Bakara 85 ile Rûm 30, 31, 32’yi beraberce düşünürsek Kitab’ın bütününe tâbî olmanın hanif dînini yaşamakla ve Allah'a ulaşmayı dilemekle mümkün olabileceğini söyleyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Bakara 85 ile Rûm 30, 31, 32’yi beraberce düşünürsek Kitab’ın bütününe tâbî olmanın hanif dînini yaşamakla ve Allah'a ulaşmayı dilemekle mümkün olabileceğini söyleyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Bakara 85 ile Rûm 30, 31, 32’yi beraberce düşünürsek Kitab’ın bütününe tâbî olmanın hanif dînini yaşamakla ve Allah'a ulaşmayı dilemekle mümkün olabileceğini söyleyebilir miyiz?

2/BAKARA-85: Summe entum hâulâi taktulûne enfusekum ve tuhricûne ferîkan minkummin diyârihim, tezâharûne aleyhim bil ismi vel udvân(udvâni), ve in ye’tûkum usârâ tufâdûhum ve huve muharremun aleykum ihrâcuhum e fe tu’minûne bi ba’dil kitâbive tekfurûne bi ba’d(ba’dın), fe mâ cezâu men yef’alu zâlike minkum illâ hızyun fîl hayâtid dunyâ, ve yevmel kıyâmeti yureddûne ilâ eşeddil azâb(azâbi), ve mâllâhu bi gâfilin ammâ ta’melûn(ta’melûne).
Sonra siz, öyle kimselersiniz ki birbirinizi öldürüyorsunuz, sizden bir grubu yurtlarından çıkarıyorsunuz ve onlara karşı günah ve düşmanlıkta yardımlaşıyorsunuz. Eğer onlar, size esir olarak gelseler, onların yurtlarından çıkarılmaları size haram kılınmış olduğu halde (onların yurtlarında kalmalarına izin vermeyip) fidye karşılığı değiştirirsiniz. Yoksa Kitab’ın bir kısmına inanıp, bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Artık sizden böyle yapanların cezası, dünya hayatında ancak rezilliktir. Kıyâmet gününde ise onlar azabın en şiddetlisine maruz bırakılır. Ve Allah, yaptığınız şeylerden gâfil değildir.


Rûm Suresinin 30. âyet-i kerimesi:

30/RÛM-30: Fe ekim vecheke lid dîni hanîfen, fıtratallâhilletî fataran nâse aleyhâ, lâ tebdîle li halkıllâhi, zâliked dînul kayyimu ve lâkinne ekseran nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne).
Artık hanif olarak kendini (vechini) dîn için ikame et, Allah’ın hanif fıtratıyla ki; Allah, insanları onun üzerine (hanif fıtratıyla) yaratmıştır. Allah’ın yaratmasında değişme olmaz. Kayyum olan (kaim olacak, ezelden ebede kadar yaşayacak) dîn budur. Fakat insanların çoğu bilmez.


“Fe ekim vecheke lid dîni hanîfâ(hanîfen), fıtratallâhilletî fataran nâse aleyhâ, lâ tebdîle li halkıllâh(halkıllâhi), zâliked dînul kayyimu: Vechini hanif olarak dîne doğrult, vechini (kendini) hanif olarak dîne doğrult. Dîn için ikame et yani dîni ayakta tutmak için kendini ikame et.
fıtratallâhilletî fataran nâse aleyhâ: Allah insanları hanif fıtratıyla yaratmıştır ki o hanif fıtratıyla vechini Allah'a yönelt, dîne doğrult.
lâ tebdîle li halkıllâh(halkıllâhi): Allah'ın halk etmesinde, yaratmasında değişiklik göremezsin yani hem Allahû Tealâ insanları hanif fıtratını yaşayacak şekilde, sadece hanif dînini yaşayacak şekilde hanif fıtratıyla yaratmıştır. Hem de bunun değiştiğini göremezsin. Allahû Tealâ ezelden ebede insanları hep hanif fıtratıyla, hanif dînini yaşayacak özelliklerle yaratacaktır. Yetmez. Allahû Tealâ'nın dîninde de değişiklik göremesin. Sadece ve sadece hanif dîni olacaktır. Başka bir dîn hiçbir zaman olmayacaktır.” diyor Allahû Tealâ. Ve zaten arkasından da söylüyor:
“zâliked dînul kayyimu: İşte kayyum olan, ezelden ebede devam edecek olan dîn, kıyamda kalacak dîn, kıyâmete kadar devam edecek dîn bu dîndir. Hayatta kalacak dîn, Allah'ın hanif dînidir.
ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne): Ama insanların çoğu bilmezler.”

Rûm Suresinin 31. âyet-i kerimesi:
 
30/RÛM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne).
O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaşmayı dileyin) ve O'na karşı takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.


“Allah'a ulaşmayı dile ve takva sahibi ol ve namaz kıl ve takva sahibi olarak müşriklerden olma.”

Rûm Suresinin 32. âyet-i kerimesi:
 
30/RÛM-32: Minellezîne ferrakû dînehum ve kânû şiyean, kullu hızbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne).
(O müşriklerden olmayın ki) onlar, dînlerinde fırkalara ayrıldılar ve grup grup oldular. Bütün gruplar, kendilerinde olanla ferahlanırlar.


“Minellezîne ferrakû dînehum: O müşriklerden olma ki; onlar dînlerinde fırkalara ayrılmışlardır.
ve kânû şiyeâ(şiyean): Bölük bölük, grup grup olmuşlardır.
kullu hızbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne): Her grup kendi elinde olanla ferahlanır.”

“Bakara-85 ile Rûm-30, 31, 32’yi beraberce düşünürsek Kitab’ın bütününe tâbî olmanın, hanif dînini yaşamakla ve Allah'a ulaşmayı dilemekle mümkün olabileceğini söyleyebilir miyiz?”

“Kitab’ın (Âli İmrân-85’te) bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz?” ifadesi Kitab’ın bütününe tâbî olmamayı ifade ediyor. Yahudilerin Kitab’ın bütününe tâbî olmadığını ifade ediyor Allahû Tealâ Bakara-85’te. “Kitab’ın bütününe tâbî olmayanlar cezalanacak.” diyor Allahû Tealâ. Burada da kardeşimiz gene Bakara-85’i almış. Rûm-30, 31’le mukayese ediyor ve gene Kitab’ın bütünüyle alâkalı bir beraberliğe gitmiş.

İki grup âyet-i kerime birbirinden tamamen farklı. Rûm-30, 31 ve 32’de Allahû Tealâ hanif dîninin mensuplarını söylüyor. Onların Allah'a ulaşmayı dilediklerini, takva sahibi olduklarını ve şirkten kurtulduklarını söylüyor. Ama kardeşimiz başka bir cepheden almış bunu.

“Kitab’ın bütününe tâbî olmanın, hanif dînini yaşamakla ve Allah'a ulaşmayı dilemekle mümkün olabileceğini söyleyebilir miyiz?”

Kitab’ın bütününe tâbî olmak, sonraki safha. Evet, Kitab’ın bütününe tâbî olanlar, mutlaka önce Allah'a ulaşmayı dileyenlerdir ve hanif dînini yaşayanlardır. Böyle bir bağlantı kurulabilir.

Benzer konular