Hud-107 ve 108’i ayrıntılı olarak anlatır mısınız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Cennet - Cehennem » Hud-107 ve 108’i ayrıntılı olarak anlatır mısınız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Hud-107 ve 108’i ayrıntılı olarak anlatır mısınız?

11/HÛD-107: Hâlidîne fîhâ mâ dâmetis semâvâtu vel ardu illâ mâ şâe rabbuke, inne rabbeke fe'âlun limâ yurîd(yurîdu).
Onlar, semalar ve yeryüzü (cehennemin semaları ve arzı) durdukça orada ebedî kalanlardır (kalacaklardır). Rabbinin dilediği şey (cehennemi yok etmeyi dilemesi) hariç. Muhakkak ki senin Rabbin, dilediği şeyi yapandır.


"Onlar, cehennemin semaları ve  yeryüzü durdukça orada ebedî kalanlardır."

inne rabbeke illâ mâ şâe rabbuk(rabbuke): Ama Rabbinin dilediği şey hariç.
inne rabbeke fe'âlun limâ yurîd(yurîdu): Muhakkak ki senin Rabbin, dilediği şeyi yapandır.

Allahû Tealâ ne demek istiyor? Evvel şunu söyleyelim, bu neticeye gitmeden. Kur'ân-ı Kerim’de 29 tane âyet-i kerime, bir insanın cehenneme girdikten sonra bir daha cennete girmesinin mümkün olmadığını söylüyor. Kıyamet günü bütün insanlar cehenneme girecektir. Aynı gün cehennemi tamamen gezdikten sonra cennete girenler, cehennemden ayrılarak cennete gireceklerdir. Bu cehenneme kalmak üzere giriş değildir, ziyaret olarak giriştir. Kıyamet günü cehenneme uğramayan hiç kimse olmayacaktır. Ve aynı gün cennete girenler cehennemden çıkıp cennete gireceklerdir. Öyleyse şimdi bu noktayı aşalım. Bir kişi günahları sevaplarından fazla, gireceği yer cehennem. Cehenneme burnu yere sürtünerek girebiliyor. Birinci ayırım bu. Cehenneme girdikten sonra da cehennemin elektronik sistemleri onu bir daha dışarıya asla bırakmaz. Onlar cehennemde ebediyyen kalanlardır. Bir defa daha tekrar edelim. Kur'ân-ı Kerim’de tam 29 tane âyet-i kerime, cehenneme giren kişinin cehennemden bir daha çıkmasının mümkün olmadığını söylüyor. Bu âyet-i kerimeyi cehenneme girdikten sonra cehennemden çıkıp cennete girmek olarak vasıflandıranlar var olduğu için söylüyoruz bunu. Aslında Allahû Tealâ diyor ki: "Rabbinin dilediği şey hariç." Nedir bu Rabbinin dilediği şey? Dikkat edin Rabbinin dilediği kişi değil, Rabbinin dilediği şey.

"illâ mâ şâe"

illâ mâ: şey
şâe: dilediği
rabbuke: Senin Rabbinin dilediği şey hariç.    
    
Allahû Tealâ’nın dilediği şey cehennemi yok etmektir. Cehennemin gökleri ve yerleri durdukça, Allahû Tealâ cehennemi yok etmeyi dilemedikçe, cehennemin gökleri ve yerleri durur. Ve zaten Allahû Tealâ "hâlidîne fîhâ" diyor. Cehennemin yerleri ve gökleri durdukça orada ebediyyen kalanlardır. Yani öyle bir gün gelebilir ki, Allahû Tealâ cehennemin göklerini çatlatır, çatlatınca artık cehennemin yerleri ve gökleri durmaz. Durmayınca olay tamamlanır,  cehennem de yok olur. İçindeki insanlar da enerjiye çevrilir, cehennem de enerjiye çevrilir. Burada Allahû Tealâ açıkça, "Cehennemde ebediyyen kalacaklardır. Allah'ın dilediği şey hariç" diyor. O ebedîlik ne zaman bozulacak? Allahû Tealâ cehennemi enerji haline çevirmeyi dilediği zaman. O zaman cehennemin gökleri de enerji haline dönecek, cehennem de enerji haline dönecek, içindeki insanlar da enerji haline dönecek.

Hud-108:

11/HÛD-108: Ve emmâllezîne suidû fe fîl cenneti hâlidîne fîhâ mâ dâmetis semâvâtu vel ardu illâ mâ şâe rabbuke, atâen gayra meczûz(meczûzin).
Fakat mutlu olanlar, artık cennettedir. (Cennetlerin) semaları ve arzı durdukça, Rabbinin dilediği şey (cenneti yok etmeyi dilemesi) hariç, onlar orada ebedî kalanlardır (kalacaklardır).


Ama said olanlar (mutlu olanlar) artık cennettedirler. Cennetlerin semaları ve arzı durdukça, Rabbinin dilediği şey hariç yani cenneti yok etmesi hariç, onlar orada ebedî kalanlardır, kalacaklardır.

İki âyet-i kerime (Hud-107, Hud-108), cehennem için de cennet için de Allahû Tealâ, "Cehennemin semaları ve arzı (yeri, cehennemin kendisi) durdukça, Allah'ın dilediği şey hariç yani cehennemin kendisi de semaları da durdukça onlar cehennemde, cennette (burada ikinci âyet-i kerimede) ebediyyen kalacaklardır ama Allah'ın dilediği şey hariç. Dikkat edin bu dilediği şey cehennemin göklerinin de yerinin de kalmamasını dilemesidir. Çünkü cehennemin göklerinin, semalarının da durması, kendisinin de durması ebedîdir. Allahû Tealâ ebedî olduğunu söylüyor. "Allah'ın dilediği şey hariç." Ne zaman? Cehennemin göklerinide cehennemin kendisinide, cennetin göklerini de cennetin kendisini de yok etmesi halidir. Öyleyse ifadeye dikkatle bakın. Bir defa daha söyleyelim. Cehennemin gökleri ve cehennemin kendisi durdukça, cennetin gökleri ve cennetin kendisi durdukça oradaki insanlar ebediyyen orada kalacaklardır. Cennetin ve cehennemin göklerinin ve yerinin durmasını Allahû Tealâ yok ederse, ortadan kaldırırsa yani cehennemi enerjiye çevirirse, cenneti enerjiye çevirirse içindeki insanların da enerjiye çevireceğini söylüyor, Allahû Tealâ. Bunu söyledikten sonra şunu da ilâve edelim. Sakın ola ki bu âyet-i kerimeyi "Allah'ın dilediği kişi hariç." şeklinde birisi tercümeye kalkmasın. "mâ" diyor Allahû Tealâ. “şey” diyor, "insan" demiyor. "Allah'ın dilediği şey hariç" zaten Allahû Tealâ’nın o dilediği şeyin hariç olabilmesi için, cehennemin ne kendisinin ne de göklerinin kalmaması lâzımdır. Olay açık ve kesin olarak ortadadır.

Benzer konular