Enbiyâ-48, 49, 50, 51. âyetlerini açıklar mısınız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Kur’ân-ı Kerim'deki Temel Emirler » Enbiyâ-48, 49, 50, 51. âyetlerini açıklar mısınız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Enbiyâ-48, 49, 50, 51. âyetlerini açıklar mısınız?

Enbiyâ Suresinin 48. âyet-i kerimesi:

21/ENBİYÂ-48: Ve lekad âteynâ mûsâ ve hârûnel furkâne ve dıyâen ve zikren lil muttakîn(muttakîne).
Ve andolsun ki Biz, Musa (A.S)’a ve Harun (A.S)’a, takva sahipleri için Furkan’ı (Tevrat’ı), bir Işık (Nur) ve Zikir olarak verdik.


ve lekad âteynâ mûsâ ve hârûnel Furkane: Biz, Musa ve Harun’a furkan’ı verdik. Andolsun ki; Biz, Musa ve Harun’a furkan’ı yani doğruyu yanlıştan ayırt eden kitabı Tevratı verdik.
ve dıyâen: ve ışık olarak, nur olarak, ziya olarak
ve zirken: bir zikir olarak takva sahipleri için.

Öyleyse Tevrat bir furkandır. Kur’ân’da bir furkandır, İncil’de bir furkandır. Bu dizayn içerisinde Allahû Tealâ Musa ve Harun’a Tevrat’ı verdiğini söylüyor. Enbiyâ Suresinin 49. âyet-i kerimesine geliyoruz:

21/ENBİYÂ-49: Ellezîne yahşevne rabbehum bil gaybi ve hum mines sâati muşfikûn(muşfikûne).
Onlar, gaybde (görmedikleri halde) Rab’lerine huşû duyarlar. Ve onlar, o saatten (kıyâmet saatinden) korkanlardır.


“Onlar, gaybde Rab'lerine huşû duyarlar. Ve onlar, o saatten (kıyâmet saatinden) korkanlardır.” Enbiyâ Suresinin 50. âyet-i kerimesi:

21/ENBİYÂ-50: Ve hâzâ zikrun mubârakun enzelnâhu, e fe entum lehu munkirûn(munkirûne).
Ve bu, Bizim indirdiğimiz Mübarek Bir Zikir’dir. Siz, hâlâ O’nu inkâr edenler misiniz?


“Ve bu, Bizim indirdiğimiz Mübarek bir zikirdir. Siz, hâlâ O'nu inkâr edenler misiniz?”

21/ENBİYÂ-51: Ve lekad âteynâ ibrâhîme ruşdehu min kablu ve kunnâ bihî âlimîn(âlimîne).
Ve andolsun ki daha önce İbrâhîm (A.S)’a rüşdünü (irşad yetkisini) verdik. Ve Biz, onu (irşada ehil olduğunu) bilenlerdik.


ve lekad âteynâ ibrâhîme ruşdehu:  Biz Hz. İbrâhîm’e rüşd verdik diyor Allahû Tealâ. Yani irşad yolunun sahipliğini verdik,
min kablu: bundan evvel
ve kunnâ bihî âlimîn(âlimîne): ve Biz yani onun irşada ehil olduğunu bilenlerdendik diyor Allahû Tealâ.

Allahû Tealâ, Hz. Harun ile Hz. Musa’ya Tevratı verdiğini söylüyor bir furkan olarak. Onların o furkan verildiği sırada görmedikleri halde Rab’lerine huşû duyduklarını ifade ediyor ve bu Tevratın belki de Kur’ân-ı Kerim'in mübarek bir zikir olduğunu söylüyor Allahû Tealâ. Bunların hepsi Kur’ân-ı Kerim'deki âyetler olduğuna göre Allahû Tealâ’nın bu sözünden murad, Tevrat olabilir, Kur’ân-ı Kerim de olabilir. “Ve andolsun ki; daha önce İbrâhîm (A.S)’da rüşdünü verdik irşad yetkisini verdik.” diyor. 
 
Şimdi burada Enbiyâ Suresinin 48, 49, 50 ve 51. âyetleri aslında Hz. Harun’u, Hz Musa’yı ve Tevratı anlatıyor. 51. âyette Hz. İbrâhîm’e geçiyor Allahû Tealâ. Enbiyâ-51’de İbrâhîm (A.S) verilen rüşd ona verilen irşad yetkisidir. Allahû Tealâ onu öyle bir irşad yetkisi ile yetkilendiriyor ki: “Onu imam kıldık.” diyor Allahû Tealâ. Huzur namazının imamı kıldığını ifade ediyor Kur’ân-ı Kerimde. Ve huzur namazının imamı irşad yetkisinin o devrede yaşayanlar için en üstündeki kişidir. Öyleyse ona verdiği rüşd onun irşad etme yetkisi hidayete erdirme yetkisi Hz. İbrâhîm’in yaşadığı devrede en üst seviyedeki irşad yetkisiydi. Hem de bir resûle değil, bir velî resûle değil, bir nebî resûle verilen bir irşad yetkisi.

Benzer konular