Birçok cemaate bağlı kişiler var. Onlar da evliya olmak istediklerini söylüyorlar. Ancak bu kişiler sizin söylediklerinize tamamen karşı çıkıyorlar. Bu insanların durumu nedir?

Birçok cemaate bağlı kişiler var. Onlar da evliya olmak istediklerini söylüyorlar. Siz de bir sohbetiniz de bir kişinin tıpkı Yunus Emre veya Veysel Karani gibi Allah'ın evliyasından olmak istemesinin de Allah'a ulaşmak mânasına geldiğini söylemiştiniz.

 

Evet. Yani insanlardan her kim; “Yarabbi! Bizi, nasıl Veysel Karani Hazretlerinin ruhunu Sana ulaşmışsan, nasıl Yunus’un ruhunu Sana ulaştırmışsan, nasıl Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin ruhunu Sana ulaştırmışsan, Mevlâna Celâleddin Rûmi Hazretlerinin ruhunu sana ulaştırmışsan, onca evliyanın ruhunu nasıl Sana ulaştırmışsan, onlar nasıl ermiş olmuşlarsa beni de onlar gibi Sana ulaşmış kıl Yarabbim! Beni de ermişlerden kıl!” Böyle bir talepte bulunan herkes aslında Allah'a ulaşmayı dilemiştir. Ne kadar derinden söylerse yani bunu ne kadar iştiyakla söylerse, ne kadar gerçekten söylerse o kadar üst boyutta birisi olacaktır neticede. Ama bunu söylemesi, Allah'a ulaşmayı dilemek hükmündedir. “Beni de ermişlerden kıl.” Ne demek? “Benim de ruhumu Sana ulaştır.” demek.

Bunlar da evliya olmak istediklerini söylüyorlarmış cemaate bağlı olanlar.

“Siz de bir sohbetinizde bir kişinin tıpkı Yunus Emre veya Veysel Karani gibi Allah'ın evliyasından olmak istemesinin de Allah'a ulaşmayı dilemek mânâsına geldiğini söylemiştiniz.”

Evet, söylemiştik gerçekten.

“Ancak bu kişiler sizin söylediklerinize tamamen karşı çıkıyorlar. Bu insanların durumu nedir?”

Bu insanlar Allah'a ulaşmayı gerçekten dilemiş olsalardı, gerçekten “Bizi de ermişlerden kıl.” demiş olsalardı Allahû Tealâ’ya kalplerinden; hem bize karşı çıkmayacaklardı hem de şimdiye kadar çoktan ruhları Allah'a ulaşmış olacaktı.

Öyleyse böyle söyleyen insanların Allah'ın evliyası olmaları mümkün değildir. Evliyası olsalar zaten Allahû Tealâ’dan sorarlar; Allahû Tealâ da onlara bizim gerçek durumumuzu onlara mutlaka gösterir.