Bakara 42'de bildiğiniz halde Hakkı batıla karıştırıp Hakkı, gerçeği gizlemeyin emri bu döneme mi aittir? Bu bilgi kaçıncı furkanda oluşuyor?

2/BAKARA-42: Ve lâ telbisûl hakka bil bâtılı ve tektumûl hakka ve entum ta’lemûn(ta’lemûne).

Ve hakkı bâtıl ile karıştırmayın (örtmeyin) ve hakkı gizlemeyin. Ve (çünkü) siz biliyorsunuz.

“Hakkı batıla karıştırmayın ve hakkı gizlemeyin, bildiğiniz halde bunu yapıyorsunuz.” diyor Allahû Tealâ. Bakara Suresinin 159. âyet-i kerimesinde de aynı olay var. Allahû Tealâ diyor ki:

2/BAKARA-159: İnnellezîne yektumûne mâ enzelnâ minel beyyinâti vel hudâ min ba’di mâ beyyennâhu lin nâsi fîl kitâbi, ulâike yel’anuhumullâhu ve yel’anuhumul lâinûn(lâinûne).

Muhakkak ki, beyyinelerden indirdiğimiz şeyleri ve hidayeti (ölmeden evvel ruhun Allah'a ulaştırılmasını) Kitap'ta insanlara açıklamamızdan sonra gizleyenlere, işte onlara, Allah lânet eder ve lânet ediciler de onlara lânet eder.

“Bizim âyetlerimizi ve hidayeti, Biz indirdiğimiz kitaplarla açıklamamıza rağmen onlar, gizlerler. Allah da onlara lânet eder, lânet edenlerin hepsi de onlara lânet eder.” diyor. Bu hakkı batıla karıştırıp söylemeyin emri bütün devirlere aittir, her devirde bu olay tahakkuk etmiştir. Her devirde insanların bir kısmı mutlaka batıla kanmıştırlar, şeytan onları tesiri altına almıştır.

Öyleyse buradaki muhtevaya baktığımız zaman bu devre aittir demek mümkün mü? Evet, mümkün. Daha evvelki devirlere aittir demek mümkün mü? Evet, mümkün. Bu devrede biraz daha önem kazanmış durumda konu.