Bakara-10, Hacc-54 ve Zumer-22 âyetlerinde belirtilen kalbin kasiyet bağlaması ve kalpte maraz oluşmasının muhtevasını izah eder misiniz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Hidayet » Bakara-10, Hacc-54 ve Zumer-22 âyetlerinde belirtilen kalbin kasiyet bağlaması ve kalpte maraz oluşmasının muhtevasını izah eder misiniz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Bakara-10, Hacc-54 ve Zumer-22 âyetlerinde belirtilen kalbin kasiyet bağlaması ve kalpte maraz oluşmasının muhtevasını izah eder misiniz?

Bakara-10:

2/BAKARA-10: Fî kulûbihim maradun, fe zâdehumullâhu maradâ(maradan) ve lehum azâbun elîmun bi mâ kânû yekzibûn(yekzibûne).
Onların kalplerinde maraz (hastalık) vardır. Allah da bu sebeple onların hastalığını arttırdı. Tekzip etmiş olmaları (Allah’a ulaşmayı yalanlamaları) sebebiyle onlar için elîm bir azap vardır.


fî kulûbihim maradun, fe zâdehumullâhu maradâ: Onların kalplerinde maraz vardır. Allah da o zaman bu sebeple onların hastalığını arttırmıştır.
ve lehum azâbun elîmun bi mâ kânû yekzibûn: Tekzip etmeleri, yalanlamaları sebebiyle onlara elim bir azap vardır.

Kalplerinde maraz olan insanlar; başka insanları da Allah’ın yolundan çıkarmaya çalışan insanlar için Allahû Tealâ bu tabiri kullanıyor. Kalplerinde maraz olan insanlar, hastalık olanlar.

Hacc-54:
 
22/HACC-54: Ve li ya’lemellezîne ûtûl ilme ennehul hakku min rabbike fe yu’minû bihî fe tuhbite lehu kulûbuhum, ve innallâhe le hâdillezîne âmenû ilâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).
Ve kendilerine ilim verilenlerin, onun (irşad makamının, Velî Resûl'ün, Nebî Resûl'ün) söylediklerinin Rabbinden bir hak olduğunu bilmeleri, O'na îmân etmeleri, onların kalplerinin O'nu (Allah'ı) idrak etmesi (kalplerinden ekinnetin alınıp yerine ihbat sistemi konarak kalplerin mutmain olması) içindir. Muhakkak ki Allah, âmenû olanları (Allah'a ulaşmayı dileyenleri) mutlaka Sıratı Mustakîm'e hidayet edendir.


“Ve kendilerine ilim verilenlerin, onun yani irşad makamının, Resûlün söylediklerinin Rabbinden bir hak olduğunu bilmeleri, ona îmân etmeleri, onların kalplerinin O’nu yani Allah’ı idrak etmesi içindir. Muhakkak ki Allah âmenû olanları, mutlaka Sıratı Mustakîm’e hidayet edendir.”

Burada, Hacc-54’te kalplerin kasiyet bağlamasından bahsetmiyor Allahû Tealâ. Ama Hacc Suresinin 53. âyet-i kerimesine bakalım, ne göreceğiz? Hacc-53’te Allah diyor ki:

22/HACC-53: Li yec’ale mâ yulkış şeytânu fitneten lillezîne fî kulûbihim maradun vel kâsiyeti kulûbuhum, ve innez zâlimîne le fî şikâkın baîd(baîdin).
Kalplerinde maraz (hastalık) olan ve kalpleri kasiyet bağlamış (kararmış ve sertleşmiş) olanlara, şeytanın ilka ettiği (ulaştırdığı) şeyi fitne (imtihan) kılmak içindir. Ve muhakkak ki zalimler, elbette uzak bir ayrılık içindedirler (Sıratı Mustakîm’den uzaklaşmışlardır, ayrılmışlardır).


“Allah'ın şeytanın fitnesine müsaade etmesi, kalpleri kasiyet bağlamış (kararmış ve katılaşmış) olanlara ve kalpleri maraz olanlara şeytanın ilka ettiği şeyi bir imtihan kılmak içindir. Ve şüphesiz zalimler uzak bir ayrılık içindedirler.”

Burada Allahû Tealâ zalimleri çok açık bir şekilde söylüyor. Yani başka insanların da dalâlette kalmasına sebep olanlar.

Nisâ-168’de Allahû Tealâ diyor ki:
 
4/NİSÂ-168: İnnellezîne keferû ve zalemû lem yekunillâhu li yagfira lehum ve lâ li yehdiyehum tarîkâ(tarîkan).
Muhakkak ki inkâr edenleri ve zulmedenleri (başkalarını da mürşide ulaşmaktan men edip saptıranları), Allah mağfiret edecek değildir ve yola (Allah’a ulaştıran Sıratı Mustakîm’e) hidayet edecek değildir.


“Onlar kâfirdirler ve zalimdirler.” diyor. Kimlere? Başka insanları Allah’ın yolundan ayıranlara. İşte kim başka insanları Allah’ın yolundan ayırıyorsa onların kalplerinde maraz vardır.

Zumer-22:

39/ZUMER-22: E fe men şerahallâhu sadrahu lil islâmi fe huve alâ nûrin min rabbihi, fe veylun lil kâsiyeti kulûbuhum min zikrillâhi, ulâike fî dalâlin mubîn(mubînin).
Allah kimin göğsünü İslâm için (Allah’a teslim için) yarmışsa artık o, Rabbinden bir nur üzere olur, değil mi? Allah’ın zikrinden kalpleri kasiyet bağlayanların vay haline! İşte onlar, apaçık dalâlet içindedirler.


“Allah’ın, göğsünü İslâm’a açtığı (teslime açtığı) ve Rabbinden kalbine gelen bir nur üzere olan kişi, kalbi kasiyet bağlamış, kararmış ve sertleşmiş gibi midir? Vay onlara ki kalpleri zikir sebebiyle kasiyet bağlamıştır. Onlar açık bir dalâlet içindedirler.”

Bütün insanların kalbi kasiyet bağlar. Allah’a ulaşmayı dilemeyen herkes de kalpleri kasiyet içerisinde ölüp giderler. Allah’a ulaşmayı dileyen kişi, irşad makamına ulaştıktan sonra zikir yaparak nefsinin kalbindeki kasiyeti (karanlıkları) bütünüyle yok eder.

Benzer konular