Yûnus 45'te Allah’a ulaşmayı inkâr ederek hüsranda olanlarla, Âli İmrân 83'te Allah’a teslim olmanın dışında olarak hüsranda olanlar arasında bir illiyet rabıtası var mıdır?

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Yûnus 45'te Allah’a ulaşmayı inkâr ederek hüsranda olanlarla, Âli İmrân 83'te Allah’a teslim olmanın dışında olarak hüsranda olanlar arasında bir illiyet rabıtası var mıdır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Yûnus 45'te Allah’a ulaşmayı inkâr ederek hüsranda olanlarla, Âli İmrân 83'te Allah’a teslim olmanın dışında olarak hüsranda olanlar arasında bir illiyet rabıtası var mıdır?

Yûnus Suresinin 45. âyet-i kerimesi:

10/YÛNUS-45: Ve yevme yahşuruhum keen lem yelbesû illâ sâaten minen nehâri yeteârafûne beynehum, kad hasirallezîne kezzebû bi likâillâhi ve mâ kânû muhtedîn(muhtedîne).
Ve o gün (Allahû Tealâ), gündüzden bir saatten başka kalmamışlar (bir saat kalmışlar) gibi onları toplayacak (haşredecek). Birbirlerini tanıyacaklar (aralarında tanışacaklar). Allah’a mülâki olmayı (Allah’a ölmeden önce ulaşmayı) yalanlayanlar, hüsrandadır (nefslerini hüsrana düşürdüler). Ve hidayete eren kimseler olmadılar (ruhlarını ölmeden evvel Allah’a ulaştıramadılar).


ve yevme yahşuruhum keen lem yelbesû illâ sâaten minen nehâri: gündüzden bir saatten başka kalmamışlar gibi onları Allah toplayacak, haşredecek (o gün Allah onları toplayıp haşredecek, toplayacak, haşredecek; gündüzden bir saatten başka kalmamışlar gibi) ve aralarında tanışacaklar.
yete ârefûne beynehum: birbirlerini tanıyacaklar, aralarında tanışacaklar.
kad hasirellezîne kezzebû bi likâillâhi ve mâ kânû muhtedîn (muhtedîne): Allah’a mülâki olmayı, ruhunu ölmeden evvel Allah’a ulaştırmayı tekzip edenler, yalanlayanlar, onlar hüsrana düştüler, nefslerini hüsrana düşürdüler.
ve mâ kânû muhtedîn: ve hidayette olmadılar, hidayet üzere olmadılar yani dalâlette kaldılar.

Ne diyor? “Allah’a mülâki olmayı tekzip edenler, yalanlayanlar…” Şimdi bizim bütün dîn âlimleri bunu yalanlamakla meşguller ve üzerlerine korkunç bir vebal almış durumdalar. Vebalin asıl büyüğü şimdi oluşuyor çünkü eskiden bilmiyorlardı ama şimdi bu öğrendikleri gerçekleri saklamanın vebali var omuzlarında. Bu korkunç bir vebal sevgili kardeşlerim. Altmış milyondan fazla insan bugünkü dîn adamlarının sessizliği yüzünden, doğruları kabul edip de öğrenmek isteyenlere öğretmemeleri yüzünden cehenneme gidecek.

Şu anda altmış milyondan fazla insan cehenneme doğru yol alıyor ve sessiz kalıyor dîn adamları. Onlara ihtarlarla her şeyi ispat etmemize rağmen, “Allah’a ulaşmayı dilemek mutlaka farzdır. Olmazsa olmaz şartıdır Allahû Tealâ’nın. Allah’a ulaşmayı dilemeyen dalâlettedir, küfürdedir, isyandadır, Allah’ın âyetlerinden gâfildir, gidecekleri yer cehennemdir, tagutun dostudurlar, Allah’ın dostu değildirler, küfürdedirler, dalâlettedirler dememize rağmen, hsrandadırlar dememize rağmen sevgili kardeşlerim ve bunu Kur’ân âyetleriyle defaatle ispat etmemize rağmen dîn adamları susuyor. Omuzlarına ağır bir vebal almış durumdalar. Bu yüzden de bize sadece kızıyorlar.

Böyle mi olması lâzım sevgili kardeşlerim? Allahû Tealâ’nın bize öğrettiği bu ilmi, Allahû Tealâ bu milletin bir evlâdına nasip etmiş. Bununla sevinmeleri ve kendi milletlerinin insanını kurtuluşa çağırmaları gerekirken sadece susmakla kalmıyorlar, hâlâ bu noktada da hâlâ bu insanlar söylediklerimizin yanlış olduğunu iddia edebiliyorlar. Bizi bir sahtekâr gibi göstermeye çalışıyorlar. Sevgili kardeşlerim! Nefsin afetlerine bu kadar tâbî olan bu insanlar, altmış milyondan fazla insanın cehenneme gitmesinden şu anda sorumlu durumdalar.

Âli İmrân Suresinin 83. âyet-i kerimesi:

3/ÂLİ İMRÂN-83: E fe gayre dînillâhi yebgûne ve lehû esleme men fîs semâvâti vel ardı tav’an ve kerhen ve ileyhi yurceûn(yurceûne).
Onlar, hâlâ Allah'ın dîninden başkasını mı arıyorlar? Halbuki göklerde ve yerde kim varsa, hepsi tav'an ve kerhen (isteyerek ve istemeyerek) O'na teslim oldular ve onlar, O'na (Allah'a), geri döndürülecekler.


e fe gayre dînillâhi yebgûne: Allah’ın dîninden başkasını mı arıyorlar?
ve lehû esleme: ve O’na teslim olmuşlardır.
men fîs semâvâti vel ardı: arzda ve göklerdeki insanlar, O’na teslim olmuşlardır.
tav’an ve kerhen: ister tav’an olsun (isteyerek), ister istemeyerek olsun (kerhen).
 
Göklerdeki ve yerdeki insanlar O’na teslim olmuşlardır.
 
ve ileyhi yurceûn: Ve O’na rücû edeceklerdir.

Şimdi suale bakıyoruz: “Yûnus Suresinin 45. âyet-i kerimesinde Allah’a ulaşmayı inkâr ederek hüsranda olanlarla, Âli İmrân Suresinin 83. âyet-i kerimesinde Allah’a teslim olmanın dışında olarak hüsranda olanlar arasında bir illiyet rabıtası var mı?”

Allahû Tealâ burada hüsranda olanları kullanmamış ama bir evvelki âyet-i kerimede: “Allah’a mülâki olmayı inkâr edenler hüsrandadır.” dendiğine göre; Allah’ın dîninden başka bir dîn arayanlar, Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerdir. Dolayısıyla sualin cevabı, Evet.

Benzer konular