Nefsin tezkiyesini cehalet ve kemalat kavramları açısından bizlere izah eder misiniz? Hûd Suresinin 29. âyet-i kerimesini açıklar mısınız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Nefs Tezkiyesi » Nefsin tezkiyesini cehalet ve kemalat kavramları açısından bizlere izah eder misiniz? Hûd Suresinin 29. âyet-i kerimesini açıklar mısınız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Nefsin tezkiyesini cehalet ve kemalat kavramları açısından bizlere izah eder misiniz? Hûd Suresinin 29. âyet-i kerimesini açıklar mısınız?

Mu’min 40, Vel Asr 1, 2, 3 ışığında nefsin tezkiyesini cehalet ve kemalat kavramları açısından bizlere izah eder misiniz? Hûd Suresinin 29. âyetinde Hz. Nuh (A.S.) kavmine “Muhakkak ben sizi cahil bir kavim olarak görüyorum.” derken neyi ifade etmeye çalışmaktadır?”

Bu âyetler ışığında nefsin tezkiyesini cehalet ve kemâlât kavramları açısından bizlere izah eder misiniz?

Nefs tezkiyesi, cehalet ile kemâlât kavramlarının bileşim noktasıdır. Cehaletin bittiği yer Allah’a ulaşmayı dileme noktasıdır. Ama ruhu Allah’a ulaştırmakla kimse kemâle ermiş olmaz.

Kemâlâtın 1. kısmı tamamlanmıştır, ruhun teslimi.
2. kısmı fizik vücudun tesliminde tamamlanacaktır.
3. kısmı nefsin tesliminde tamamlanacaktır.
4. kısmı irşada ulaşmada, irşad olmada tamamlanacaktır.
Asıl nihayeti, kemâlâtın sonu irşad makamına tayin edilmektir.

Şimdi Hûd Suresinin 29. âyet-i kerimesine bakalım:

11/HÛD-29: Ve yâ kavmi lâ es’elukum aleyhi mâlâ(mâlen), in ecriye illâ alâllâhi ve mâ ene bi târidillezîne âmenû, innehum mulâkû rabbihim ve lâkinnî erâkum kavmen techelûn(techelûne).
Ve ey kavmim! Buna (tebliğ ettiğim şeylere) karşılık sizden mal olarak (bir şey) istemiyorum. Eğer ücretim (ecrim) varsa ancak Allah’a aittir. Ve ben âmenû olanları (Allah’a ulaşmayı dileyenleri) tardedecek (uzaklaştıracak, kovacak) değilim. Muhakkak ki onlar, Rab’lerine mülâki olacaklar (ulaşacaklar). Ve lâkin ben, sizi cahillik eden bir kavim olarak görüyorum.


"ve yâ kavmi lâ es’elukum aleyhi mâlâ (mâlen)"

"Ben sizden bir mal bir para istemiyorum, sual etmiyorum. Böyle bir talebim yok."

"in ecriye illâ alâllâhi: Benim ücretim muhakkakki Allah’a aittir.
ve mâ ene bi târidillezîne âmenu:  Ve ben âmenû olanları yanımdan kovamam.
innehum mulâkû rabbihim: Onlar, Muhakkak Rablerine mülâki olacaklardır.
ve lâkinnî erâkum kavmen techelûn (techelûne):  Ve ben, sizi cahiller kavim olarak görüyorum." diyor. Cahil bir kavim olarak görüyorum.

Öyleyse Allah’a ulaşmayı dilemeyenler cehaletin içindedirler. Allah’a ulaşmayı dileyenler, cehaleti aşıp ilimin standartları içine girmiş olanlardır. Ama âlim olmamışlardır. Kâmil insan da olmamışlardır. Kemâlât söylediğimiz gibi ilk meyvelerini ruhun Allah’a ulaşması noktasında verir. İnsan 1. kademe kemâlâta ermiştir. Nefsinin kalbinin yarısı tezkiye olmuştur (temizlenmiştir). Sonra %80 ‘i aşmıştır fizik vücudun tesliminde. %100 olmuştur nefsini tesliminde irşad olduğunda kişi. Daha sonra ise iradesini de Allah’a teslim etmiştir. Kemâlât oradadır;  iradenin Allah’a teslim edildiği yerde. 

Benzer konular