"Zikir farzdır."diyorsunuz, bu neden bunca zamandır bilinmemiş? Âyetler, hadisler sunuyorlar. Âyetlere bakmaya kalksak, sizin anlattığınız gibi anlatılmıyor. Açıklamalarda öyle değil, ne yapabiliriz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Zikir » "Zikir farzdır."diyorsunuz, bu neden bunca zamandır bilinmemiş? Âyetler, hadisler sunuyorlar. Âyetlere bakmaya kalksak, sizin anlattığınız gibi anlatılmıyor. Açıklamalarda öyle değil, ne yapabiliriz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

"Zikir farzdır."diyorsunuz, bu neden bunca zamandır bilinmemiş? Âyetler, hadisler sunuyorlar. Âyetlere bakmaya kalksak, sizin anlattığınız gibi anlatılmıyor. Açıklamalarda öyle değil, ne yapabiliriz?

Es selâmu aleykum ve rahmetullâhi ve berekâtuhu! Efendimiz! Ben 1 yıl önce İstanbul’da müridlerinizin arasında bulundum ve tövbe aldım. Temel katlarda olsamda,  imkânımca sizden bahsediyorum ama bilgim çok az. Biraz İslâm bilgisini alanlar, beni alt ediyor. Bu yüzden pek de konuşmak istemiyorum. Ama meraktaydım. Buradakilerin neden haberi yok diye geldiğimizde, çok sevindim. İnşaallah “rahmet ve fazl” nurlarından bizler de faydalanırız. (İnşaallah.) “Zikir farzdır.” diyorsunuz, bu neden bunca zamandır bilinmemiş?

İnsanlar, farz olan zikri... Hem zikir farz hem çok zikir (günün yarısından daha fazla zikir) farz hem de daimî zikir farz. Hem de zikir, namazdan da Kur'ân-ı Kerim tilavetinden de daha üstün bir ibadet ve farz değil. Âlimler gözden kaybetmişler bunları. Yoksa Kur'ân-ı Kerim farz kılıyor. Peygamber Efendimiz (S.A.V) de Hz. Ömer de Hz. Ali de Hz. Ebûbekir de Hz. Osman da hepsi, daimî zikrin sahibi idi. Bütün sahâbe daimî zikrin sahibiydi.  

3/ÂLİ İMRÂN-191: Ellezîne yezkurûnallâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbihim ve yetefekkerûne fî halkıs semâvâti vel ard(ardı), rabbenâ mâ halakte hâzâ bâtılâ(bâtılan), subhâneke fekınâ azâben nâr(nârı).
Onlar (ulûl elbab, lüblerin, Allah'ın sır hazinelerinin sahipleri), ayaktayken, otururken, yan üstü yatarken (daima) Allah'ı zikrederler. Ve göklerin ve yerin yaratılışı hakkında tefekkür ederler (ve derler ki): "Ey Rabbimiz! Sen bunları bâtıl olarak (boşuna) yaratmadın. Sen Subhan'sın, artık bizi ateşin azabından koru.


“Ki, annem babam bile 60 yaşındalar, böyle bir şey duymamışlar.”

Tabiî duymazlar. Âlimler saklamışlar bunu.

“Bazıları mürşidin olması çok güzel dese de mürşidi olup, size inanmıyorlar. Ben buna çok üzülüyorum.”

İnanacaklar sevgili kardeşim! Yakın bir gelecekte, olayları yaşayacağız hep beraber. O zaman onlar da inanacaklar ve utanç duyacaklar inanmadıkları için.

“Bizleri zorlayan bir konu daha; bunca ilâhiyatçılar varken, bunca senedir bilinen doğrular varken size inanmıyorlar.”

“Bunca zamandır bilinenler” tamam da “doğrular” sözü yanlış. Bildikleri doğru değil. Ne yazık ki; Allah'a ulaşmayı dilemeyi, hiç birisi bilmiyor. Biz öğretene kadar bilmiyordu en azından.

“Ben namazımı kılıyor, bunca eziyet çekerken, siz cennete mi gideceksiniz?” diyorlar.

Evet. Allah'a ulaşmayı dileyen herkes, cennete gider. Allah'a ulaşmayı dileyen kişi de onların kıldığı namazdan çok daha fazla namaz kılar. Allah, ona kıldırır.

“Âyetler, hadisler sunuyorlar.”

Âyetleri bize sunsunlar. Onlarla karşılıklı gelelim. Kimlerdir bunlar? Bunları bizimle karşı karşıya getirin, bize söylesinler bakalım söyleyeceklerini. Onlarla konuşalım. Bu konferansa gelip de neden sormadılar suallerini?

“Âyetlere bakmaya kalksak, sizin anlattığınız gibi anlatılmıyor. Açıklamalarda öyle değil, ne yapabiliriz?”   

Siz bir şey yapmayacaksınız. Onları bizimle karşılaştırmaya çalışın.

Benzer konular