Allah’ın resûlleri her devirde ve her millette var olduğuna göre, teknolojinin bu denli geliştiği bu devirde bunların ortaya çıkması gerekmez mi?

Anasayfa » Ana Sayfa » Resûl ve Nebî » Allah’ın resûlleri her devirde ve her millette var olduğuna göre, teknolojinin bu denli geliştiği bu devirde bunların ortaya çıkması gerekmez mi?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Allah’ın resûlleri her devirde ve her millette var olduğuna göre, teknolojinin bu denli geliştiği bu devirde bunların ortaya çıkması gerekmez mi?

Gerekir. Herbiri kendi kavminde aynı şeyleri yapıyor şu anda.

Sevgili kardeşlerim! Bize senelerden beri ne kadar çok itiraz edildiğinin farkına varmadınız mı? Bakınız ne diyor Allahû Tealâ Mu’minûn Suresinin 44. âyet-i kerimesinde:

23/MU'MİNÛN-44: Summe erselnâ rusulenâ tetrâ, kullemâ câe ummeten resûluhâ kezzebûhu fe etbâ’nâ ba’dahum ba’dan ve cealnâhum ehâdîs(ehâdîse), fe bu’den li kavmin lâ yu’minûn(yu’minûne).
Sonra Biz, resûllerimizi ardarda (arası kesilmeksizin) gönderdik. Her ümmete resûlü geldiği zaman, her defasında onu yalanladılar. Biz de onları birbiri arkasından (helâk ettik). Ve onları efsane kıldık. Artık mü’min olmayan kavim (Allah’ın rahmetinden) uzak olsun.


Madde-1: “Biz, bütün kavimlere resûl göndeririz.” diyor.
Madde-2: “Ardı arkası kesilmeksizin göndeririz. Fetret devri olmaz. Bütün kavimlerdeki resûller devamlıdır.” Yani “Bir resûl öldüğü anda yerine yenisini tayin ederiz.” diyor.
Madde-3: “Hangi kavme resûl gönderdiysek o kavimdekiler resûllerini mutlaka yalanladılar.” diyor.
Madde-4: “ Ardı ardına gönderirim. Ardı arkası kesilmeksizin!” diyor. Yani arada boş devre olmaz. Bir resûl ölür; aynı gün yeni resûl tayin edilmiştir.

İşte Allahû Tealâ aynı şeyi Bakara Suresinin 87. âyet-i kerimesinde de söylüyor: “Biz, bütün kavimlere resûl göndeririz ve ardı ardına göndeririz.” diyor.

2/BAKARA-87: Ve lekad âteynâ mûsâl kitâbe ve kaffeynâ min ba’dihî bir rusuli ve âteynâ îsâbne meryemel beyyinâti ve eyyednâhu bi rûhil kudus(kudusi), e fe kullemâ câekum resûlun bimâ lâ tehvâ enfusukumustekbertum, fe ferîkan kezzebtum ve ferîkan taktulûn(taktulûne).
Andolsun ki, Biz, Musa’ya kitap verdik ve ondan sonra ardarda resûller gönderdik. Ve Meryem’in oğlu İsa’ya beyyineler (açık deliller) verdik ve onu Ruh’ûl Kudüs ile destekledik. Öyle ki, nefslerinizin hoşlanmadığı bir şeyle gelen resûle karşı, her defasında kibirlendiniz. Bu sebeple bir kısmını yalanladınız ve bir kısmını da öldürüyorsunuz.


“Sizin söylediklerinizi söyleyen kişilerin var olması gerekmez mi?”

Tabiî gerekir ve var. Bütün kavimlerde onlar da söylüyorlar ama nasıl bizim kavmimizde olan, bırakınız bizim kavmimizde olanları, şu anda bu salonda bulunanların bir kısmı bizden şüphede değil mi? Bize sordukları sualden anlamadınız mı bunu? Öyleyse hep aynı şey olacaktır. Bütün kavimlerdeki resûller, şuanda kendi lisanlarıyla kendileri anlatıyorlar. Çünkü her kavme kendi içlerinden birisi kendi lisanıyla gönderilir.

İbrâhîm Suresinin 4. âyet-i kerimesine göre: “Biz, bütün kavimlere onların kendi lisanıyla onlara anlatsın diye, onların içlerinden resûl göndeririz.” diyor Allahû Tealâ.

14/İBRÂHÎM-4: Ve mâ erselnâ min resûlin illâ bi lisâni kavmihî li yubeyyine lehum, fe yudillullâhu men yeşâu ve yehdî men yeşâu, ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).
Hiçbir resûlümüz yoktur ki; Biz, onu kendi kavminin lisanıyla göndermiş olmayalım. Onlara (kendi lisanlarıyla) beyan etsin (açıklasın) diye. Öyleyse Allah, dilediğini (Allah’a ulaşmayı dilemeyenleri) dalâlette bırakır. Dilediğini (Allah’a ulaşmayı dileyenleri) hidayete erdirir. Ve O, Azîz’dir, Hikmet Sahibi’dir.


“Teknolojinin bu denli geliştiği bu devirde bunların ortaya çıkması gerekmez mi?”

Her kavimde mutlaka bunlar var. Elbette “Gerekir mi? Gerekmez mi?” o bizim işimiz değil. Onu, Allah ile o resûller arasındaki konu bilir. Ama şu anda Kur’ân-ı Kerim’in âyetlerine inanıyorsanız, bütün kavimlerde şu anda da resûller hayattadır. “Gerekir mi? Gerekmez mi?” orası bizim görevimiz değil. Biz sadece Allah’tan öğrendiğimizi size söyleriz. Hüküm sizin!

Benzer konular