Âli İmrân 103'te: "Allah’ın ipine sımsıkı sarılın ve fırkalara ayrılmayın.", buyuruluyor. Öte yandan, Âli İmrân 112'de ise: "Onlar nerede olurlarsa olsunlar, sırtlarına zillet damgası vurulmuştur. Ancak Allah’ın ipine sarılanlar ve insanlardan bir ipe sarılanlar müstesna.", buyurulmakta. Bu âyetlere göre Allah’ın ipine sarılmayanların, Rûm 31 ve 32'ye göre, Allah’a ulaşmayı dilemeyenler ve dînlerinde fırkalara ayrılanlar olduğunu söyleyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Âli İmrân 103'te: "Allah’ın ipine sımsıkı sarılın ve fırkalara ayrılmayın.", buyuruluyor. Öte yandan, Âli İmrân 112'de ise: "Onlar nerede olurlarsa olsunlar, sırtlarına zillet damgası vurulmuştur. Ancak Allah’ın ipine sarılanlar ve insanlardan bir ipe sarılanlar müstesna.", buyurulmakta. Bu âyetlere göre Allah’ın ipine sarılmayanların, Rûm 31 ve 32'ye göre, Allah’a ulaşmayı dilemeyenler ve dînlerinde fırkalara ayrılanlar olduğunu söyleyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Âli İmrân 103'te: "Allah’ın ipine sımsıkı sarılın ve fırkalara ayrılmayın.", buyuruluyor. Öte yandan, Âli İmrân 112'de ise: "Onlar nerede olurlarsa olsunlar, sırtlarına zillet damgası vurulmuştur. Ancak Allah’ın ipine sarılanlar ve insanlardan bir ipe sarılanlar müstesna.", buyurulmakta. Bu âyetlere göre Allah’ın ipine sarılmayanların, Rûm 31 ve 32'ye göre, Allah’a ulaşmayı dilemeyenler ve dînlerinde fırkalara ayrılanlar olduğunu söyleyebilir miyiz?

Âli İmrân Suresinin 103. âyet-i kerimesinden başlıyoruz. Allah’ın ipine sımsıkı sarılmak:

3/ÂLİ İMRÂN-103: Va’tasımû bihablillâhi cemîân ve lâ teferrakû, vezkurû ni’metallâhi aleykum iz kuntum a’dâen fe ellefe beyne kulûbikum fe asbahtum bi ni’metihî ihvânâ(ihvânen), ve kuntum alâ şefâ hufratin minen nâri fe enkazekum minhâ, kezâlike yubeyyinullâhu lekum âyâtihî leallekum tehtedûn(tehtedûne).
Ve hepiniz, Allah’ın ipine sımsıkı tutunun, fırkalara ayrılmayın! Ve Allah’ın sizin üzerinizdeki ni’metini hatırlayın; siz (birbirinize) düşman olmuştunuz. Sonra sizin kalplerinizin arasını birleştirdi, böylece O’nun (Allah’ın) nimeti ile kardeşler oldunuz. Ve siz ateşten bir çukurun kenarında iken sizi ondan kurtardı. İşte Allah, âyetlerini size böyle açıklıyor. Umulur ki böylece siz hidayete erersiniz.


va’tasımû bihablillâhi cemîân: Hepiniz Allah’ın ipine sımsıkı sarılın.

Ne demek bu? “Hepiniz Allah’ın ipine sımsıkı sarılın; yani Allah’a ulaşmayı dileyin.”

ve lâ teferrekû: Ve fırkalara ayrılmayın.

Öyleyse, sadece fırkalara ayrılmayanlar, Allah’ın ipine sımsıkı sarılanlardır. Yani kimdir fırkalara ayrılmayanlar? Rum Suresinin 31 ve 32. âyet-i kerimelerine göre Allah’a ulaşmayı dileyenler.

Rûm Suresinin 31 ve 32. âyet-i kerimelerine bakıyoruz. Allahû Tealâ diyor ki:

30/RÛM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne).
O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaşmayı dileyin) ve O'na karşı takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.

30/RÛM-32: Minellezîne ferrakû dînehum ve kânû şiyean, kullu hızbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne).
(O müşriklerden olmayın ki) onlar, dînlerinde fırkalara ayrıldılar ve grup grup oldular. Bütün gruplar, kendilerinde olanla ferahlanırlar.


“Allah’a yönelin, yani Allah’a ulaşmayı dileyin ve Allah’a karşı takva sahibi olun. Ve namaz kılın. Ve müşriklerden olmayın.”, diyor Allahû Tealâ.

Rûm Suresinin 32. âyet-i kerimesinde diyor ki: “O müşriklerden olmayın ki, onlar fırkalara ayrılmışlardır ve her biri ayrı bir hizip oluşturmuştur, hizipler oluşturmuşlardır, hiziplerden olmuşlardır. Bütün hizipler, kendileriyle beraber olanla ferahlanırlar.”

