Câsiye-6, A’râf-185 ve Murselât-50 ile Bakara-78, 79 arasında bir bağlantı var mıdır?

Anasayfa » Ana Sayfa » Emaniye » Câsiye-6, A’râf-185 ve Murselât-50 ile Bakara-78, 79 arasında bir bağlantı var mıdır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Câsiye-6, A’râf-185 ve Murselât-50 ile Bakara-78, 79 arasında bir bağlantı var mıdır?

Câsiye-6:

5/MÂİDE-6: Yâ eyyuhâllezîne âmenû izâ kumtum ilâs salâti fagsilû vucûhekum ve eydiyekum ilâl merâfikı vemsehû bi ruusikum ve erculekum ilâl ka’beyn(ka’beyni) ve in kuntum cunuben fattahherû ve in kuntum mardâ ev alâ seferin ev câe ehadun minkum minel gâitı ev lâmestumun nisâe fe lem tecidû mâen fe teyemmemû saîden tayyiben femsehû bi vucûhikum ve eydîkum minhu, mâ yurîdullâhu li yec’ale aleykum min haracin ve lâkin yurîdu li yutahhirakum ve li yutimme ni’metehu aleykum leallekum teşkurûn(teşkurûne).
Ey âmenû olanlar (Allah’a yaşarken ulaşmayı, teslim olmayı dileyenler)! Namaza kalktığınız zaman yüzlerinize ve dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın ve başlarınıza meshedin ve ayaklarınızı da topuklarınıza kadar yıkayın. Eğer cünüp iseniz o taktirde iyice yıkanıp temizlenin (boy abdesti alın). Eğer hasta veya yolcu iseniz veya biriniz tuvaletten gelmişse veya kadınlara dokunmuş (temas etmiş) ise, eğer su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa teyemmüm edin. Ve de ondan yüzlerinize ve ellerinize mesh edin, (sürün). Allah size güçlük çıkarmak istemez, sizi temizlemek ve sizin üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister. Umulur ki böylece siz şükredersiniz.


“İşte bunlar, Allah’ın âyetleridir. Sana bunları hak olmak üzere okuyoruz. Öyleyse onlar, Allah’tan ve O’nun âyetlerinden sonra hangi söze îmân edecekler.”

7/A'RÂF-185: E ve lem yanzurû fî melekûtis semâvâti vel ardı ve mâ halakallâhu min şey’in ve en asâ en yekûne kadıkterebe eceluhum, fe bi eyyi hadîsin ba’dehu yu’minûn(yu’minûne).
Onlar yerlerin, göklerin hükümranlığına (sünnetullaha, idaresine) ve Allah’ın yarattığı şeylere ve ecellerinin yaklaşmış olması ihtimaline bakmıyorlar mı? Ondan sonra artık hangi söze inanırlar (mü’min olurlar).


“Onlar yerlerin, göklerin hükümranlığına ve Allah’ın yarattığı şeylere, ecellerinin yaklaşmış olması ihtimaline bakmıyorlar mı? Ondan sonra artık hangi söze inanırlar (yani mü'min olurlar)?”

1. âyette, “Sonra nasıl mü'min olurlar?” diyor. “Hangi sözle mü'min olurlar?”

Birincisinde, “eyyi hadîsin ba’dallâhi ve âyâtihî yû’minûn: Hangi âyetle mü'min olurlar?” diyor, “Allah’ın hangi sözüyle, onun âyetlerinden sonra hangi söze îmân ederler.”

A’râf-185’te de: “ba’dallâhi ve âyâtihî yû’minûn: Hangi söze inanırlar (yani mü'min olurlar)?” ifadesi var.

Murselât-50:

77/MURSELÂT-50: Fe bi eyyi hadîsin ba’dehu yu’minûn(yu’minûne).
Bundan başka artık hangi söze inanacaklar?


“Artık ondan sonra bunlar hangi söze inanacaklar?”

Bakara-78:

2/BAKARA-78: Ve minhum ummiyyûne lâ ya’lemûnel kitâbe illâ emâniyye ve in hum illâ yezunnûn(yezunnûne).
Ve onlardan bir kısmı ümmîlerdir. Onlar (Allah’ın) Kitabı’nı bilmezler, sadece emaniyeyi (kişilerin yazdığı kitapları) bilirler. Ve onlar sadece zanda bulunuyorlar.


“Onlardan bir kısmı ümmîlerdir. Onlar, Allah’ın Kitabı’nı bilmezler. Sadece emaniyyeyi bilirler. Onlar sadece zan ve kuruntu içindedirler.”

Câsiye-6, A’râf-185, Murselât-50 ile Bakara-78 ve 79 arasında irtibat var mı? Bağlantı var mı? Bakara-78’de Allahû Tealâ emaniyyeye tâbî olanlardan bahsediyor. 79’da da diyor ki:

2/BAKARA-79: Fe veylun lillezîne yektubûnel kitâbe bi eydîhim summe yekûlûne hâzâ min indillâhi li yeşterû bihî semenen kalîlâ(kalîlen), fe veylun lehum mimmâ ketebet eydîhim ve veylun lehum mimmâ yeksibûn(yeksibûne).
Artık elleriyle (emaniye bilgiler içeren) kitabı yazanların vay haline! Sonra da onu (bu yazdıklarını) az bir bedel karşılığında satmak için: “Bu Allah’ın indindendir.” derler. İşte onlara yazıklar olsun , elleriyle yazdıkları şeylerden dolayı ve yazıklar olsun onlara, kazandıkları şeyler sebebiyle.


“Yazıklar olsun onlara ki elleriyle kitap yazıp sonra da emaniyye bilgiler içeren bu yazdıklarını, az bir bedel para karşılığında satmak için, ‘Bu, Allah’ın İndi’ndendir.’ derler. Yazıklar olsun onlara. Elleriyle böyle yazdıklarından dolayı. Yazıklar olsun onlara kazandıkları şeylerden dolayı.”

Kimmiş bu insanlar? 78’de söylüyor:

2/BAKARA-78: Ve minhum ummiyyûne lâ ya’lemûnel kitâbe illâ emâniyye ve in hum illâ yezunnûn(yezunnûne).
Ve onlardan bir kısmı ümmîlerdir. Onlar (Allah’ın) Kitabı’nı bilmezler, sadece emaniyeyi (kişilerin yazdığı kitapları) bilirler. Ve onlar sadece zanda bulunuyorlar.


“Onlardan ümmîler vardır. Onlar, Kitab’ı bilmezler ve emaniyyeye tâbî olurlar. Ve onlar zanlarına tâbîdirler.”

Kimlermiş emaniyyeye tâbî olanlar? Kur'ân-ı Kerim’i bilmeyenler. Ve elleriyle kitap yazıp para kazanmak istiyorlar.

Öyleyse önemli olan Kitab’ı bilmek. İşte bugün bizim bütün gücümüzle üzerinde durduğumuz şey budur; insanlara Kur'ân’ı öğretmek. Bütün diğer kitaplar Kur'ân’a uymak mecburiyetindedirler. Öyleyse Kur'ân’ı öğrendikleri zaman diğer kitapların yanlışlarını Kur'ân’la karşılaştırarak, Kur'ân furkan olduğuna göre hemen bulurlar.

Öyleyse Câsiye-6 da A’râf-185 de Murselât-50 de Bakara-78 ve 79 da yakından alâkalı.

“Hangi söze inanırlar.” ifadesi, “Kur'ân-ı Kerim’in sözüne mi inanırlar, yoksa insanların sözüne mi inanırlar?” tarzında bir mânâyla birbirine bağlanmış.

Benzer konular