Vuslat ve miraç kavramlarını ve arasındaki farkı acaba anlatabilir misiniz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Fena Makamı (1. teslim: ruh teslimi) » Vuslat ve miraç kavramlarını ve arasındaki farkı acaba anlatabilir misiniz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Vuslat ve miraç kavramlarını ve arasındaki farkı acaba anlatabilir misiniz?

Sevgili kardeşlerim! Vuslat, insanın ruhunun dünya hayatını yaşarken vücudundan ayrılarak Allah’a ulaşmasıdır. “Vuslat” keslimesi ve ‘vasıl olma’ aynı mânâya gelir. Vuslat,  vasıl olmak yani “ulaşmak” demektir. Allahû Tealâ istiyor ki; kendilerinde emanet olan ruhu bütün insanlar Allah’a ulaştırsınlar. Yani Arapça tabir kullanalım: “Allah’a vasıl etsinler. Böylece ruhları vuslata ulaşsın. Vasıl olsun demek vuslata ulaşmak, vâsıl olmak demek, ulaşmak demek.

Öyleyse Allahû Tealâ ne istiyor? Herkesin ‘ruhunun dünya hayatını yaşarken Allah’a ulaşmasını’ istiyor. Herkesin ‘ermiş evliya olmalarını’ istiyor Allahû Tealâ. En azından ‘ermiş evliya olsunlar’ istiyor.    

Ama daha evvel cehennemden kurtuluş mümkün değil mi? Mümkün. Bir insan daha Allah’a ulaşmayı dilediği anda 1. kat cenneti hak eder sevgili kardeşlerim! Bunun gerçekten istenmiş olması temel şarttır. Bir kısım insan diyebilir ki: “Ben Allah'a ulaşmayı diledim.” Allah’a ulaşmayı dileyen insan başkalarından hemen farklı bir dizayna girer. Bu onun elinde olan birşey değildir; Allah onu o dizayna sokar. Çünkü o kişiye Allahû Tealâ mutlaka müşid sevgisi verir. Ve hacet namazını kıldırır o kişiye Allahû Tealâ. Boy abdesti alarak hacet namazını kılan bu kişi mürşidini sorar Allahû Tealâ’dan. Sonra, Allah ona mutlaka mürşidini gösterecektir. Kişinin bu mürşide ulaşıp nerede olursa olsun, yeri nerede olursa olsun o mürşide ulaşıp onun önünde diz çökerek tövbe etmesi, el öpmesi ve ruhunu böylece Allah’a doğru yola çıkarması söz konusu olur. Ve 7-8 aylık bir devre içinde de o kişinin ruhu 7 tane gök katını aşacaktır, 7. katta 7 tane âlemden geçecektir, Sidretül Münteha’dan dikey bir yolculukla Allah'ın Zat’ına yükselecektir, Allah'ın Zat’ında yok olacaktır, ifna olacaktır.

İşte sevgili kardeşlerim! Bütün insanlar için mutlak olarak bu olay tahakkuk eder. Hangi olay tahakkuk eder? Ölüm olayı… Bir gün hepimiz öleceğiz. Hiç kimse bunun dışında değildir. Kişi nebî de olsa, peygamber de olsa, resûl de olsa bunun dışında yaşayamaz, kalamaz. Herkes için ölüm muhakkaktır. Ve bütün insanlar fânidir, öleceklerdir.

İşte bütün insanlara Allahû Tealâ “ölmeden evvel ruhlarını Allah’a ulaştırmalarını” emrediyor. Bir insan Allah'a ulaşmayı dilerse, tek başına böyle bir dilek bir insanı cehennemden kurtarır. Öbür taraftan şeytanın bir tuzağı olan İslâm’ın 5 şartıyla iktifa etmek, bunu yeterli görmek hiç kimseyi Allah’ın cennetine ulaştıramaz. Namaz kılmak da farzdır, oruç tutmak da farzdır, zekât vermek de farzdır, kelime-i şahadet getirmek de farzdır. İslâm’ın 5 şartının 5’i de farzdır. Öyleyse namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmek; her birisi farz. İnsanlar bunları gerçekleştiriyorlar. Bize de diyorlar ki: “Bunları gerçekleştirdikleri için cennete girecekler.”

