Fussilet Suresinin 5. âyetinde geçen kişilerin engellerin olma sebebini bizlere açıklar mısınız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Fussilet Suresinin 5. âyetinde geçen kişilerin engellerin olma sebebini bizlere açıklar mısınız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Fussilet Suresinin 5. âyetinde geçen kişilerin engellerin olma sebebini bizlere açıklar mısınız?

Fussilet 5:

41/FUSSİLET-5: Ve kâlû kulûbunâ fî ekinnetin mimmâ ted’ûnâ ileyhi ve fî âzâninâ vakrun ve min beyninâ ve beynike hicâbun fa’mel innenâ âmilûn(âmilûne).
Ve dediler ki: “Bizi kendisine davet ettiğin şeye karşı, kalplerimizde (idrak etmeyi önleyen) ekinnet, kulaklarımızda (işitmeyi engelleyen) vakra ve seninle bizim aramızda bir perde var. Artık (sen dilediğini) yap! Muhakkak ki biz de dilediğimizi yapacak olanlarız.”


“Onlar: “Bizi kendisine davet ettiğin şeyden kalplerimiz örtüler içerisindedir. Kulaklarımızda bir ağırlık ve bizimle sizin aramızda bir perde vardır. Artık senin dinince hareket et. Artık biz de şüphesiz dinimiz üzere hareket edeceğiz dediler.”

Bu engellerin olma sebebi onlara davet yapılmıştır. Tebliğe muhatap olmuşlardır ve kabul etmemişlerdir. Kabul etmeyince Allahû Tealâ, gözlerine kulaklarına ve kalplerine engeller koymuştur. Gözlerine hicab-ı mesture, kulaklarına vakra, kalplerine mühür (kalplerine ekinnet) koymuştur. Ve Allahû Tealâ onların görme hassalarını bir perde ile örtmüştür. İşitme hassalarını mühürlemiştir. Kalplerini de mühürlemiştir. Bu sebeple (bu engellerin olma sebebi) davete icabet etmemeleri onu inkâr etmeleridir (red etmeleridir).

A şıkkında (sualini soruyor): “Bu âyette geçen bu engeller doğuştan bütün insanlarda var mıdır?”  Onu soruyor.

Hayır doğuştan bütün insanlarda yoktur. Ne zaman ki davete muhatap olurlar. Daveti kabul etmeyenlerin hem uzuvları, hem hassaları Allahû Tealâ tarafından engellerle donatılır. Ama herkes davete mutlaka muhatap olur. Mutlaka bütün insanların bu engeller, üzerinde oluşur. Bu davete muhatap olduktan sonra red edenlerse, eğer Allah'a ulaşmayı dilerlerse, Allahû Tealâ bunlardaki bütün engelleri alır, Enfal Suresinin 29. âyet-i kerimesi gereğince.

Yoksa bu kişiler daha önceden davete icabet etmedikleri için mi bu engeller konmuştur?

Evet davete icabet etmedikleri için bu engeller konmuştur. Ve olay bu kadar açık ve nettir. Sadece davete icabet etmeyenler için geçerlidir. Ve o insanlar (bunun bir kısmı) bunu biliyorlar.

Ve bakıyoruz Fussilet Suresinin 5. âyet-i kerimesi, Fussiletin 4’üne bakalım evvelâ:

41/FUSSİLET-4: Beşîran ve nezîrâ(nezîren), fe a’rada ekseruhum fehum lâ yesmeûn(yesmeûne).
Müjdeleyici ve uyarıcı olarak. Fakat onların çoğu yüz çevirdiler. Artık onlar işitmezler.


“beşîren ve nezîrâ(nezîren): Müjdelenir ve İkaz olunurlar. Müjdeleyici ve uyarıcı olarak.
"fe a’rada ekseruhum fehum lâ yesmeûn(yesmeûne): Ama çoğu yüz çevirirler. Artık onlar dinlemezler." diyor.

O zaman 3’e bakalım:

41/FUSSİLET-3: Kitâbun fussilet âyâtuhu kur’ânen arabiyyen li kavmin ya’lemûn(ya’lemûne).
(O), bilen bir kavim için, âyetleri tafsil edilmiş (fasıl fasıl açıklanmış) bir Kitap olan Arapça Kur’ân’dır.


“Bilen bir kavim için ayetleri fasıllar halinde açıklanmış Arapça Kur'ân (kitap)’dır.”

4’de de o insanlardan bahsediyor: “Bir müjde verici ve uyarıcı Kur'ân. Ama çoğu yüz çevirdiler, artık onlar dinlemezler.” diyor. Ve cevap veriyorlar Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e:

“Bizi kendisine davet ettiğin şeyler yani Kur'ân’dan kalplerimiz örtüler içindedir. Kulaklarımızda ağırlık, bizimle Senin aranda bir perde vardır. O halde Sen kendi dinince hareket et. Biz de kendi dinimizce hareket edeceğiz.”

6:

41/FUSSİLET-6: Kul innemâ ene beşerun mislukum yûhâ ileyye ennemâ ilâhukum ilâhun vâhidun festekîmû ileyhi vestagfirûhu, ve veylun lil muşrikîn(muşrikîne).
De ki: “Ben sadece sizin gibi bir insanım. Bana sizin ilâhınızın, tek bir ilâh olduğu vahyediliyor. Öyleyse O’na yönelin (O’na doğru istikamet alın) ve O’ndan mağfiret dileyin. Ve müşriklerin vay haline!”


“De ki Ben ancak sizin benzeriniz olan bir beşerim. Bana yalnızca sizin ilâhınızın tek ilâh olduğu vahyolunur. Öyleyse O’na yönelin ve ondan mağfiret dileyin.”

“festekîmû ileyhi: O’na istikamet olun (O’na yönelin). Ve O’na (O’ndan) mağfiret dileyin." diyor Allahû Tealâ.

Öyleyse burada olay açıklık kazanıyor. Daha önceden yapılan davete icabet etmedikleri için bu engeller konmuştur bu kişilere.

Benzer konular