Yani fırkalara ayrılmışlar, grup grup olmuşlar insanlar; ama bunların hepsinin müşterek özelliği Allah’a ulaşmayı dilememeleri. Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin oluşturduğu hizipler bunlar. Allah’ın dizaynı bu standart içerisinde. Her grup kendi ilmiyle ferahlanır.

İşte Allah’ın ipine sımsıkı sarılanlar, fırkalara ayrılmayanlar olarak vasıflandırıldığı için; anlıyoruz ki Allah’ın ipine sımsıkı sarılmak: Allah’a ulaşmayı dilemek.
    
vezkurû ni’metallâhi aleykum iz kuntum a’dâen fe ellefe beyne kulûbikum fe asbahtum bi ni’metihî ihvânâ(ihvânen): Allah’ın üzerinizdeki ni’metini hatırlayın ki, siz birbirinize düşmandınız, düşman iken Allah kalplerinizi telif etti ve bu ni’metiyle sizi kardeşler kıldı.
ve kuntum alâ şefâ hufretin minen nâri fe enkazekum minhâ: Siz bir ateş çukurunun kenarındaydınız. Ve sizi oradan kurtardı.
kezâlike yubeyyinullâhu lekum âyâtihî leallekum tehtedûn(tehtedûne): Allah size âyetlerini böyle beyan ediyor ki, böylece hidayete eresiniz.

Allah’ın ipine sımsıkı sarılan kişi, hidayet üzere olmuştur. Hidayete ermesi ise; ilk hidayet 21. basamakta gerçekleşecektir. Ruhu Allah’a ulaştığı zaman, ruhun hidayeti. Sonra fizik vücudunu, nefsini ve iradesini Allah’a teslim edip; dört tane hidayete, dört tane teslime kişi ulaşacaktır.

Âli İmrân Suresinin 112. âyet-i kerimesine geliyoruz:

3/ÂLİ İMRÂN-112: Duribet aleyhimuz zilletu eyne mâ sukıfû illâ bi hablin minallâhi ve hablin minen nâsi ve bâû bi gadabin minallâhi ve duribet aleyhimul meskeneh(meskenetu), zâlike bi ennehum kânû yekfurûne bi âyâtillâhi ve yaktulûnel enbiyâe bi gayri hakk(hakkın), zâlike bimâ asav ve kânû ya’tedûn(ya’tedûne).
Onların üzerlerine, nerede olurlarsa olsunlar zillet (alçaklık) damgası vuruldu. Ancak Allah'ın ipine (Sıratı Mustakîm'e) ve insanlardan bir ipe (Allah'a ulaştıracak olan mürşide) tutunanlar (ulaşanlar) hariç. (Onlar) Allah'tan bir gazaba uğradılar ve üzerlerine miskinlik damgası vuruldu. Bu, onların Allah'ın âyetlerini inkâr etmiş olmaları ve peygamberleri haksız yere öldürmüş olmaları sebebiyledir. İşte bu, onların (Allah'a) isyan etmelerinden ve haddi aşmış olmalarındandır.


“Onların üzerine zillet damgası vuruldu. Nerede olurlarsa olsunlar zillet damgası vurulmuştur. Ama Allah’tan bir ipe ve insanlardan bir ipe, veya Allah’ın ipine ve insanlardan bir ipe sarılanlar hariç. Onlar Allah’ın gazabına uğradılar ve üzerlerine meskenet, miskinlik damgası vuruldu. İşte buna sebep; onların kesinlikle Allah’ın âyetlerini yalanlamalarıdır, inkâr etmiş olmalarıdır. Ve Allah’ın nebîlerini, peygamberlerini haksız yere öldürmüş olmalarıdır. İşte bu; onların isyan etmelerinden ve haddi aşmış olmalarındandı.”

Şimdi suale dönüyoruz: “Bu âyetlere göre Allah’ın ipine sarılmayanların, Rum Suresinin 31 ve 32. âyet-i kerimelerine göre, Allah’a ulaşmayı dilemeyenler ve dînlerinde fırkalara ayrılanlar olduğunu söyleyebilir miyiz?”

Evet. Net olarak bu sonuca ulaşıyoruz. Onlar, dînlerinde fırkalara ayrılanlar ve Allah’ın âyetlerini inkâr edenler; Allah’a ulaşmayı dilemeyenler, yani fırkalara ayrılanlar. Sadece Allah’a ulaşmayı dilemeyenler, yetmiş iki tane fırka oluştururlar. Bu yetmiş iki fırkanın içinde bir küçücük grupla, bütün bu insanların arasında küçük küçük gruplar, insanların % 10’undan daha azı, Allah’a ulaşmayı dileyenleri oluşturuyor.

Sevgili kardeşlerim, böyle bir dizaynda, sadece insanlara acıyabiliyoruz.

Benzer konular