Âli İmrân 64 ve Zumer 17’ye göre ancak Allah’a kul olmak yani şeytana kul olmaktan içtinap ederek Allah'a yönelmek sadece Allah'a kul olmak, dünya hayatında ruhen Allah'a ulaşmayı dilemekle mümkündür, diyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Âli İmrân 64 ve Zumer 17’ye göre ancak Allah’a kul olmak yani şeytana kul olmaktan içtinap ederek Allah'a yönelmek sadece Allah'a kul olmak, dünya hayatında ruhen Allah'a ulaşmayı dilemekle mümkündür, diyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Âli İmrân 64 ve Zumer 17’ye göre ancak Allah’a kul olmak yani şeytana kul olmaktan içtinap ederek Allah'a yönelmek sadece Allah'a kul olmak, dünya hayatında ruhen Allah'a ulaşmayı dilemekle mümkündür, diyebilir miyiz?

Âli İmrân Suresinin 64. âyet-i kerimesinde:

3/ÂLİ İMRÂN-64: Kul yâ ehlel kitâbi teâlev ilâ kelimetin sevâin beynenâ ve beynekum ellâ na’bude illâllâhe ve lâ nuşrike bihî şey’en ve lâ yettehize ba’dunâ ba’den erbâben min dûnillâh(dûnillâhi), fe in tevellev fe kûlûşhedû bi ennâ muslimûn(muslimûne).
De ki: “Ey Kitab Ehli! Sizinle bizim aramızda aynı olan bir kelimeye (Tevhit sözüne) geliniz. Allah’tan başkasına kul olmayalım ve O’na hiçbir şeyi şirk (ortak) koşmayalım ve bir kısmımız, bazılarını, Allah’tan başka Rab’ler edinmesinler.” Bundan sonra eğer dönerlerse, o zaman; “Bizim müslüman olduğumuza (teslim olduğumuza) şahit olun” deyiniz.


“Kul yâ ehlel kitâbi teâlev ilâ kelimetin sevâin beynenâ ve beynekum:
Ey Kitap Ehli! Sizinle bizim aramızda misali eşit olan bir kelimeye gelin.
ellâ na’bude illâllâhe:
Sadece Allah’a kul olalım. Allah’tan başkasına kul olmayalım.
ve lâ nuşrike bihî şey’en:
Ve O’na (Allah’a) şirk koşmayalım. Herhangi bir şeyle hiçbir şeyi O’na, hiçbir şeyle Allah’a şirk koşmayalım.
ve lâ yettehize ba’dunâ ba’den erbâben min dûnillâh(dûnillâhi):
Bir kısmınız, bazılarını, Allah’tan başka Rab’ler edinmesinler.   
fe in tevellev fe kûlûşhedû bi ennâ muslimûn(muslimûne):
Eğer yüz çevirilerse şöyle deyin: Şahit olun ki hiç şüphesiz biz Allah'a teslim olanlarız.”

Şimdi 1. âyet-i kerimeye bakıyoruz. Âli İmrân-64’te “Sadece Allah'a kul olalım.” ifadesi var. “O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım.” Öyleyse ifadede Allah’a kul olmak söz konusu Âli İmrân-64’te. Neyle? Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayarak.

Zumer-17 de Allahû Tealâ buyuruyor ki:

39/ZUMER-17: Vellezînectenebût tâgûte en ya’budûhâ ve enâbû ilâllâhi lehumul buşrâ, fe beşşir ibâdi.
Ve onlar ki; taguta (insan ve cin şeytanlara) kul olmaktan içtinap ettiler (kaçındılar, kendilerini kurtardılar). Çünkü Allah’a yöneldiler (Allah’a ulaşmayı dilediler). Onlara müjdeler vardır. Öyleyse kullarımı müjdele!


“Allah’a ulaşmayı dilediler onlar.” diyor Allahû Tealâ. “Allah’a yöneldiler ve böylece şeytana kul, taguta kul olmaktan içtinap ettiler, kaçtılar, kendilerini kurtardılar. Onlara müjdeler vardır. Kullarımı müjdele.” buyuruyor Allahû Teâlâ.

Burada Allah’a ulaşmayı dilediğimiz nokta bizi şeytana kul olmaktan kurtarıyor, Allah'a kul ediyor. Burada ya tek bir fırkaya tâbî olmak var, tek bir fırkayı oluşturmak var veya o tek fırkaya tâbî olmayanların oluşturduğu diğer bütün fırkaların arasında olmak var. Tek fırkaya tâbî olmak, Allah’a ulaşmayı dilediğimiz an gerçekleşen bir vetiredir. Allah’a ulaşmayı dileğimiz an, tek fırkaya tâbî olduk demektir. Onun dışındaki bütün fırkalardan kendimizi kurtardık demektir.

Öyleyse Allahû Teâlâ’nın yoluna bakıyoruz. Bu yol Allah’a ulaşmayı dilemek, mürşide ulaşıp tâbî olmak, ruhu Allah'a ulaştırıp teslim etmek aşamalarını bir tek dilekle sağlayacağımız bir yol. Allah'a ulaşmayı dileyen herkes mutlaka Allahû Tealâ'dan 12 tane ihsan alıp mürşidine ulaştırılır, Allahû Tealâ tarafından. Sonra da vücudundan ayrılan ruhu gene Allahû Tealâ tarafından mutlaka Kendisine yani Allah'ın Zat'ına ulaştırılır. Kişi hidayete erer. Kardeşimizin buradaki ifadesinden, Allah’a yönelmenin dünya hayatında ruhen Allah'a ulaşmayı dilemekle mümkün olacağını söylüyor.

Buradan Allah’a yönelmekle Allah'a ulaşmayı dilemenin aslında başka başka şeyler olduğu ve Allah'a ulaşmayı dileyenlerin Allah’a yönelmesinin ancak Allah'a ulaşmayı dilemekle mümkün olduğu ifade ediliyor. Yani insan Allah’a ulaşmayı diliyor; 1. safha. Sonra Allah’a yöneliyor gibi. Belki de kardeşimiz bunu demek istemiyor. Biliyorsunuz ki Allah'a ulaşmayı dilemek, Allah’a yönelmenin de muhtevasını içinde tutar. Allah'a ulaşmayı dileyen herkes Allah’a yönelmiştir.

Öyleyse 3. basamakta Allah'a ulaşmayı dileyen bir kişi birçok safhayı gerçekleştiriyor. 14. basamakta mürşidine ulaşıyor. Ama 7 basamaklardan konuşuyorsak: “Birinci 7 basamakta kişi Allah'a ulaşmayı diliyor. İkinci 7 basamakta Allah’a yöneliyor.” Muhtevası mı çıkıyor ortaya? Hayır. Biz 7 basamağı birbirinden ayırıyoruz. Böyle bir isim vermemiz de mümkün olabilir ama Allah’a yönelmenin başlangıç noktası Allah'a ulaşmayı dilemektir.

Bir başka ifadeyle Allah'a ulaşmayı dilemek = Allah'a yönelmektir.

Öyleyse biz bu istikamette alalım kardeşimizin sözlerini. Yani Allah'a ulaşmayı dilemek Allah’a yönelmektir. Öyleyse dünyada Allah’a yönelmek, dünya hayatında ruhen Allah'a ulaşmayı dilemekle mümkündür ifadesini, Allah'a ulaşmayı dileyen kişi Allah’a yönelmiştir şeklinde dizayn etmemiz lâzım. Öyleyse böyle olduğunu Rûm-31’de görüyoruz.

30/RÛM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne).
O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaşmayı dileyin) ve O'na karşı takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.

Benzer konular