Kehf 28'de Allahû Tealâ’nın: "Kalbini zikrimizden gâfil kıldığımız ve hevasına tâbî olan." dediği kimselerin, dünya hayatında ölmeden evvel Allah’a ulaşmayı dilemeyenler olduğunu söyleyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Kehf 28'de Allahû Tealâ’nın: "Kalbini zikrimizden gâfil kıldığımız ve hevasına tâbî olan." dediği kimselerin, dünya hayatında ölmeden evvel Allah’a ulaşmayı dilemeyenler olduğunu söyleyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Kehf 28'de Allahû Tealâ’nın: "Kalbini zikrimizden gâfil kıldığımız ve hevasına tâbî olan." dediği kimselerin, dünya hayatında ölmeden evvel Allah’a ulaşmayı dilemeyenler olduğunu söyleyebilir miyiz?

Evet. Kalbi gaflet içinde olan kişi ile Allah’ın âyetlerinden gafil olan insanlar aynı kişilerdir.

Yûnus Suresinin 7. âyet-i kerimesi:

10/YÛNUS-7: İnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatmeennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne).
Muhakkak ki onlar, Bize ulaşmayı (hayatta iken ruhlarını Allah’a ulaştırmayı) dilemezler. Dünya hayatından razı olmuşlardır ve onunla doyuma ulaşmışlardır ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardır.


ve Kehf Suresinin 28. âyet-i kerimesi:

18/KEHF-28: Vasbır nefseke meallezîne yed'ûne rabbehum bil gadâti vel aşiyyi yurîdûne vechehu ve lâ ta'du aynâke anhum, turîdu zînetel hayâtid dunyâ ve lâ tutı' men agfelnâ kalbehu an zikrinâ vettebea hevâhu ve kâne emruhu furutâ(furutan).
Sabah akşam, O’nun Vechi'ni (Zat’ını) isteyerek Rabbine dua edenlerle beraber nefsini sabırlı tut. Dünya hayatının ziynetini dileyerek gözünü onlardan çevirme! Kalbini zikrimizden gâfil kıldığımız ve hevasına (heveslerine) tâbî olan kimselere isteyerek, işinde haddi aşmış olanlara itaat etme!


vasbır nefseke meallezîne yed’ûne rabbehum bil gadâti vel aşiyyi: Nefsini sabırlı tut, sabah akşam, Rab’lerine dua edenlerle beraber.
yurîdûne vechehu: Allah’ın Zat’ını dileyerek.
ve lâ ta’du aynâke anhum, turîdu zînetel hayâtid dunyâ: Dünya hayatının ziynetini isteyerek, gözünü onlardan ayırma.
ve lâ tutı’ men agfelnâ kalbehu: Kalpleri gaflette olanlara itaat etme.
an zikrinâ: Zikrimizden kalpleri gâfil olanlara (kalbini zikrimizden gâfil kıldığımız kişilere).
vettebea hevâhu: Ve hevasına tâbî olan kişilere.
ve kâne emruhu furutâ(furutan): İşinde haddi aşmış olanlara itaat etme.

“Yûnus Suresinin 7. âyet-i kerimesine göre Allah’ın âyetlerinden gâfil olanlar ile kalbi gaflet içinde olanlar arasında bir ilişki var mıdır?”

İlişki kesin olarak vardır. Daha öteye geçelim; ikisi aynı şeydir. Kalbi gaflet içinde olanlar, Allah’ın âyetlerinden gâfil olanlardır.

“Kehf Suresinin 28. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ’nın: “Kalbini zikrimizden gâfil kıldığımız ve hevasına tâbî olan.” dediği kimselerin dünya hayatında ölmeden evvel Allah’a ulaşmayı dilemeyenler olduğunu söyleyebilir miyiz?”

Evet. Rahatlıkla söyleyebiliriz. Tam onlardır.

Hevasına tâbî olanlar kimdi? Hevasını kendisine ilâh edinenler? Dalâlette olanlar, onlar kimdi? Allah’a ulaşmayı dilemeyenler. Bunlar da aynı kişiler.

“Kalbini zikrimizden gâfil kıldığımız ve hevasına tâbî olan kimselere (işinde haddi aşmış olan kimselere) itaat etme.”

Evet, hevasına tâbî olan dediği kişiler; dünya hayatında ölmeden evvel Allah’a ulaşmayı dilemeyen kişiler. Dilemedikleri için dalâletteler ve dalâlette olmaları itibariyle, kalpleri zikirsiz (kalpleri gaflette).    

Benzer konular