Hûd-73’teki ehl-i beytin özelliklerini açıklar mısınız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Âyetler ve Sırları » Hûd-73’teki ehl-i beytin özelliklerini açıklar mısınız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Hûd-73’teki ehl-i beytin özelliklerini açıklar mısınız?

Hûd Suresinin 73. âyet-i kerimesi:

11/HÛD-73: Kâlû e ta’cebîne min emrillâhi rahmetullâhi ve berakâtuhu aleykum ehlel beyt(beyti), innehu hamîdun mecîd(mecîdun).
(Melekler) dediler ki: “Allah’ın emrine mi şaşırıyorsun? Ey ev halkı, Allah’ın rahmeti ve bereketi sizin üzerinize!” Muhakkak ki O, Hamîd'dir (çok övülen, çok hamdedilendir), Mecîd’dir (şanı, yüce olandır).


“Melekler dediler ki: ‘llah’ın emrinemi şaşırıyorsun? Ey ev halkı! Allah’ın rahmeti ve bereketi sizin üzerinize!’ Muhakkak ki O, hamîd ve mecîddir.” Hûd Suresinin 73. âyet-i kerimesi. Hûd Suresi 72’ye gelelim.71’e gelelim. Ve Hz. İbrâhîme elçilerin resûllerin gelmesiyle başlıyor ve Hûd-69’da:

11/HÛD-69: Ve lekad câet rusulunâ ibrâhîme bil buşrâ kâlû selâmâ(selâmen), kâle selâmun fe mâ lebise en câe bi iclin hanîz(hanîzin).
Ve andolsun elçilerimiz İbrâhîm (a.s)’a müjde ile geldiler: “Selâm” dediler. O (İbrâhîm a.s) da: “Selâm” dedi. Bunun üzerine, çok geçmeden kızarmış bir buzağı getirdi. (Kızarmış bir buzağı getirmesi gecikmedi.)


“Allah’ın resûllerinin, melek resûllerin geldiği ifade ediliyor. Onlara bir buzağı kızartıp getirtiyor.”
 
Fakat 70’de:

11/HÛD-70: Fe lemmâ raâ eydiyehum lâ tesilu ileyhi nekirehum ve evcese minhum hîfeten, kâlû lâ tehaf innâ ursilnâ ilâ kavmi lût(lûtin).
Fakat onların ellerinin ona uzanmadığını görünce onları yadırgadı. Ve onlardan (dolayı) bir korku hissetti. (Onlar): “Korkma, muhakkak ki biz, Lut kavmine gönderildik.” dediler.


“Onların ellerinin buzağıya uzanmadığını görünce Hz. İbrâhîm onları yadırgıyor, korku hissediyor, onlar korkma sana değil Lut kavmine gönderildik.” diyorlar.

11/HÛD-71: Vemraetuhu kâimetun fe dahıket fe beşşernâhâ bi ishâka ve min verâi ishâka ya'kûb(ya'kûbe).
Ve ayakta duran hanımı, bunun üzerine gülümsedi. O zaman onu, İshak ile ve İshak’ın arkasından Yâkub ile müjdeledik.


“Ve ayakta duran hanımı onun üzerine gülümsemiş. O zaman onu İshâk ve İshâk’ın arkasından Yâkup ile müjdeledik diyor.  Hz İbrâhîm’in eşini Hz. İshâk ve Hz. Yâkup ile müjdelemiş melekler.”
 
72:

11/HÛD-72: Kâlet yâ veyletâ e elidu ve ene acûzun ve hâzâ ba'lî şeyhâ(şeyhan), inne hâzâ le şey'un acîb(acîbun).
“Hayret, ben ihtiyar (aciz) iken mi doğuracağım? Ve (işte) bu eşim de ihtiyar. Muhakkak ki bu, elbette şaşılacak bir şeydir.” dedi.


“Kadıncağız çok yaşlı diyor ki: ‘Hayret ben ihtiyarken mi, doğuracağım ve işte eşim de ihtiyar işte bu, bu elbette şaşılacak bir şeydir.” diyor kadın. Ve 73.  âyet-i kerimeye geliyoruz:

11/HÛD-73: Kâlû e ta’cebîne min emrillâhi rahmetullâhi ve berakâtuhu aleykum ehlel beyt(beyti), innehu hamîdun mecîd(mecîdun).
(Melekler) dediler ki: “Allah’ın emrine mi şaşırıyorsun? Ey ev halkı, Allah’ın rahmeti ve bereketi sizin üzerinize!” Muhakkak ki O, Hamîd'dir (çok övülen, çok hamdedilendir), Mecîd’dir (şanı, yüce olandır).


Buradaki ehl-i beytten murad; Hz. İbrâhîm’in ev halkı eşi ve çocukları. Hûd-73’deki ehl-i beyt; Allah’ın rahmetinin ehl-i beytin, Hz. İbrâhîm’in ehl-i beytinin üzerine olduğunu ifade ediyor Allahû Tealâ. Bizim anladığımız kadarıyla soruyu soran kardeşimiz ehl-i beyt kelimesinden farklı bir mânâ çıkartıyor. Ehl-i beyt nebîlerin ailelerinin ve onların füru’unun ismidir. Asırlar geçtikçe insanların arasında hep peygamber soyundan olan birileri var olacaktır. Onlar ehl-i beytin varlığını ve devamını ifade ederler.

Benzer konular