Her camide bulunan Peygamber Efendimizin Veda Hutbesindeki çıkartılmış olan bölümün açıklaması nasıldır?

Anasayfa » Ana Sayfa » Peygamber Efendimiz » Her camide bulunan Peygamber Efendimizin Veda Hutbesindeki çıkartılmış olan bölümün açıklaması nasıldır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Her camide bulunan Peygamber Efendimizin Veda Hutbesindeki çıkartılmış olan bölümün açıklaması nasıldır?

Canımız Efendimiz! Peygamber Efendimiz’in bizlere son vasiyeti “Veda Hutbesi” hemen hemen bütün camilerin duvarlarında mevcut. Fakat Diyanet’in hazırladığı ve açıkladığı şekliyle üzülerek görüyoruz ki şu bölüm çıkartılmış: “Babasından başkasına ait soy iddia eden; soysuzdur. Yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan; nankördür. Allah’ın gazabına, meleklerin lânetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın. Cenab-ı Hakk; bu gibi insanların, ne tövbelerini ne de şehadetlerini kabul eder.” diyor Peygamber Efendimiz (S.A.V). Bu çıkartılan bölümün açıklaması nasıldır?

“Babasından başkasına ait soy iddia eden, soysuzdur.”diyor. Yani o kişi, başka bir babadan olmuştur. O zaman babasının soyundan değildir. Artık başka bir soydan olduğuna göre, babasının soyuna göre; babasının soyu cephesinden o kişi soysuzdur. Zaten bu çocuk, annesinin bir zina olayıyla tahakkuk etmiştir. Elbette soysuz olacaktır.

Yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankörden bahsediyor!

Neden böyle söylüyor Peygamber Efendimiz (S.A.V)? Çünkü mürşidi Allah tayin eder. Kişinin hacet namazını kılıp, Allah’tan sorması gerek. Fakat Allah’a ulaşmayı dilemeyen bir kişi, ne kadar hacet namazı kılsa Allah ona mürşidini göstermez. Kaldı ki böyle bir insan, mürşidine ulaşsa da mürşid ona bir şey sağlayamaz, sevgili kardeşlerim!

Sadece Allah’a ulaşmayı dileyen kişinin, mürşidine ulaşması halinde:
 
• O kişinin başının üzerine devrin imamı gelir.
• Kişinin günahları örtülür.
• Sonra günahları sevaba çevrilir.
• Sonra o kişiye, Allahû Tealâ 1’e 10 verirken, 1’e 100’e çıkartır, sonra da 1’e 700’e kadar arttırır.
• O kişinin kalbine îmân kelimesini yazar.
• Başının üzerine devrin imamı gelir, yerleşir. O kişinin ruhunun, vücudundan ayrılmasını sağlar.
• Seyr-i sülûk o zaman başlar.

Öyleyse Allah’ın tayin ettiği mürşid asıldır. Allah kimi tayin etmişse sadece o mürşid, o kişiye Allah’ın bu hedeflerini sağlayabilir.

“Bütün müslümanların ilencine uğrasın.” diye bir kelime var burada! İlenci kelimesiyle -bir yanlışlık olacak herhalde- ne demek istediğini anlayamadık.

“Bu gibi insanların, ne tövbelerini ne de şahadetlerini kabul eder.” diyor.

Tövbesi kabul edilemez. Çünkü kişi, Allah’a ulaşmayı dilememiştir. O zaman mürşidin önünde yapılan tövbesi hiçbir şey ifade etmez. Ona; ne arşı tutan melekler ne de devrin imamı şahitlik etmez. Bu sebeple böyle bir insan için, şahadet de söz konusu değildir.

Benzer konular