Kur’ân kursları, imam hatip okulları, ilahîyat, mevcut tarikatlar kurtuluşa kavuşturmaz mı? Ancak Zat’ınız mı hidayete ulaştırır?

Anasayfa » Ana Sayfa » Hidayet » Kur’ân kursları, imam hatip okulları, ilahîyat, mevcut tarikatlar kurtuluşa kavuşturmaz mı? Ancak Zat’ınız mı hidayete ulaştırır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Kur’ân kursları, imam hatip okulları, ilahîyat, mevcut tarikatlar kurtuluşa kavuşturmaz mı? Ancak Zat’ınız mı hidayete ulaştırır?

Hayır, elbette değil. Bugün dünya üzerinde binlerce mürşid var. Allah’a ulaşmayı dileyen insanların oluşturduğu bütün tarikatlar, hangi mürşidin kumandasında olursa olsun (mürşidleri Allah tayin eder), mutlaka Allah’ın cennetine götürür. Yetmez, bir insan mürşidine ulaşmadan evvel de cennete girebilir. Kim Allah’a ulaşmayı dilerse, dilediği anda 1. kat cenneti hak etmiştir. Hem de birkaç saniye içinde. Bir insan Allah’a ulaşmayı dilediği anda Allahû Tealâ derhâl ondan haberdar olur. Derhâl o kişinin bütün günahlarını örter. Ona 7  tane veya 4 tane veya 1 tane furkan vererek bütün günahlarını örter. Günahlarını örttüğü anda, o kişinin sevapları günahlarından fazla olacağı için bu kişi mutlaka Allah’ın cennetine girecektir sevgili kardeşlerim.    

Öyleyse Kur’ân kursları kurtuluşa kavuşturmaz mı? Kavuşturmaz. Çünkü Kur’ân-ı okumayı öğretirler. Kur’ân’ın içeriğini öğretmezler. Kur’ân kursları sadece okumayı öğretir. En kötüsü konunun burası, en çok yanlış anlaşılan konu. Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’in hadîs-i şerifi:

“Aranızda en hayırlınız Kur’ân-ı öğrenen ve öğretendir.” diyor. 14 asır evvel bütün sahâbe harıl harıl Kur’ân-ı öğreniyorlar, hayatlarına tatbik ediyorlar ve öğretiyorlardı. Dikkat edin! Kur’ân-ı okumaktan bahsetmiyorum. Okuyorlardı elbette ama Kur’ân’ın muhtevasını, içeriğini öğreniyorlar ve yaşıyorlardı. Hepsi en üstte ulaştılar. Hepsi irşad makamının sahibi oldular. Tâbiin sahâbeye tâbî olanların adıdır. Hepsi irşad makamının sahibidir. İster ensar olsun, ister muhacirîn. Münafıkların dışındaki Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’e tâbî olan kişiler tâbiin. Tâbî olan kişiler ensar ve muhacirîndir. Münafıklar da tâbî olmuş gibi görünmüşlerdir ama tâbî olmamışlardır.

Öyleyse Kur’ân kursları insanı hidayete götürür mü? Hayır, götürmez. Kur’ân kursunda Kur’ân okumayı öğrenirsiniz. İmam Hatip okulları, İlahîyat fakülteleri götürmez. Siz onu öğrenip yaşamadıkça, en basitinden,  Allah’a ulaşmayı dilemedikçe; ilâhiyatı bitirseniz, asistan olsanız ilâhiyat fakültesinde, master yapsanız, doktora yapsanız, doçent olsanız, profesör olsanız, Allah’a ulaşmayı dilemedikçe, amelleriniz boşa gitmeye mahkûmdur. Kurtuluşunuz mümkün değildir.

Sevgili kardeşlerim, 28 yıldır bu hakikatleri size öğretmeye çalışıyoruz. Onun için bu konferansları veriyoruz. Ve bize soruyor kardeşlerimiz, “Neden kendiniz gelmiyorsunuz?”. Biz Türkiye’de ve dünyada, her tarafta konferanslar veriyoruz. Öyleyse bu verdiğimiz konferanslara dikkatle bakın ki, oradakilere bir hafta aralıklarla gitmemiz zaten mümkün olmaz. Ama dünyanın neresinde olursanız olun, orada bir konferans dizayn etmemiz istendiği zaman, biz derhâl gereğini yaparız. Ve bizden istenmese de bu hakikatleri sizlere ulaştırmak için varız.      

