Bugünün dîn âlimleri insanların akıllarının olması nedeniyle Kur’ân-ı Kerimi kendilerinin anlayabileceklerini ve böylece İslâm’ı yaşayıp dünya ve ahiret mutluluğuna erebileceklerini, işte bu nedenle tâbiiyetin gerekli olmadığını belirtiyorlar. Böyleyken bir tek fırkanın dışında kalanların İbrâhîm 22’de belirtildiği üzere şeytana tâbî olmalarının nedenini açıklar mısınız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Bugünün dîn âlimleri insanların akıllarının olması nedeniyle Kur’ân-ı Kerimi kendilerinin anlayabileceklerini ve böylece İslâm’ı yaşayıp dünya ve ahiret mutluluğuna erebileceklerini, işte bu nedenle tâbiiyetin gerekli olmadığını belirtiyorlar. Böyleyken bir tek fırkanın dışında kalanların İbrâhîm 22’de belirtildiği üzere şeytana tâbî olmalarının nedenini açıklar mısınız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Bugünün dîn âlimleri insanların akıllarının olması nedeniyle Kur’ân-ı Kerimi kendilerinin anlayabileceklerini ve böylece İslâm’ı yaşayıp dünya ve ahiret mutluluğuna erebileceklerini, işte bu nedenle tâbiiyetin gerekli olmadığını belirtiyorlar. Böyleyken bir tek fırkanın dışında kalanların İbrâhîm 22’de belirtildiği üzere şeytana tâbî olmalarının nedenini açıklar mısınız?



14/İBRÂHÎM-22: Ve kâleş şeytânu lemmâ kudıyel emru innallâhe vaadekum va’del hakkı ve vaadtukum fe ahleftukum, ve mâ kâne liye aleykum min sultânin illâ en deavtukum festecebtum lî, fe lâ telûmûnî ve lûmû enfusekum, mâ ene bi musrihikum ve mâ entum bi musrihiyy(musrihiyye), innî kefertu bi mâ eşraktumûni min kabl(kablu), innez zâlimîne lehum azâbun elîm(elîmun).
Şeytan, emir yerine getirildiği zaman şöyle dedi: “Muhakkak ki; Allah, size “hak olan vaadini” vaadetti. Ve ben de size vaadettim. Fakat ben, vaadimden döndüm. Ve ben, sizin üzerinizde bir güce (sultanlığa, yaptırım gücüne) sahip değilim. Sadece sizi davet ettim. Böylece siz, bana icabet ettiniz. Artık beni kınamayın! Kendinizi kınayın! Ve ben, sizin yardımcınız değilim. Siz de, benim yardımcım değilsiniz. Gerçekten ben, sizin beni ortak koşmanızı daha önce de inkâr ettim. Muhakkak ki; zalimlere acı azap vardır.”


ve kâleş şeytânu lemmâ kudıyel emru: Şeytan emir yerine getirildiği zaman dedi ki:
innallâhe veadekum: Allah size vaad etti muhakkak ki,
va'del hakkı: Hak olan vaadini vaad etti.
ve veadtukum: Ve size olan vaadini yerine getirdi.
ve veadtukum: Ben de size vaad ettim.
fe ahleftukum: Ama vaadimden caydım.
ve mâ kâne liye aleykum min sultânin: Benim sizin üzerinizde bir sultanlığım, yaptırım gücüm yoktu.
illâ en deavtukum: Ben sadece davet ettim.
festecebtum: Siz de icabet ettiniz. O zaman
lî: Benim için, benim davetime siz de icabet ettiniz.
fe lâ telûmûnî: Beni lânetlemeyin.
ve lûmû enfusekum: Nefsinizi levm edin, nefsinizi lânetleyin, beni kınamayın, levm etmeyin, kınamayın, nefsinizi kınayın.
mâ ene bi musrihikum ve mâ entum bi musrıhıyy(musrıhıyye): Ben sizin yardımcınız değilim, siz de benim yardımcılarım değilsiniz.
innî kefertu bi mâ eşrektumûni: Bana sizin beni ortak koşmanıza daha önce de ben inkâr ettim.
min kabl(kablu), innaz zâlimîne lehum azâbun elîm(elîmun: Muhakkak ki; zalimlere acı azap vardır diyor Allahû Tealâ.

Şimdi tâbiiyetin gerekli olmadığını söyleyen insanlar Allahû Tealâ’nın emrine açık bir şekilde karşı gelenler. Şeytan diyor ki: “Ben sizi davet ettim, siz de benim davetime uydunuz ve bu yüzden beraberce cehenneme geldik.” Şeytan nereye davet ediyor? Şeytan sadece Allah’a ulaşmayı dilemekten men etmeyi başardığı zaman bütün insanlar onunla beraber otomatik olarak cehenneme gidiyor, fazla uğraşması gerekmiyor. Ve bunu unutturmayı başarmış insanlara, başarınca da bütün insanlar onunla beraber cehenneme gidecek. Öyleyse ya Allah’a dost insanlar ya şeytana dost. Bunun ifadesi İbrâhîm Suresinin 22. âyet-i kerimesinin ötesinde asıl Zumer-17’de görünüyor. Önce şeytana dost olanların Allah’a ulaşmayı diledikleri zaman Allah’ın kulu olduğunu Zumer-17 zaten açıklıyor. O zaman Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin hepsi şeytanın kulu olarak kalmak mecburiyetinde. Ne diyordu Allahû Tealâ Zumer-17’de:

39/ZUMER-17: Vellezînectenebût tâgûte en ya’budûhâ ve enâbû ilâllâhi lehumul buşrâ, fe beşşir ibâdi.
Ve onlar ki; taguta (insan ve cin şeytanlara) kul olmaktan içtinap ettiler (kaçındılar, kendilerini kurtardılar). Çünkü Allah’a yöneldiler (Allah’a ulaşmayı dilediler). Onlara müjdeler vardır. Öyleyse kullarımı müjdele!


“Onlar ki;  şeytana kul olmaktan kurtardılar kendilerini, Allah’a ulaşmayı dilediler ve şeytana kul olmaktan kendilerini kurtardılar. Onlara müjdeler vardır, kullarımı müjdele!” diyor. Şeytana kul olmaktan kendilerini kurtarmışlar ve Allah’a kul olmuşlar. Ve Allahû Tealâ Allah’a ulaşmayı dilemekle bu olayın gerçekleşeceğini, şeytana kul olmaktan kişilerin kurtulacağını ve Allah’a kul olacağını kesin olarak ifade ediyor.

Tek fırkanın dışında olan herkes sadece Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerdir, dilemedikleri için de kurtuluşları mümkün değildir. Ve zaten günümüzde bütün dînlerde artık öğreti standartları içerisinde Allah’a ulaşmayı dilemek diye bir müessese mevcut değildir. Resmi hüviyette üniversitelerin yaptığı öğretimin hiçbirinde Allah’a ulaşmayı dilemek diye bir müessese mevcut değil. Yani iblis meseleyi kökünden halletmiş.

Benzer konular