Secde-26, Yûnus-45 ve Mâide-80 ve İnşikak-19 arasında bir ilişki var mıdır?

Anasayfa » Ana Sayfa » Âyetler ve Sırları » Secde-26, Yûnus-45 ve Mâide-80 ve İnşikak-19 arasında bir ilişki var mıdır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Secde-26, Yûnus-45 ve Mâide-80 ve İnşikak-19 arasında bir ilişki var mıdır?

Secde-26:

32/SECDE-26: E ve lem yehdi lehum kem ehleknâ min kablihim minel kurûni yemşûne fî mesâkinihim, inne fî zâlike le âyâtin, e fe lâ yesmeûn(yesmeûne).
Onları hidayete erdirmedi mi? Onlardan önceki nesillerden nicelerini helâk ettik (etmiş olmamız). Onların (evvelce) meskûn oldukları yerlerde (yurtlarında) dolaşıyorlar. Muhakkak ki bunda, elbette âyetler (deliller, ibretler) vardır. Hâlâ işitmeyecekler mi?


"Yurtlarında gezip dolaştıkları nice nesilleri kendilerinden evvel yıkıma uğratmış olmamız hâlâ onları doğru yola iletmedi mi? elbette bunda âyetler vardır. İşitmiyorlar mı?"

Aslında, "Onları hidayete erdirmedi mi? Hidayet için harekete geçirmedi mi?" mânâsına geliyor. Yûnus-45’de:

10/YÛNUS-45: Ve yevme yahşuruhum keen lem yelbesû illâ sâaten minen nehâri yeteârafûne beynehum, kad hasirallezîne kezzebû bi likâillâhi ve mâ kânû muhtedîn(muhtedîne).
Ve o gün (Allahû Tealâ), gündüzden bir saatten başka kalmamışlar (bir saat kalmışlar) gibi onları toplayacak (haşredecek). Birbirlerini tanıyacaklar (aralarında tanışacaklar). Allah’a mülâki olmayı (Allah’a ölmeden önce ulaşmayı) yalanlayanlar, hüsrandadır (nefslerini hüsrana düşürdüler). Ve hidayete eren kimseler olmadılar (ruhlarını ölmeden evvel Allah’a ulaştıramadılar).


"O gün, gündüzden bir saatten başka kalmamışlar (bir saat kalmışlar) gibi onları toplayacak (haşredecek). Birbirlerini tanıyacaklar. Allah’a mülâki olmayı yalanlayanlar, hüsrana düştüler ve hidayette olmadılar."

Şimdi burada Yûnus-45’de: "Allah'a mülâki olmayı (Allah'a ulaşmayı) inkâr edenler, tekzib edenler (yalanlayanlar) onlar hüsrandadırlar." diyor. Yani hidayette değillerdir anlamını çıkartabiliyoruz oradan. Ama Secde-26’da Allahû Tealâ: "Onları hâlâ hidayete erdirmedi mi?" ifadesi kendilerinden evvelki kavimleri yok etmek, aslına bağlanmış (hedefine bağlanmış). Sonuç hedefin o noktada olması. Yani "Daha evvelki insanların (karyelerin) helâka uğratılması, bundan ibret alanların hidayete ermesi için sebep teşkil edebilir mi?" ifadesiyle, Yunus-45’deki: "Allah'a mülâki olmayı inkâr edenler hüsrandadırlar." ifadesi arasında bir yakın ilişkiden bahsetmek söz konusu değil. Uzak bir ilişki.

Mâide-80:

5/MÂİDE-80: Terâ kesîran minhum yetevellevnellezîne keferû le bi’se mâ kaddemet lehum enfusuhum en sehıtallâhu aleyhim ve fîl azâbi hum hâlidûn(hâlidûne).
Onlardan bir çoğunun kâfirlere döndüğünü (dost olduğunu) görürsün. Nefislerinin, onlar için takdim ettiği ise "Allah’ın onlara öfkelenmesi" ki ne kötü şey. Ve onlar azâp içinde devamlı kalacak olanlardır.


"Onlardan bir çoğunun kâfirlere döndüğünü görürsün. Nefslerinin, kendilerine takdim ettiği şey (Allah’ın onlara öfkelenmesi) ne kötü. Onlar azapta ebedî kalırlar."

İnşikak-19:

84/İNŞİKAK-19: Le terkebunne tabakan an tabakın.
Siz mutlaka tabakadan tabakaya bineceksiniz (gök katlarından geçeceksiniz).


"Siz gerçekten tabakadan tabakaya bineceksiniz."

Şimdi Secde-26 ile Yûnus-45 arasındaki ilişki nasıl zayıf bir ilişki ise, Mâide-80 ile İnşikak-19’da da zayıf bir ilişkiden dahi bahsetmek kolay değil. İnşikak-19’da: "Tabakadan tabakaya bineceksiniz, tabaka tabaka yükseleceksiniz." anlamı var. Diğerinde ise: "Nefslerinin kendilerine taktim ettiği şey (Allah'ın onlara öfkelenmesi) ne kötü. Onlar cehennemde ebediyyen kalırlar."

İkisinin arasında hiçbir ilişki kuramadık.

Benzer konular