Allah’a ulaşmayı dilemeyen insanların kâfir olduklarını, hamdederiz ki sizden öğrendik. Kâfirlerin bir başka özelliğinin de öldükten sonra tekrar dirilmeye inanmamaları ve ölümle ruhlarının Allah’a döneceğine inanmamaları olduğunu, İsrâ 98 ve Bakara 46'ya dayanarak söyleyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Allah’a ulaşmayı dilemeyen insanların kâfir olduklarını, hamdederiz ki sizden öğrendik. Kâfirlerin bir başka özelliğinin de öldükten sonra tekrar dirilmeye inanmamaları ve ölümle ruhlarının Allah’a döneceğine inanmamaları olduğunu, İsrâ 98 ve Bakara 46'ya dayanarak söyleyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Allah’a ulaşmayı dilemeyen insanların kâfir olduklarını, hamdederiz ki sizden öğrendik. Kâfirlerin bir başka özelliğinin de öldükten sonra tekrar dirilmeye inanmamaları ve ölümle ruhlarının Allah’a döneceğine inanmamaları olduğunu, İsrâ 98 ve Bakara 46'ya dayanarak söyleyebilir miyiz?

Evet. İsrâ Suresinin 98. âyet-i kerimesi:

17/İSRÂ-98: Zâlike cezâuhum bi ennehum keferû bi âyâtinâ ve kâlû e izâ kunnâ izâmen ve rufâten e innâ le meb’ûsûne halkan cedîdâ(cedîden).
İşte bu, onların âyetlerimizi inkâr etmelerinden ve “Biz kemik ve toz haline gelmiş (toprak) olduğumuz zaman mı? Biz mi gerçekten yeni (bir) yaratılışla mutlaka beas edileceğiz (diriltileceğiz)?” demeleri sebebiyle onların cezasıdır.


zâlike cezâuhum bi ennehum keferû bi âyâtinâ: Onların cezası, muhakkak ki onların âyetlerimizi yalanlamaları sebebiyledir.
ve kâlû e izâ kunnâ izâmen ve rufâten e innâ le meb’ûsûne halkan cedîdâ(cedîden): İşte, onların âyetlerimizi inkâr etmelerinden ve “Biz kemik ve toz haline gelmiş (yani toprak) olduğumuz zaman mı? Biz mi gerçekten yeni (bir) yaratılışla mutlaka beas edileceğiz (diriltileceğiz)?” demeleri sebebiyle onların cezasıdır.

Yani (bâsu badel mevte) ölümden sonra kıyâmet günü tekrar hayata getirileceğimize inanmayanlar var. İşte o inanmayanların durumundan bahsediliyor.

Bakara Suresinin 46. âyet-i kerimesi:

2/BAKARA-46: Ellezîne yezunnûne ennehum mulâkû rabbihim ve ennehum ileyhi râciûn(râciûne).
Onlar (o huşû sahipleri) ki, Rab’lerine (dünya hayatında) muhakkak mülâki olacaklarına ve (sonunda ölümle) O’na döneceklerine yakîn derecesinde inanırlar.


“Onlar yakîn hasıl ederek kesin şekilde inanırlar ki; Allah’a mülâki olacaktır (ruhları Allah’a ulaşacaktır) ve sonunda ölümle mutlaka O’na döneceklerini bilirler.” diyor Allahû Tealâ.

“Öldükten sonra tekrar dirilmeye inanmamaları ve ölümle ruhlarının Allah’a döneceğine inanmamaları olduğunu söyleyebilir miyiz?”

Onlar öldükten sonra tekrar dirilmeye elbette inanmıyorlar ve ölümle ruhlarının Allah’a döneceğini de inanmıyorlar. Bu iki âyet-i kerimeye dayanarak söyleyebiliriz. Kimler inanıyor? Âmenû olanlar. Bakara Suresinin 46. âyet-i kerimesi âmenû olanlardan bahsediyor (huşû sahibi olanlardan bahsediyor):

Huşû sahibi olan, âmenû olandır. Allah’a ulaşmayı dileyince, kişi huşû sahibi olmuştur. İsrâ Suresinin 98. âyet-i kerimesinde negatif açıdan, Bakara Suresinin 46. âyet-i kerimesinde pozitif açıdan bakmış Allahû Tealâ olaya. Bakara Suresinin 46. âyet-i kerimesindekiler yakîn hasıl ederek, mutlaka ruhlarını Allah’a ulaştıracaklarına inanıyorlar. Bunlar (İsrâ-98’dekiler) kâfirler, aynı zamanda dalâlette olanlar, aynı zamanda hüsranda olanlar, aynı zamanda fıskta olanlar.

Benzer konular