Allah'a ulaşmak kolay mıdır? Bu bir yolculuk mudur? Bütün resûller ve peygamberler, onlara inanan ve tâbî olanlar da bu yolculuğu yapmışlar mıdır?
Anasayfa » Ana Sayfa » Mürşid » Allah'a ulaşmak kolay mıdır? Bu bir yolculuk mudur? Bütün resûller ve peygamberler, onlara inanan ve tâbî olanlar da bu yolculuğu yapmışlar mıdır?
Allah'a ulaşmak kolay mıdır? Bu bir yolculuk mudur? Bütün resûller ve peygamberler, onlara inanan ve tâbî olanlar da bu yolculuğu yapmışlar mıdır?
“Ve onlara tâbî olanlar…” diyor kardeşimiz. Eğer kişi tâbî olup da Allah'a ulaşmayı dilemeden ölse, o üst noktaya çıkamaz. Ama cennete girer. 2. kat cennetin sahibidir.
Sevgili kardeşlerim! Söylediğim gibi Allah'a ulaşmayı dileyerek ölen bir kişi 1. kat cennetin sahibi olarak ölüyor. Öyleyse bir tek dilek bile, “Yarabbi! Ben de ruhumu Sana ulaştırmak istiyorum. Ne olur, benim de ruhumu Sana ulaştır!” diyen kişi 1. kat cennete girer. Peki, bunu söyleyen herkes 1. kat cennete girer mi? Giremez. Bu dileğin kalpten yapılması Allah’ın temel şartıdır. Allah'a ulaşmayı dilemek, kalpten bir talebi mutlaka olarak gerektir. Eğer dilek kalpten değilse kişi 1. kat cennete de giremez. Öyleyse ne demek istiyoruz?
Söylemek istediğimiz şey son derece açık. Kim kalpten bir dilekle Allah'a ulaşmayı dilerse onda Allahû Tealâ mutlaka bir mürşid sevgisi oluşturur. Bu onun ispatıdır. O mürşid dünyanın neresinde olursa olsun, mürid yani murad eden (mürşidine ulaşmayı murad eden kişiye “mürid” denir tasavvufta) mürid, mürşidi nerede olursa olsun, oraya ulaşmak gereğini duyacaktır ve Allah’tan mutlaka yardım alır. Allah onu mutlaka oraya ulaştırır, eğer bu dilek kalptense. Değilse kişi uzaklarda olan bir mürşide ulaşamayabilir. O, zaten böyle bir insan için fark da etmez; gider başka bir mürşide tâbî olur. Biter, gider. Ama o kadar basit değil sevgili kardeşlerim!
Allahû Tealâ niçin acaba “Allah’tan mürşidinizi sorun!” diyor? “Ona ulaşıp tâbî olun!” diyor. Niçin acaba? Çünkü o kişinin yapısına, sahip olduğu şartlara en uygun olan mürşidi Allahû Tealâ seçer. O, Allah’tır. Mürşidi de Yaratandır, müridi de Yaratandır ve kimin hangi mürşidden, hangi standartlara sahip olan bir mürşidden feyz alabileceğini sadece O bilir; Allah bilir. Onun için hacet namazını kılmak ve Allah’tan mürşidi sormak tasavvufun temelini teşkil eder. Herkes Allah’tan mürşidini sorarak Allah’ın kendisine gösterdiği mürşide ulaşmak mecburiyetindedir. Onun geleceğini garanti eden mürşid, o olabilir ancak. Onun da kim olduğunu sadece Allah bilir. Hiç zor değil sevgili kardeşlerim! Hacet namazını kılan herkes birincide olmasa bile ikincide veya üçüncüde mutlaka Allahû Tealâ’nın kendisine mürşidini gösterdiğini görecektir. Allah razı olsun.
Sevgili kardeşlerim! Söylediğim gibi Allah'a ulaşmayı dileyerek ölen bir kişi 1. kat cennetin sahibi olarak ölüyor. Öyleyse bir tek dilek bile, “Yarabbi! Ben de ruhumu Sana ulaştırmak istiyorum. Ne olur, benim de ruhumu Sana ulaştır!” diyen kişi 1. kat cennete girer. Peki, bunu söyleyen herkes 1. kat cennete girer mi? Giremez. Bu dileğin kalpten yapılması Allah’ın temel şartıdır. Allah'a ulaşmayı dilemek, kalpten bir talebi mutlaka olarak gerektir. Eğer dilek kalpten değilse kişi 1. kat cennete de giremez. Öyleyse ne demek istiyoruz?
Söylemek istediğimiz şey son derece açık. Kim kalpten bir dilekle Allah'a ulaşmayı dilerse onda Allahû Tealâ mutlaka bir mürşid sevgisi oluşturur. Bu onun ispatıdır. O mürşid dünyanın neresinde olursa olsun, mürid yani murad eden (mürşidine ulaşmayı murad eden kişiye “mürid” denir tasavvufta) mürid, mürşidi nerede olursa olsun, oraya ulaşmak gereğini duyacaktır ve Allah’tan mutlaka yardım alır. Allah onu mutlaka oraya ulaştırır, eğer bu dilek kalptense. Değilse kişi uzaklarda olan bir mürşide ulaşamayabilir. O, zaten böyle bir insan için fark da etmez; gider başka bir mürşide tâbî olur. Biter, gider. Ama o kadar basit değil sevgili kardeşlerim!
Allahû Tealâ niçin acaba “Allah’tan mürşidinizi sorun!” diyor? “Ona ulaşıp tâbî olun!” diyor. Niçin acaba? Çünkü o kişinin yapısına, sahip olduğu şartlara en uygun olan mürşidi Allahû Tealâ seçer. O, Allah’tır. Mürşidi de Yaratandır, müridi de Yaratandır ve kimin hangi mürşidden, hangi standartlara sahip olan bir mürşidden feyz alabileceğini sadece O bilir; Allah bilir. Onun için hacet namazını kılmak ve Allah’tan mürşidi sormak tasavvufun temelini teşkil eder. Herkes Allah’tan mürşidini sorarak Allah’ın kendisine gösterdiği mürşide ulaşmak mecburiyetindedir. Onun geleceğini garanti eden mürşid, o olabilir ancak. Onun da kim olduğunu sadece Allah bilir. Hiç zor değil sevgili kardeşlerim! Hacet namazını kılan herkes birincide olmasa bile ikincide veya üçüncüde mutlaka Allahû Tealâ’nın kendisine mürşidini gösterdiğini görecektir. Allah razı olsun.
