Ruhumuzun Allah’a ulaşması için ne yapmam lâzım? Öğrenebilir miyim?

Anasayfa » Ana Sayfa » Fena Makamı (1. teslim: ruh teslimi) » Ruhumuzun Allah’a ulaşması için ne yapmam lâzım? Öğrenebilir miyim?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Ruhumuzun Allah’a ulaşması için ne yapmam lâzım? Öğrenebilir miyim?

Sadece Allah’a ulaşmayı dileyeceksiniz. Şuradan, kalbinizden bir talep Allah’a ulaşacak. Ondan sonra neler yapılması lâzımsa siz yapmayacaksınız; Allah size yaptıracak.

Sevgili kardeşim! O kadar kolay bir şey ki. Sadece dileyeceksin sen. Buradan, kalbinden bir talep, dilinle de söyleyeceksin Allahû Tealâ’ya. Yalnız dilinden söylemen yetmez. Kalbinde olmayan bir şeyi Allahû Teâla’ya ulaştırdığın zaman o, Allah’ı tatmin etmez. Ama eğer söz konusu olan şey Allah’a ulaşmayı kalpten dilemekse mutlaka Allahû Tealâ ruhunuzu Kendisine ulaştırır. Çünkü sözü var. Ra’d Suresinin 27. âyet-i kerimesinde diyor ki Allahû Tealâ: "Allah dilediğini dalâlette bırakır. Dalâlette olan kişiyi, Allah dilerse dalâlette bırakır. Ama kim (o Allah’ın dalâlette bıraktığı kişilerden Allah’a ulaşmayı dilemedikleri için dalâlette olan o kişilerden) Allah’a ulaşmayı dilerse, Allah onları Kendisine ulaştırır." diyor.

13/RA'D-27: Ve yekûlullezîne keferû lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbihi, kul innallâhe yudillu men yeşâu ve yehdî ileyhi men enâb(enâbe).
Ve kâfirler: “Ona, Rabbinden bir âyet (mucize) indirilse olmaz mı?” derler. De ki: “Muhakkak ki Allah, dilediği kimseyi dalâlette bırakır ve O’na yönelen kimseyi Kendine ulaştırır (hidayete erdirir).”


Öyleyse sadece bir dileğiniz, Allah’a ulaşmayı dilemeniz yetiyor sevgili kardeşlerim. Yapman lâzımgelen şey sadece şuradan, kalbinden Allah’a ulaşmayı dile. Dileyip dilemediğini hemen anlarsın. Birkaç gün içinde namazlara karşı, zikirlere karşı istek duyacaksın. Eğer duyuyorsan mutlaka Allah’a ulaşmayı diledin. Duymuyorsan hayır, olmadı, başaramadın. Tekrar deneyeceksin, tekrar Allah’a ulaşmayı dileyeceksin. Kalpten dilemeye çalış.

Bir defa daha söyleyeyim olayı: Müşrikler (Peygamber Efendimiz’in yanında olup da Allah’a ulaşmayı dilemeyenler) onlar "münafık" adını alıyor ve bunlar iştirak etmiyorlar savaşa. Peygamber Efendimiz (S.A.V) döndüğü zaman diyorlar ki: "Biz savaşa iştirak edemedik buradaki işlerimiz dolayısıyla. Yalnız bırakamadık eşlerimizi, çocuklarımızı. Ama gelecek sefer savaşa gittiğinde biz de Seninle beraber geleceğiz." Allahû Tealâ da diyor ki: "Onlar kalplerinde olmayan bir şeyi Sana söylüyorlar."     

48/FETİH-11: Se yekûlu lekel muhallefûne minel a’râbi şegaletnâ emvâlunâ ve ehlûnâ festagfir lenâ, yekûlûne bi elsinetihim mâ leyse fî kulûbihim, kul fe men yemliku lekum minallâhi şey’en in erâde bikum darran ev erâde bikum nef’â(nef’en), bel kânallâhu bi mâ ta’melûne habîrâ(habîran).
Araplardan muhallefunlar (geride kalanlar), sana: “Mallarımız ve ailelerimiz bizi meşgul etti. Artık bizim için mağfiret dile.” diyecekler. Onlar, kalplerinde olmayanı dilleri ile söylüyorlar. De ki: “Eğer Allah, size bir zarar veya fayda dilerse, bu taktirde sizin için Allah’tan (gelen) bir şeye kim mani olabilir (fayda veya zararı önleyebilir)? Hayır (öyle değil), Allah yaptığınız şeylerden haberdardır.”


İşte sizin de Allah’a ulaşma talebiniz kalbinizde olan bir talep olması lâzım. Zaten Allahû Tealâ hep kalbinize bakar, işitir, bilir ve görür. Kalbinizdeki o talebi hem işitir hem bilir hem de görür.

Benzer konular