Sevgili kardeşlerim! Şeytanın bu dünya İslâm âlemine en büyük tuzağı budur. Cennetlerin dizaynı:

•    Allah’a ulaşmayı dilemekle 1. kat cennet,
•    Mürşide tâbiiyette 2. kat cennet ve böylece ruhun vücuttan ayrılması,
•    Vücuttan ayrılan ruhun Allah’a ulaşmasıyla 3. kat cennet-1. teslim; ruhun teslimi,
•    Sonra fizik bedenin teslimi; 4. kat cennet,
•    Nefsin teslimi; 5. kat cennet,
•    Muhlis olmak; 6. kat cennet,
•    İradeyi de Allah’a teslim etmek; 7. kat cennet.

Sevgili kardeşlerim! Bütün insanlar için Allahû Tealâ standartlar koymuş. Hiç kimse Allah'ın kanunlarına itaat etmedikçe Allah’ın cennetine giremez. Hristiyanlar cennete giremez mi? Hristiyanlar da cennete girer. Museviler cennete giremez mi? Onlar da girer. Ama şartlarını riayet etmeleri şartıyla… Ne demek istiyoruz? Nasıl İslâm’ın 5 şartı farz olmasına rağmen hiç kimseyi cehennemden kurtaramıyorsa, onlar için de aynı şeyler söz konusu. Allahû Tealâ istiyor ki; Allah’a ulaşmayı dilemeli bir kişi, mürşidine tâbî olmalı,  ruhunu, vechini, nefsini, iradesini Allah’a teslim etmeli.

Ama daha Allah’a ulaşmayı dileyip de ölse bu kişi 1. kat cenneti hak ediyor. Mürşidine tâbî olursa 2. kat cennetin sahibi, ruhunu Allah'a ulaştırmışsa 3. kat cennetin sahibi. Böylece cennetler yükseliyor. Fizik bedenin teslimi, nefsin teslimi, muhlis olmak, iradeyi Allah’a teslim etmek 7 kat ayrı cenneti temsil ediyor.

Sevgili kardeşlerim! Bütün insanlar için Allahû Tealâ mutluluğu emrediyor. Ve bu mutluluk Allahû Tealâ’nın bütün insanlara vermek için her an hazır bulundurduğu bir muhteva taşır. Allahû Tealâ istiyor ki; herkes cennete girsin. Museviler de cennete girsin, hristiyanlar da cennete girsin, İslâm da cennete girsin. Ama neye dayalı olarak girsin? Museviler Tevrat’a, hristiyanlar İncil’e, İslâm Kur’ân-ı Kerim’e dayalı olarak… Peki, farklılıklar var mı? Farklılıklar sadece merasimlerde sevgili kardeşlerim! Yoksa 7 safha ve 4 teslim Tevrat’ta da İncil’de de Kur’ân-ı Kerim’de de tam olarak mevcut.

Öyleyse 3 kitaplı dînin de temeli, esasları aynı, 7 safha ve 4 tane teslimden oluşuyor. Öyleyse Allahû Tealâ ne istiyor insanlardan? O kadar seviyor ki, ruhundan kendilerine üfürdüğü o insanları o kadar çok seviyor ki; hepsinin cennete girmesini istiyor ve buyuruyor ki: “Senin bir dileğin, ‘Yarabbi! Ben de ruhumu Sana ulaştırmak istiyorum.’ dileğinin sahibi olman, o tek başına seni 1. kat cennete ulaştırır. Ama yaşarsan mutlaka Biz seni mürşid sevgisine ulaştırırız, mürşidine ulaşıp tâbî olmanı Biz sağlarız. Sana mürşid sevgisini Biz veririz. Ve seni mürşidine ulaştırmak için de sana yardımcı oluruz. Tâbiiyetinle beraber sen 2. kat cennetin sahibisin. Tâbiiyetinse sana başka birşey kazandırır: Ruhunun vücudundan ayrılmasını ve Allah’a doğru yola çıkmasını…”

Ne oldu kişi? Tâbiiyetle beraber 2. kat cennetin sahibi oldu ve ruhu vücuttan ayrıldı. Bundan sonraki devre 7-8 aylık bir devredir. 7 tane gök katı aşılacaktır. Yani ortalama her ay bir kat aşılabilse 7 aylık falan bir devrenin sonunda, 7-8 aylık bir devrenin sonunda o kişinin ruhu Allah’ın Zat’ına ulaşır. O kişi ermiş evliya olur. Mürşidine ulaşmıştır, ondan sonra ruhu Allah’a ulaşmıştır, o kişi ermiş olmuştur. Ermiş evliya… Yani “Allah dostları” demek.

