Mu’minûn Suresinin 74. âyet-i kerimesine göre yevm’il âhire îmân etmenin Sıratı Mustakîm ile olan ilişkisini bizlere açıklar mısınız? Bu iki âyet-i kerimenin A’râf Suresinin 147. âyet-i kerimesi ile açık bir ilişkisi var mı?

Anasayfa » Ana Sayfa » Sıratı Mustakîm » Mu’minûn Suresinin 74. âyet-i kerimesine göre yevm’il âhire îmân etmenin Sıratı Mustakîm ile olan ilişkisini bizlere açıklar mısınız? Bu iki âyet-i kerimenin A’râf Suresinin 147. âyet-i kerimesi ile açık bir ilişkisi var mı?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Mu’minûn Suresinin 74. âyet-i kerimesine göre yevm’il âhire îmân etmenin Sıratı Mustakîm ile olan ilişkisini bizlere açıklar mısınız? Bu iki âyet-i kerimenin A’râf Suresinin 147. âyet-i kerimesi ile açık bir ilişkisi var mı?

Mu’minûn Suresinin 74. diyor ki Allahû Tealâ:

23/MU'MİNÛN-74: Ve innellezîne lâ yu’minûne bil âhırati anis sırâtı le nâkibûn(nâkibûne).
Ve muhakkak ki ahirete (Allah'a hayatta iken ulaşmaya) inanmayanlar, mutlaka yoldan (Sıratı Mustakîm'den) sapanlardır (dalâlette olanlardır).


ve innellezîne lâ yu’minûne bil ahireti: Onlar Allah’a ulaşmaya îmân etmezler.
anis sırâtı le nâkibûn(nâkibûne): o insan ruhunun ölmeden evvel Allah’a ulaşmasına îmân etmeyenler, (ahirete îmân etmeyen demek,  insan ruhunun ölmeden evvel Allah’a ulaşmasına îmân etmeyen demek.) Şüphesiz ki; yoldan sapanlardır. Sadece Allah’a ulaşmaya îmân edenler, Allah’a ulaşmayı dileyenler, sadece onlar onlar kurtuluşa ulaşanlardır. Onların ruhları Sıratı Mustakîm üzerinde olacaklardır. Onlar sırattan ayrılanlardır, sıratın üzerinde olmayanlardır.
 
A’râf-147:

7/A'RÂF-147: Vellezîne kezzebû bi âyâtinâ ve likâil âhirati habitat a’mâluhum, hel yuczevne illâ mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).
Ve onlar ki; âyetlerimizi ve ahirete ulaşmayı (hayatta iken ruhun Allah’a ulaşmasını) tekzip ettiler (yalanladılar) ve onların amelleri, heba oldu (boşa gitti). Onlar, yaptıklarından başka bir şeyle mi cezalandırılır?


vellezîne kezzebû bi âyâtinâ ve likâil ahireti habitat a’mâluhum: Onlar ki; âyetlerimizi tekzip ederler ve Allah’a mülâki olmayı (ahirete mülâki olmak, Allah’ın Zat’ına mülâki olmak ulaşmak anlamına geliyor.) inkâr edenler, tekzip edenler, yalanlayanlar onların amelleri boşa gitmiştir.
hel yuczevne illâ mâ kânû ya’melûn(ya’melûne): onlar yaptıklarından başka bir şeyle mi cezalandırılır?

Yevm’il âhire iştirak etmeyen insan, inanmayan insan, ruhunun Allah’a ulaşmasına inanmayan insan, Sıratı Mustakîm’in elbette dışındadır. İnansaydı Allah’a ulaşmayı dileyecekti ve ilk Sıratı Mustakîm’in üzerine hemen ulaşacaktı. Daha Allah’a ulaşmayı dilediğiniz andan itibaren ilk Sıratın üzerindesiniz. Her safhada bir başka Sıratın üzerinde olursunuz. Ruhunuz Sıratı Mustakîm üzerinden Allah’a ulaşacağı için Allah’a ulaşmayı dilemeyen bir insanınsa hiçbir zaman ruhu Sıratı Mustakîm’in üzerinde olmayacağı için, insan ruhunun Allah’a ulaşmasını dilemeyenler hiçbir zaman Sıratı Mustakîm üzerinde olmayacaklardır. A’râf-147’de de Allah’a mülâki olmayı yalanlayanlar, tekzip edenler onların amelleri boşa gitmiştir diyor buna Kehf-105’i de eklememiz lâzım:

18/KEHF-105: Ulâikellezîne keferû bi âyâti rabbihim ve likâihî fe habitat a’mâluhum fe lâ nukîmu lehum yevmel kıyameti veznâ(veznen).
İşte onlar, Rab’lerinin âyetlerini ve O’na mülâki olmayı (ölmeden evvel ruhun Allah’a ulaşmasını) inkâr ettiler. Böylece onların amelleri heba oldu (boşa gitti). Artık onlar için kıyâmet günü mizan tutmayız.


“Onlar ki; Allah’ın âyetlerini ve Allah’a mülaki olmayı inkâr ederler. Onların amelleri boşa gitmiştir.” diyor.  Allah’ın âyetlerini inkâr etmek ikisinde de var; A’râf -147’de de var, Kehf-105’de de var. Allah a mülâki olmak, ahirete mülâki olmak 2. safha. Sonuç; amellerin boşa gitmesi. Her ikisinde de var. Öyleyse kesinlikle ahirete mülâki olmak, Allah’a mülâki olmak mânâsına gelir.

Benzer konular