Öyleyse mevcut tarikatlar kurtuluşa kavuşturmaz mı? Kavuşturur. Eğer tarikata giren kişi, gerçek bir tarikata girmişse mutlaka Allah’a ulaşmayı dileyerek girecektir. Tâbiiyette 2.kat cennetin sahibi olur. Allah’a ulaşmayı dilemişse zaten 1. kat cennetin sahibi olmuştur. Ama Allah’a ulaşmayı dilemeyen hiç kimse, Allah’a ulaşmayı dilemedikçe o kurtuluşa ulaşamaz sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım. Öyleyse böyle bir dizaynda Allah’a ulaşmayı dileyen herkesin mutlaka kurtuluşa ulaşacağını ama dilemeyenin bir tarikata girse de aslında girmiş sayılmayacağını hepiniz bilmelisiniz sevgili kardeşlerim. Öyleyse mutlaka Allaha ulaşmayı dileyin! Bütün güzellikleri yaşayın.

“Sadece Zat’ınız mı hidayete ulaştırır?” diyor. Ne münasebet. Biz de sadece onlardan bir tanesiyiz. Allah’a ulaşmayı dileyen kişilerin oluşturduğu bütün tarikatların hangisine girerseniz girin mutlaka siz cennete girersiniz. Daha tarikata adım atmadan yani mürşide tâbî olmadan, Allah’a ulaşmayı dilediğiniz anda zaten cennetin sahibi olursunuz. Ondan sonra mürşidinizi Allah’tan soracaksınız. Herhangi bir mürşide tâbî olmak kimseyi kurtarmaz. Allah diyor ki:

"Mürşidinizi Allah’tan soracaksınız." diyor.
   
Bakara Suresi 45 ve 46. âyet-i kerimeler:

2/BAKARA-45: Vesteînû bis sabri ves salât(salâti), ve innehâ le kebîratun illâ alâl hâşiîn(hâşiîne).
(Allah’tan) sabırla ve namazla istiane (özel yardım) isteyin. Ve muhakkak ki o (hacet namazı ile Allah’a ulaştıracak mürşidini sormak), huşû sahibi olanlardan başkasına elbette ağır gelir.

2/BAKARA-46: Ellezîne yezunnûne ennehum mulâkû rabbihim ve ennehum ileyhi râciûn(râciûne).
Onlar (o huşû sahipleri) ki, Rab’lerine (dünya hayatında) muhakkak mülâki olacaklarına ve (sonunda ölümle) O’na döneceklerine yakîn derecesinde inanırlar.


Daha tarikata adım atmadan yani mürşide tâbî olmadan, Allah’a ulaşmayı dilediğiniz anda zaten cennetin sahibi olursunuz. Ondan sonra mürşidinizi Allah’tan soracaksınız. Herhangibir mürşide tâbî olmak kimseyi kurtarmaz. Allah diyor ki:

"Mürşidinizi Allah’tan soracaksınız." diyor.

Bakara Suresi 45 ve 46. âyet-i kerimeler:

"vesteînû bis sabri ves salât(sâlâti), ve innehâ le kebîretun illâ alel hâşiîn(hâşiîne). ellezîne yezunnûne ennehum mulâkû rabbihim ve ennehum ileyhi râciûn(râciûne)." diyor.

"Sabırla ve hacet namazıyla Allah'tan mürşidinizi isteyin." diyor Allahû Tealâ. İstianeyi (mürşidinizi) isteyin." diyor. Bu zor bir iştir ama huşû sahipleri için, yani ruhunu ölmeden evvel Allah’a ulaştırmaya kesin olarak inanan kişi için zor değildir”. Onlara mutlaka göstereceğini söylüyor Allahû Tealâ mürşidlerini ki, kişi  2. kat cennetin sahibi olabilsin. Bunun neticesi; 5-6 aylık bir zaman zarfında o kişinin ruhunun mutlaka Allah’a ulaşmasıdır. 3. kat cennetede kişi elde edebilsin diye yapıyor Allahû Tealâ bunu. Kişinin görevi sadece Allah’a ulaşmayı dilemektir. Bundan sonrası Allah’a aittir. Allah’a ulaşmayı dileyen kişiyi mürşidine ulaştırmak ve onun ruhunu Kendisine ulaştırmak Allah’a aittir. Kişi mutlaka bunlara istekli olacak ve vazifelerini seve seve yapabilecek olan bir namaz sevgisi, bir oruç sevgisi, bir zikir sevgisi o kişiye  mutlaka Allahû Tealâ tarafından verilecektir.   

Benzer konular