Allah’a ulaşmayı nasıl dilemeliyiz?
Allah’a ulaşmayı nasıl dilemeliyiz?
Diyor ki: “Allah’a ulaşmayı dileyin.” diyorsunuz ama nasıl dilenecek? Bundan hiç bahsetmiyorsunuz.”
Hay Allah razı olsun! Diyeceksin ki: “Yarabbi! Ben Sana ruhumu ulaştırmayı diliyorum.” Ama dilinle bunu söylemek yetmez dedik. Kalbinden bir dilek Allah’a ulaşacak. Hatta misal de verdik. Dedik ki, Peygamber Efendimiz (S.A.V) sefere giderken münafıkların büyük kısmı iştirak etmiyor. Münafıklar iştirak etmiyor savaşa. Ve Peygamber Efendimiz (S.A.V) geriye döndüğü zaman diyorlar ki: “Biz, kusura bakma. Burada kalmamız gerekti. Evlâtlarımız bize çekici geldi. Bırakamadık evlâdımızı, malımızı, eşlerimizi. Ve sefere çıkamadık. Ama gelecek sefer sen sefere çıktığında, mutlaka biz seninle beraber geleceğiz.”
Sözüme dikkat et, sevgili kardeşlerim! Burası senin için.
“Onlar.” diyor Allahû Tealâ, “Kalplerinde olmayan bir şeyi sana söylüyorlar.” diyor.
İşte sen de Allah’a ulaşmayı dilediğin zaman dilin sadece “Yarabbi! Ben Sana ulaşmak istiyorum” demeyecek. Kalbin isteyecek bunu. Kalpten bir talep. Kalbinde olan bir talebi Allah’a ulaştıracaksın. Çünkü Allahû Tealâ hep kalbine bakar. İnşaallah bu sefer anlaşılmıştır.
Ama gene anlayamadıysan, tekrar sual sor. Daha açık konuşayım. Hangi açılardan anlayamadığını bir anlatırsan eğer, çok iyi olur. Yalnız şunu bilmeni istiyorum; eğer Allah’a ulaşmayı dilemezsen, biliyorsun, gideceğin yer bir defa, mutlaka cehennemdir.
Dalâlettesin,
Küfürdesin,
Hüsrandasın,
Takva sahibi değilsin,
Hidayette değilsin,
Gideceğin yer cehennem.
Haberler nasıl orada? Öyleyse söylediklerimizi dikkatle ve ciddiyetle takip etmeni dilerim. Cehennemden seni kurtarabilecek olan sadece Kur’ân-ı Kerim’dir. Söylediklerimizi dikkatle dinle. Diyor ki: “Ya da anlattınız da ben anlayamadım. Kısaca söyler misiniz, Allah’a ulaşmayı nasıl dileyelim?”
Kalbinizden bir dilek. Kalbinizle isteyeceksiniz. Ama diliniz de tasdik edecek.
Hay Allah razı olsun! Diyeceksin ki: “Yarabbi! Ben Sana ruhumu ulaştırmayı diliyorum.” Ama dilinle bunu söylemek yetmez dedik. Kalbinden bir dilek Allah’a ulaşacak. Hatta misal de verdik. Dedik ki, Peygamber Efendimiz (S.A.V) sefere giderken münafıkların büyük kısmı iştirak etmiyor. Münafıklar iştirak etmiyor savaşa. Ve Peygamber Efendimiz (S.A.V) geriye döndüğü zaman diyorlar ki: “Biz, kusura bakma. Burada kalmamız gerekti. Evlâtlarımız bize çekici geldi. Bırakamadık evlâdımızı, malımızı, eşlerimizi. Ve sefere çıkamadık. Ama gelecek sefer sen sefere çıktığında, mutlaka biz seninle beraber geleceğiz.”
Sözüme dikkat et, sevgili kardeşlerim! Burası senin için.
“Onlar.” diyor Allahû Tealâ, “Kalplerinde olmayan bir şeyi sana söylüyorlar.” diyor.
İşte sen de Allah’a ulaşmayı dilediğin zaman dilin sadece “Yarabbi! Ben Sana ulaşmak istiyorum” demeyecek. Kalbin isteyecek bunu. Kalpten bir talep. Kalbinde olan bir talebi Allah’a ulaştıracaksın. Çünkü Allahû Tealâ hep kalbine bakar. İnşaallah bu sefer anlaşılmıştır.
Ama gene anlayamadıysan, tekrar sual sor. Daha açık konuşayım. Hangi açılardan anlayamadığını bir anlatırsan eğer, çok iyi olur. Yalnız şunu bilmeni istiyorum; eğer Allah’a ulaşmayı dilemezsen, biliyorsun, gideceğin yer bir defa, mutlaka cehennemdir.
Dalâlettesin,
Küfürdesin,
Hüsrandasın,
Takva sahibi değilsin,
Hidayette değilsin,
Gideceğin yer cehennem.
Haberler nasıl orada? Öyleyse söylediklerimizi dikkatle ve ciddiyetle takip etmeni dilerim. Cehennemden seni kurtarabilecek olan sadece Kur’ân-ı Kerim’dir. Söylediklerimizi dikkatle dinle. Diyor ki: “Ya da anlattınız da ben anlayamadım. Kısaca söyler misiniz, Allah’a ulaşmayı nasıl dileyelim?”
Kalbinizden bir dilek. Kalbinizle isteyeceksiniz. Ama diliniz de tasdik edecek.
Benzer konular