Evliya kelimesi dostlar demek. Tekili, “velî” kelimesi.

Sevgili kardeşlerim! Bütün insanlar için Allahû Tealâ bütün güzellikleri ortaya koymuş. “Yeter ki;” diyor, “gelin, gereğini gerçekleştirin. Ben sizi cennetlerime alayım.” “Ama sizin ‘Yarabbi! Ben de ruhumu Sana ulaştırmak istiyorum.” deyişiniz bile 1. kat cenneti kazanmanız mânâsına gelir. Böyle olan insanlara Biz mürşid sevgisi veririz.” diyor Allahû Tealâ. “Onları mutlaka mürşidlerine de Biz ulaştırırız, yardımcı oluruz onlara.” diyor. “Ve tâbiiyetleriyle beraber ruhlarının vücutlarından ayrılmasını sağlarız. Bu da 2. kat cennettir.” diyor. “Vücutlarından ayrılan ruhun Bize ulaşmasını gene Biz sağlarız.” Ama o 7-8 aylık bir vetiredir. Bu devrenin sonundaysa kişi artık ermiş evliya olmuştur. Nereye ermiş? Allah’a ermiş. Nesi ermiş? Ruhu ermiş.

İşte kişi ruhunu Allah'a ulaştırmıştır. Ruhu Allah’a ulaştıran bir muhtevaya kişi artık sahip olmuştur. O kişi sadece velî değildir yani Allah dostu değildir; ermiş velîdir. Ruhunu Allah’a ulaştırmış, ruhu Allah’a ermiş bir kişi.

Sevgili kardeşlerim! Bütün insanlar için hiçbir zorluğu olmayan bir imkân bu. Sadece Allah’tan insanlar mürşidlerini soracaklar, o mürşide ulaşıp tâbî olacaklar. Tâbî oldukları zaman Allah’a ulaşmayı dileyip de ölseler zaten 1. kat cennetin sahibi olarak ölecekler. Yaşarlarsa mürşidlerine ulaşacaklar. Orada ölseler, ulaştıktan sonra ölseler 2. kat cennetin sahipleri. Ruhları vücutlarından ayrılmış durumda. O ruhlar mutlaka Allah’a ulaşır.  Ruhunu Allah’a ulaştırdıktan sonra ölenler, onlar, 3. kat cennetin sahipleridir. Sonra fizik bedenin teslimi; 4, nefsin teslimi; 5, muhlis olmak; 6, iradeyi Allah’a teslim etmek 7. kat cennetin sahibi olmak demek.

Bütün insanlar için Allahû Tealâ çok güzel şeyler nasip etmiş sevgili kardeşlerim! İstiyor ki; herkes mutlu olsun, herkes huzur içinde yaşasın, herkes birbirine yaşadığı güzellikleri anlatsın da onları da o güzelliğin içine almaya çalışsın.

Sevgili kardeşlerim! Bütün insanların bu güzellikleri yaşaması her zaman mümkün. Bir Allah’a ulaşmayı dilemek, “Yarabbi! Ben de ruhumu Sana ulaştırmak istiyorum. Ne olur benim de ruhumu Sana ulaştır.” demek kalpten bir talepse ve kişi bunu der demez ölse, o kişiyi Allahû Tealâ 1. kat cennetine kabul ediyor. Ama yaşarsa, o kişiye mutlaka öyle bir güzellik veriyor ki; o kişi mutlaka mürşidine ulaşıyor. Allah’tan soruyor mürşidini, Allah ona mutlaka gösteriyor, o kişi mürşidine ulaşıyor, tâbiiyetini gerçekleştiriyor. Bu noktada ölse, ruhu vücudundan ayrılmış olacak; 2. kat cennetin sahibi. Ama 7-8 aylık daha ömrü varsa, mutlaka bu kişinin ruhunu Allah Kendisine ulaştıracaktır ve o kişi 3. kat cennetin sahibi olacaktır. Bu noktada ölen bir kişi 3. kat cennetin sahibidir. Fizik vücudunu teslim eden kişi 4. kat cenneti hak eder. Nefsini teslim eden kişi 5. kat cenneti hak eder. Muhlis olan kişi 6. kat cenneti, iradesini de Allah'a teslim eden kişi 7. kat cenneti hak eder. Hepinizin bu hedeflerin hepsine ulaşmanızı diliyoruz inşaallah.

Evet, Sevgili kardeşlerim! Sualler…    

Benzer konular