En’âm 116 ve Yûnus 89'da, Yüce Rabbimizin insanları uyardığı ve bu uyarıya uymayan insanların da Ahzab 67 ve 68'de pişmanlıklarını dile getirdiklerini söyleyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Cennet - Cehennem » En’âm 116 ve Yûnus 89'da, Yüce Rabbimizin insanları uyardığı ve bu uyarıya uymayan insanların da Ahzab 67 ve 68'de pişmanlıklarını dile getirdiklerini söyleyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

En’âm 116 ve Yûnus 89'da, Yüce Rabbimizin insanları uyardığı ve bu uyarıya uymayan insanların da Ahzab 67 ve 68'de pişmanlıklarını dile getirdiklerini söyleyebilir miyiz?

En’âm 116 şöyle diyor:

6/EN'ÂM-116: Ve in tutı’ eksere men fîl ardı yudıllûke an sebîlillâhi, in yettebiûne illâz zanne ve in hum illâ yahrusûn(yahrusûne).
Ve yeryüzünde bulunanların çoğuna itaat edersen, seni Allah’ın yolundan saptırırlar. Onlar, ancak zanna tâbî olurlar. Ve onlar, ancak yalan uydururlar.


"Ve yeryüzünde olanların çoğuna itaat edersen, Seni Allah’ın yolundan dalâlete düşürürler, saptırırlar. Onlar sadece zanna tâbî olurlar. Ve onlar ancak yalan söylerler, yalan uydururlar."

Öyleyse Peygamber Efendimiz (S.A.V) devrinde de Yahudilerin ve Hıristiyanların arasında büyük kesim Allah’ın yolundan çıkmıştı. Putperestler, şeytana tapanlar, ateşe tapanlar ayrı ayrı gruplar. Eğer Peygamber Efendimiz (S.A.V) onlara uysaydı, onlara itaat etseydi Allah’ın yolundan sapardı. Elbette Allahû Tealâ buna müsaade etmezdi, ama olsaydı öyle olurdu.

Yûnus 89:

10/YÛNUS-89: Kâle kad ucîbet da’vetukumâ festekîmâ ve lâ tettebi ânni sebîlellezîne lâ ya’lemûn(ya’lemûne).
(Allahû Tealâ) şöyle buyurdu: “İkinizin duasına icabet edilmiştir (kabul edilmiştir). Artık ikiniz de (kendinizi dîne) ikame edin (Allah’a çağırmaya devam edin). Bilmeyen kimselerin Benden (uzaklaşan) yoluna tâbî olmayın.” dedi.


"İkinizin duasına icabet edilmiştir." diyor Allahû Tealâ veya "Duanız kabul edilmiştir. Artık ikinizde dîne ikame olun, kendinizi dîne ikame edin. Bilmeyen kimselerin Benden uzaklaşan yoluna tâbî olmayın." Öyleyse, iki tane yol var. Allah’a ulaşmayı dileyenlerin oluşturduğu tek fırka, Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin oluşturduğu bütün fırkalar. Ve dîne kendisini kişinin ikame etmesi, Allah’a ulaşmayı dilemesiyle mümkün. Eğer dilememişse o, O’ndan uzaklaşan bir yola tâbî olacaklar demektir.

Ahzâb 67:

33/AHZÂB-67: Ve kâlû rabbenâ innâ ata’nâ sâdetenâ ve kuberâenâ fe edallûnâs sebîl(sebîlâ).
Ve cehennemde olanlar derler ki: “Yarabbi, muhakkak ki biz, sâdatlarımıza (dînde ileri gidenlerimize) ve küberamıza (büyüklerimize) itaat ettik. Ve böylece Senin yolundan (Sıratı Mustakîmi’nden) saptırdılar.”


Cehennemde olanlar söylüyor bunları ve derler ki: "Rabbimiz muhakkak ki biz sâdatlarımıza itaat ettik ve büyüklerimize itaat ettik ve Senin yolundan saptık, dalâlete düştük."

Ahzâb 68:

33/AHZÂB-68: Rabbenâ âtihim dı’feyni minel azâbi vel’anhum la’nen kebîrâ( kebîran).
“Rabbimiz, onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lânetle lânetle.”


rabbenâ âtihim dı’feyni minel’azâbi: Ya Rabbi onlara azaptan iki kat ver.
vel’anhum la’nen kebîrâ(kebîren): Ve onları büyük bir lânetle lânetle.

En’am  116 ve Yunus 89'da Allahû Tealâ insanları gerçekten uyarıyor kardeşimizin söylediği gibi. Ve Ahzâb  67 ve 68'de pişmanlıklarını dile getiriyor insanlar.

Benzer konular