"Hiç kimse kendi ameliyle cennete giremez. Ta ki; Allah’ın rahmeti olmadıkça." hadîsini Ankebût Suresinin 29. âyet-i kerimesiyle açıklar mısınız?
Anasayfa » Ana Sayfa » Cennet - Cehennem » "Hiç kimse kendi ameliyle cennete giremez. Ta ki; Allah’ın rahmeti olmadıkça." hadîsini Ankebût Suresinin 29. âyet-i kerimesiyle açıklar mısınız?
"Hiç kimse kendi ameliyle cennete giremez. Ta ki; Allah’ın rahmeti olmadıkça." hadîsini Ankebût Suresinin 29. âyet-i kerimesiyle açıklar mısınız?
Es selâmu aleykum ve rahmetullâhi ve berekâtuhu! (Ve aleykum selâm ve rahmetullâhi ve berekâtuhu!) Efendimiz, Allah’ın bize en büyük ni’meti… Hasretle mübarek ellerinizden öperim inşaallah. (Sizler de bizim için ni’metsiniz sevgili kardeşlerim.) Efendimiz, izninizle inşaallah bir sualim olacak:
Peygamber Efendimiz (S.A.V) bir hadîsinde: “Hiç kimse kendi ameliyle cennete giremez. Ta ki; Allah’ın rahmeti olmadıkça.” buyuruyor. Bu hadîsi inşaallah Ankebût Suresinin 29. âyet-i kerimesiyle açıklar mısınız?
Ankebût Suresinin 29. âyet-i kerimesi:
Diyor ki Allahû Tealâ: “Gerçekten siz erkeklere gelecek, yol kesecek ve toplantılarınızda hayasızlık mı yapacaksınız? Bunun üzerine onun kavminin cevabı: ‘Eğer sadıklardansan, bize Allah'ın azabını getir.’ demekten başka bir şey olmadı.”
Ankebût Suresinin 29. âyet-i kerimesinde, bununla alakalı bir şey göremedik. “Allah’ın azabını getir.” diyorlar hayasızlık yapanlar. Ama “Hiç kimse kendi ameliyle cennete giremez.” ifadesi açık ve kesin bir hüviyet kazanır. Bir insan kendi ameliyle asla cennete giremez.
Neden? Bir şarta bağlanarak. O kişi eğer Allah'a ulaşmayı dilememişse. Allah'a ulaşmayı dilemeyen kişinin amelleri sebebiyle cennete girmesi mümkün değildir.
Öyleyse konunun çözümüne gidelim. Neden mümkün değildir? Çünkü Allahû Tealâ diyor ki Zumer Suresinin 65. âyet-i kerimesinde:
“Kim, Allah'a ulaşmayı dilemese; onlar hüsranda olanlardır. Hüsranda olanların da amelleri boşa gider.” diyor.
Bir kişi Kur'ân-ı Kerim’in standartları içinde Mu’minûn Suresinin 102 ve 103. âyet-i kerimelerine göre 2 halde bulunabilir kıyâmet gününde:
1- Mu’minûn-102: “Kıyâmet günü kimin sevapları günahlarından ağır olursa; onlar felâha erenlerdir.” diyor Allahû Tealâ. Felâh; kurtuluş, cehennemden kurtuluş, cennete gidiş demek. “Onların gidecekleri yer cennettir.” diyor Allahû Tealâ.
Ondan sonra da Mu’mi’nûn-103’te Allahû Tealâ buyuruyor: “Kimin de günahları sevaplarından fazla olursa; onların gideceği yer cehennemdir. Ebediyyen cehennemde kalacaklardır.” diyor.
Öyleyse sadece 2 tane olay var:
Kazandıkları derecelerin kaybettikleri derecelerden fazla olması. Gidecekleri yer cehennem. Ama kişi Allah'a ulaşmayı dilememişse amelleri heba oluyor, boşa gidiyor, amelleri sıfırlanıyor. Amelleri sıfırlandığına göre kişinin gideceği yer mutlaka cehennem. Kazandığı derece yok kişinin, sadece kaybettiği dereceler var. Kaybettiği bir tek derece, kazandığı dereceden fazla olsa kişinin gideceği yer cehennem.
O zaman bu kişinin amelleri sebebiyle cennete girmesi, hiçbir şekilde hiç kimsenin mümkün değil; o kişi Allah'a ulaşmayı dilemedikçe. Sadece bu âyet-i kerimede söylemiyor Allahû Tealâ. Kehf-103, 104,105’te de aynı şeyi söylüyor . Diyor ki:
“Sizi, amellerinizi hüsrana düşürecek, amellerinizi hasara uğratacak olan şeyi söyleyeyim mi? Onlar ki; Allah'a mülâki olmayı (ruhun ölmeden önce Allah'a ulaşmasını) inkâr ederler (diyor). Ve Bizim âyetlerimizi de inkâr ederler (diyor). Onların amelleri heba olur (diyor), boşa gider (diyor). Üstelik de onlar (diyor), en güzelini yaptıklarını zannediyorlar (diyor). Onların amelleri heba olur (boşa gider).” diyor.
