Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in "Ümmetinin en hayırlısı ve benim varisimdir." buyurduğu devrin imamı Mehdi (A.S)’dır diyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Hadîs » Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in "Ümmetinin en hayırlısı ve benim varisimdir." buyurduğu devrin imamı Mehdi (A.S)’dır diyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in "Ümmetinin en hayırlısı ve benim varisimdir." buyurduğu devrin imamı Mehdi (A.S)’dır diyebilir miyiz?

Peygamber Efendimiz (S.A.V) bir  hadîs-i şerifinde: "Kur'ân tilâvet ile okunmuş sayılmaz. Asıl Kur'ân hidayet ile okunur." buyuruyor.

Ne demek istiyor acaba Peygamber Efendimiz (S.A.V)? Hidayete nail olanların okuduğu Kur'ân asıldır. Yani burada okumaktan muradı Kur'ân’ın tilâvet edilmesi değil, Kur'ân’ın tatbikatı. Tilâvetten murat sadece kuru kuruya okumak değildir. Okunması, anlatılması ve tatbik edilmesi. Şimdi Cabbar diyor ki:

"İçinde bulunduğumuz hidayet çağında Kur'ân’ı hidayet ile öğreten Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in ümmetimin en hayırlısı ve benim varisimdir buyurduğu devrin imamı Mehdi A.S’dır." diyebilir miyiz? diyor Cabbar.

Kur'ân’ı hidayet ile öğreten kişi. İşte Kur'ân’ı öğreten kişi aslında Kur'ân’ın tatbikatını öğreten kişidir. Peygamber Efendimiz (S.A.V) ne diyordu? "Aranızda en hayırlınız, Kur'ân’ı öğrenen ve öğretendir." Yani Kur'ân’ı öğrenen, Kur'ân’ın tatbikatını yapan ve öğreten başkalarına da onu tatbik ettiren demek o. Ama 14 asırda bu husus neye dönüşmüş? Kur'ân’ın okunmasını öğrenen ve öğretene dönüşmüş. İşte bu kadar hatalı bir dizayn ile karşı karşıyayız sevgili kardeşlerim. Kur'ân sadece okunsun diye indirilmemiştir. Kur'ân, Kur'ân’daki emirlerin tatbik edilmesi için indirilmiştir. Açık bir şekilde Allahû Tealâ diyor ki: "Bütün nebîlere onunla hükmetsinler diye kitap indiririz." diyor Allahû Tealâ. "Bütün nebîlere onunla hükmetsinler diye kitap indiririz." diyor. Hz. Musa’ya Tevrat, onunla emredilsin diye indirilmiş. Hz. İsa’ya İncil, onunla emretsin diye indirilmiş. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e Kur'ân-ı Kerim,  O Kur'ân-ı Kerim ile emretsin (hükmetsin) diye indirilmiş. Ve hükmedenler de, ondan sonra gelen hükmedenler de, gene Kur'ân ile hükmetmek mecburiyetindeler.

Öyleyse Peygamber Efendimiz (S.A.V): "Kur'ân tilâvet ile okunmuş sayılmaz, hidayet ile okunur." diyorsa, bu çağa (hidayet çağına) atıf yaptığı kesindir. Hidayet çağında da  hidayet öğreticisi bu devrin resûlüdür. Bu devrin resûlü aynı zamanda bu devrin huzur namazının imamıdır. Bu resûl aslında bir kavim resûlüdür sadece. Ve huzur namazının imamlığına da vekâlet etmektedir. Bir peygamber asla değildir. Bir nebî asla değildir. Sadece bir velî resûldür.

Bu hadîs-i şerife göre "Sabikûn-el ahirîn Kur'ân’ı hidayet ile Mehdi (A.S)'dan okuyan, öğrenenlerdir." diye söyleyebilir miyiz?

Evet. Bu o devirdeki Kur'ân’ı hidayet üzere olarak öğrenenler, onlar sabikûn-el ahirîndir. Ve miktarı sahabeden daha az olacaktır. Çünkü sadece sahâbe değil sahabeya tâbî olanlar da bu muhtevanın içindedirler.

Tâbiîne tâbî olanlar da bu muhtevanın içindedirler. Bu sebeple onlar bu devrin hidayet erlerinden daha fazlaydılar.

Benzer konular