Munâfikûn Suresinin 9. âyet-i kerimesi ile Yûnus Suresinin 45. âyet-i kerimesi arasında bir ilişki vardır diyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Zikir » Munâfikûn Suresinin 9. âyet-i kerimesi ile Yûnus Suresinin 45. âyet-i kerimesi arasında bir ilişki vardır diyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Munâfikûn Suresinin 9. âyet-i kerimesi ile Yûnus Suresinin 45. âyet-i kerimesi arasında bir ilişki vardır diyebilir miyiz?

Munâfikûn Suresinin 9. âyet-i kerimesi:

63/MUNÂFİKÛN-9: Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ tulhikum emvâlukum ve lâ evlâdukum an zikrillâh(zikrillâhi), ve men yef'al zâlike fe ulâike humul hâsirûn(hâsirûne).
Ey âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı dileyenler)! Mallarınız ve evlâtlarınız sizi Allah’ın zikrinden alıkoymasın. Ve kim bunu yaparsa, o taktirde işte onlar, onlar hüsranda olanlardır.


yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tulhikum emvâlukum ve lâ evlâdukum an zikrillâh: ey îmân sahipleri, ey âmenû olanlar, Allah’a ulaşmayı dileyenler! Mallarınız ve evlâtlarınız, sizi Allah’ı zikretmekten alıkoymasın. Kim bu fiili işlerse yani Allah’ın zikrinden göz yumarsa, onlar hüsranda olanlardır.

Allah’ın zikrini yapmayanlar kimler? Allah’a ulaşmayı dilemeyenler.

Munâfikûn Suresinin 9. âyet-i kerimesi ile Yûnus Suresinin 45. âyet-i kerimesi arasında bir ilişki var mıdır?

10/YÛNUS-45: Ve yevme yahşuruhum keen lem yelbesû illâ sâaten minen nehâri yeteârafûne beynehum, kad hasirallezîne kezzebû bi likâillâhi ve mâ kânû muhtedîn(muhtedîne).
Ve o gün (Allahû Tealâ), gündüzden bir saatten başka kalmamışlar (bir saat kalmışlar) gibi onları toplayacak (haşredecek). Birbirlerini tanıyacaklar (aralarında tanışacaklar). Allah’a mülâki olmayı (Allah’a ölmeden önce ulaşmayı) yalanlayanlar, hüsrandadır (nefslerini hüsrana düşürdüler). Ve hidayete eren kimseler olmadılar (ruhlarını ölmeden evvel Allah’a ulaştıramadılar).


Yûnus Suresinin 45. âyet-i kerimesinde de Munâfikûn Suresinin 9. âyet-i kerimesinde de insanlar hüsranda. Hüsranda olmanın sebebi Yûnus Suresinin 45. âyet-i kerimesinde açıklanıyor: Allah’a mülâki olmayı tekzip etmeleri, yalanlamaları; onlar hüsranda olanlar.

Munâfikûn Suresinin 9. âyet-i kerimesinde de hüsranda olanlar var; Allah’ın zikrinden yüz çevirenler. İşte burada Allahû Tealâ hidayete erdikten sonra, tekrar geri dönmeyi anlatıyor. Kişi Allah’a ulaşmayı dilemiş ve ruhunu Allah’a ulaştırmış, Allah ona dost olmuş, o da Allah’a dost olmuş ama zikirden vazgeçmiş, Allah’ın zikrini unutmuş. Bu nereye götürür kişiyi? Adım adım geriye götürür. 47000’den kişi 33000’e düşer. Ondan sonra da daha aşağıya doğru düşmeye başlar. 33000’i tutturabilse, devam etse düşmez aşağı, problem de olmaz ama aşağıya doğru indikçe kişinin kalbi yeniden kararacaktır ve Allahû Tealâ neticede onun kalbini açacaktır. Kalpteki îmân kelimesini alacaktır. Kişinin ruhunu kendisine geri gönderecektir. Gözlerindeki, kulaklarındaki, kalbindeki ve hassalardaki engelleri tekrar koyacaktır. Kişi başlangıç noktasına rücû edecektir yani hüsranda olacaktır.

Her ikisi de hüsranda olanlar olduğuna göre, ikisi arasında mutlak olarak bir illiyet rabıtasının mevcudiyeti söz konusu.

Benzer konular