Neymiş olay? Allah'a mülâki olmayı inkâr etmek (ruhun ölmeden evvel Allah'a ulaşmasını inkâr etmek). Yani Allah'a ulaşmayı böyle bir kişi dilemeyeceği cihetle Allah'a ulaşmayı dilememek. Allahû Tealâ A’râf-147’de de aynı şeyi söylüyor:
“vellezîne kezzebû bi âyâtinâ ve likâil âhireti habitat a’mâluhum” diyor. “Kim Allah'a mülâki olmayı ve Allah’ın âyetlerini yalanlarsa tekzib ederse onların amelleri boşa gider.” diyor Allahû Tealâ.
Öyleyse sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım! Allahû Tealâ’nın bu konuda söylediği şey açık ve kesin. Ankebût Suresinin 29. âyet-i kerimesinde böyle bir şeyi bulamadık ama bir yanlışlık olacak. Başka bir âyetten bahsetmiş ama konu açıklanmış oluyor. 3 âyet, 3’ü de aynı şeyi söylüyor: “Allah’a ulaşmayı dilemeyen kişinin amelleri heba olur.” Bu sebeple hiç kimse ameliyle cennete giremez, Allah'a ulaşmayı dilemedikçe.
Peygamber Efendimiz (S.A.V) bir hadîsinde: “Hiç kimse kendi ameliyle cennete giremez. Ta ki; Allah’ın rahmeti olmadıkça.” buyuruyor. Bu hadîsi inşaallah Ankebût Suresinin 29. âyet-i kerimesiyle açıklar mısınız?
Ankebût Suresinin 29. âyet-i kerimesi:
29/ANKEBÛT-29: E innekum le te’tûner ricâle ve taktaûnes sebîle ve te’tûne fî nâdîkumul munker(munkere), fe mâ kâne cevâbe kavmihî illâ en kâlû’tinâ bi azâbillâhi in kunte mines sâdikîn(sâdikîne).
Gerçekten siz erkeklere gelecek, yol kesecek ve toplantılarınızda hayasızlık mı yapacaksınız? Bunun üzerine onun kavminin cevabı: "Eğer sadıklardansan, bize Allah’ın azabını getir." demekten başka bir şey olmadı.Diyor ki Allahû Tealâ: “Gerçekten siz erkeklere gelecek, yol kesecek ve toplantılarınızda hayasızlık mı yapacaksınız? Bunun üzerine onun kavminin cevabı: ‘Eğer sadıklardansan, bize Allah'ın azabını getir.’ demekten başka bir şey olmadı.”
Ankebût Suresinin 29. âyet-i kerimesinde, bununla alakalı bir şey göremedik. “Allah’ın azabını getir.” diyorlar hayasızlık yapanlar. Ama “Hiç kimse kendi ameliyle cennete giremez.” ifadesi açık ve kesin bir hüviyet kazanır. Bir insan kendi ameliyle asla cennete giremez.
Neden? Bir şarta bağlanarak. O kişi eğer Allah'a ulaşmayı dilememişse. Allah'a ulaşmayı dilemeyen kişinin amelleri sebebiyle cennete girmesi mümkün değildir.
Öyleyse konunun çözümüne gidelim. Neden mümkün değildir? Çünkü Allahû Tealâ diyor ki Zumer Suresinin 65. âyet-i kerimesinde:
39/ZUMER-65: Ve lekad ûhıye ileyke ve ilâllezîne min kablike, le in eşrakte le yahbetanne ameluke ve le tekûnenne minel hâsirîn(hâsirîne).
Ve andolsun ki, sana ve senden öncekilere: “Gerçekten eğer sen şirk koşarsan (Allah’a ulaşmayı dilemezsen), amellerin mutlaka heba olur. Ve mutlaka hüsrana düşenlerden olursun.” diye vahyolundu.“Kim, Allah'a ulaşmayı dilemese; onlar hüsranda olanlardır. Hüsranda olanların da amelleri boşa gider.” diyor.
Bir kişi Kur'ân-ı Kerim’in standartları içinde Mu’minûn Suresinin 102 ve 103. âyet-i kerimelerine göre 2 halde bulunabilir kıyâmet gününde:
23/MU'MİNÛN-102: Fe men sekulet mevâzînuhu fe ulâike humul muflihûn(muflihûne).
O zaman kimin mizanı (sevap tartıları) ağır gelirse işte onlar, felâha erenlerdir.
23/MU'MİNÛN-103: Ve men haffet mevâzînuhu fe ulâikellezîne hasirû enfusehum fî cehenneme hâlidûn(hâlidûne).
