside aynı şeyi söylüyor, kazanılan derecelerin yüksek olması halinde kişi cennete girer. Kazanılan derecelerin düşük olması halinde kişi, cehenneme girer. Üç ayrı cepheden kardeşimiz incelemiş, güzel bir inceleme.