Ve kimin mizanı (sevap tartıları) hafif gelirse, işte onlar, nefslerini hüsrana düşürenlerdir. Onlar, cehennemde ebediyyen kalacak olanlardır.1- Mu’minûn-102: “Kıyâmet günü kimin sevapları günahlarından ağır olursa; onlar felâha erenlerdir.” diyor Allahû Tealâ. Felâh; kurtuluş, cehennemden kurtuluş, cennete gidiş demek. “Onların gidecekleri yer cennettir.” diyor Allahû Tealâ.
Ondan sonra da Mu’mi’nûn-103’te Allahû Tealâ buyuruyor: “Kimin de günahları sevaplarından fazla olursa; onların gideceği yer cehennemdir. Ebediyyen cehennemde kalacaklardır.” diyor.
Öyleyse sadece 2 tane olay var:
Kazandıkları derecelerin kaybettikleri derecelerden fazla olması. Gidecekleri yer cehennem. Ama kişi Allah'a ulaşmayı dilememişse amelleri heba oluyor, boşa gidiyor, amelleri sıfırlanıyor. Amelleri sıfırlandığına göre kişinin gideceği yer mutlaka cehennem. Kazandığı derece yok kişinin, sadece kaybettiği dereceler var. Kaybettiği bir tek derece, kazandığı dereceden fazla olsa kişinin gideceği yer cehennem.
O zaman bu kişinin amelleri sebebiyle cennete girmesi, hiçbir şekilde hiç kimsenin mümkün değil; o kişi Allah'a ulaşmayı dilemedikçe. Sadece bu âyet-i kerimede söylemiyor Allahû Tealâ. Kehf-103, 104,105’te de aynı şeyi söylüyor . Diyor ki:
18/KEHF-103: Kul hel nunebbiukum bil ahserîne a’mâlâ(a’mâlen).
De ki: “Ameller açısından en çok hüsrana uğrayanları size haber vereyim mi?”18/KEHF-104: Ellezîne dalle sa’yuhum fîl hayâtid dunyâ ve hum yahsebûne ennehum yuhsinûne sun’â(sun’an).
Onlar, dünya hayatında amelleri (çalışmaları) sapmış (kaybettikleri dereceler, kazandıkları derecelerden daha fazla) olanlardır. Ve onlar, güzel ameller işlediklerini zannediyorlar.18/KEHF-105: Ulâikellezîne keferû bi âyâti rabbihim ve likâihî fe habitat a’mâluhum fe lâ nukîmu lehum yevmel kıyameti veznâ(veznen).
İşte onlar, Rab’lerinin âyetlerini ve O’na mülâki olmayı (ölmeden evvel ruhun Allah’a ulaşmasını) inkâr ettiler. Böylece onların amelleri heba oldu (boşa gitti). Artık onlar için kıyâmet günü mizan tutmayız.“Sizi, amellerinizi hüsrana düşürecek, amellerinizi hasara uğratacak olan şeyi söyleyeyim mi? Onlar ki; Allah'a mülâki olmayı (ruhun ölmeden önce Allah'a ulaşmasını) inkâr ederler (diyor). Ve Bizim âyetlerimizi de inkâr ederler (diyor). Onların amelleri heba olur (diyor), boşa gider (diyor). Üstelik de onlar (diyor), en güzelini yaptıklarını zannediyorlar (diyor). Onların amelleri heba olur (boşa gider).” diyor.
Neymiş olay? Allah'a mülâki olmayı inkâr etmek (ruhun ölmeden evvel Allah'a ulaşmasını inkâr etmek). Yani Allah'a ulaşmayı böyle bir kişi dilemeyeceği cihetle Allah'a ulaşmayı dilememek. Allahû Tealâ A’râf-147’de de aynı şeyi söylüyor:
7/A'RÂF-147: Vellezîne kezzebû bi âyâtinâ ve likâil âhirati habitat a’mâluhum, hel yuczevne illâ mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).
Ve onlar ki; âyetlerimizi ve ahirete ulaşmayı (hayatta iken ruhun Allah’a ulaşmasını) tekzip ettiler (yalanladılar) ve onların amelleri, heba oldu (boşa gitti). Onlar, yaptıklarından başka bir şeyle mi cezalandırılır?“vellezîne kezzebû bi âyâtinâ ve likâil âhireti habitat a’mâluhum” diyor. “Kim Allah'a mülâki olmayı ve Allah’ın âyetlerini yalanlarsa tekzib ederse onların amelleri boşa gider.” diyor Allahû Tealâ.
Öyleyse sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım! Allahû Tealâ’nın bu konuda söylediği şey açık ve kesin. Ankebût Suresinin 29. âyet-i kerimesinde böyle bir şeyi bulamadık ama bir yanlışlık olacak. Başka bir âyetten bahsetmiş ama konu açıklanmış oluyor. 3 âyet, 3’ü de aynı şeyi söylüyor: “Allah’a ulaşmayı dilemeyen kişinin amelleri heba olur.” Bu sebeple hiç kimse ameliyle cennete giremez, Allah'a ulaşmayı dilemedikçe.
