Hidayet nedir? Doğru yolda olmak, hidayete ermek değil midir?

Böyle söyleyen kardeşimize biz soralım bakalım: Peki doğru yol nedir? Orada mı kardeşimiz? Acaba cevap verebilir mi bize?

- Efendimiz! Bize gelen sual bu kadar inşaallah. Bir başka not yok sualde, Muhterem Efendimiz!

Tamam. Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ bütün insanların cennete girmesini ister. Bunun için Allah'a ulaşmayı dilemeyi farz kılmıştır. Bunun için mürşide tâbiiyeti farz kılmıştır. Bunun için ruhun teslimini, bunun için fizik bedenin teslimini, bunun için nefsin teslimini, bunun için iradenin teslimini farz kılmıştır. Muhlis olmak da bu konulardan bir evvelki, sondan bir evvelki safhayı ifade eder.

Sevgili kardeşlerim! Ne istiyor Allahû Tealâ? Eğer olay buysa, Allahû Tealâ:

•“Ruhunuzu Bana hayattayken ulaştırın.” diyorsa,
•“Fizik vücudunuzu teslim edin.” diyorsa,
•“Nefsinizi teslim edin.” diyorsa”,
•“İradenizi teslim edin.” diyorsa

Ve bunları söyleyen Allahû Tealâ, daha biz Allahû Tealâ’yı diler dilemez bizi 1. kat cennete ehil sayıyorsa, mürşidimize tâbî olduğumuzda 2. kat cenneti bize lâyık görüyorsa, mürşidimize tâbiiyetle vücudumuzdan ayrılan ruhumuzun Allah'a ulaşmasıyla 3. kat cenneti bize uygun görüyorsa, o zaman… Sevgili kardeşlerim! Bu çok bedava bir olay. Sadece bir dilek. “Yarabbi! Ben de ruhumu Sana ulaştırmak istiyorum. Ne olur, benim de ruhumu Sana ulaştır.” diyen bir insan için 1. kat cenneti Allahû Tealâ garanti ediyor. Bu kişiye mürşid sevgisi veriyor Allahû Tealâ. O kişi Fizan’da olsa mürşidine ulaşıyor ve tâbiiyetini gerçekleştiriyor. Tâbiiyetini gerçekleştirdiği zaman ruhu vücudundan ayrılıyor. Allah'a doğru yola çıkmış olan kafileye o da katılıyor ve 7-8 aylık bir devrede 7 tane gök katını geçip, 7. gök katında 7 tane âlemden geçerek, oradan da Sidretül Münteha’ya ulaşarak Allah'ın Zat'ına ulaşıyor. Allah'ın Zat'ında ifna oluyor, yok oluyor. Nereden gelmişti ruh? Allah'tan gelmişti. Nereye dönmüştür? Allah'a dönmüştür.

İşte birisi size derse ki: “Hiç kimse ruhsuz yaşayamaz, ruh insana hayat verir.” Ona deyin ki: “Şu anda bir ruhsuz kişi konuşuyor.” Gelsin bizi görsün.

Sevgili kardeşlerim! Bütün insanlar için Allahû Tealâ 7 tane cenneti hedef kılmış. Bir defa daha tekrar etmekte fayda görüyorum. Allah'a ulaşmayı dileyip de ölen bir insan, 1. kat cennetin sahibi olarak ölür. Mürşidine tâbî olursa, ruhu vücudundan ayrılacaktır. Bu kişi 2. kat cennetin sahibidir. Vücuttan ayrılan ruh nereye ulaşacaktır? O kişiye Allahû Tealâ zikir sevgisi verecektir, ibadet sevgisi verecektir. Kişi zevkle, huzurla ibadetlerini yapacaktır. Zikrini yavaş yavaş arttıracaktır ve 7 tane gök katını ruh birer birer aşacak, 7. gök katında 7 tane âlemden geçecek, 7. âlemden dikey bir yolculukla Sidretül Münteha’ya ulaşacak, oradan da Allah'ın Zat'ına ulaşacaktır. Ve ruh, sahibi olan Allah'a ulaşmış olacaktır. Bu kişi, ruhu Allah'a erdiği için ermiş evliya olacaktır. İşte muhteva bu kadar kolay, bu kadar basit.

Bütün bunlar bir vakıa iken, şeytan insanlara İslâm'ın 5 şartını şart olarak getiriyor. Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmek ve “Gerisi gerekli değildir.” diyor.

Sevgili kardeşlerim!

• Allah'a ulaşmayı dilemeyen bir kişi 1. kat cennete giremez.
• Mürşidine tâbî olmayan kişi 2. kat cennete giremez.
• Ruhunu Allah'a ulaştıramayan kişi 3. kat cennete giremez.
• Fizik vücudunu teslim edemeyen 4. kat cennete giremez.
• Nefsini teslim edemeyen 5. kat,
• Muhlis olmayan 6. kat,
• İradesini Allah'a teslim etmeyen 7. kat cennete giremez.

Allah kâinatı vücuda getirendir ve her açıdan kanunlar koymuştur. İşte kanunlarından birisi insanlar için budur: 7 kat cennete paralel olarak 7 tane muhteva… Allahû Tealâ 7 tane safhadan bahsediyor. Bu 7 safhanın hangisini gerçekleştirir de kişi ölürse, son ulaştığı merhalenin katı hangi cennetse o cennete girer.

Öyleyse, şeytanın İslâm âleminin başına nasıl bir tuzak hazırladığını bir defa daha görmüş oldunuz. Ne diyor? “Namaz kılın, oruç tutun, zekât verin, hacca gidin, kelime-i şahadet getirin.” Hepsi de farz. Ama bunları gerçekleştiren bir kişi, Allah'a ulaşmayı dilememiş olan birisidir. 1. kat cennete giremez, sevgili kardeşlerim! Mürşidine tâbî olmadıkça 2. kat cennete giremez. Ruhunu Allah'a ulaştırmadıkça 3. kat cennete giremez. Fizik bedenini Allah'a teslim etmedikçe 4. kat cennete giremez. Daha üst kademelere ulaşıp da nefsini Allah'a teslim etmedikçe 5. kat cennet, muhlis olmadıkça 6. kat cennet, iradesini Allah'a teslim etmedikçe 7. kat cennet onun olamaz. Allah her şeyi bir kanun dairesinde, Allah'ın kanunlarından birisi olarak devreye koymuştur ve sözünü %100 yerine getirir.

Öyleyse İslâm'ın 5 şartı gerçekten farzdır. Namaz kılmak da oruç tutmak da zekât vermek de hacca gitmek de kelime-i şahadet getirmek de gerçekten farzdır. Ama bu farzları yapan kişinin 1. kat cennete bile gitmesi mümkün değil. Allah'a ulaşmayı dilemedikçe hiç kimse 1. kat cennete giremez. Mürşidine tâbî olmadıkça 2. kat cennete giremez. Peki, ne olur mürşidine tâbî olursa? Mürşidine tâbî olursa, ruhu vücudundan ayrılır, Allah'a doğru giden kafileye ulaşır. Ruhların arasına o da karışır. O da 7 tane gök katını aşıp Allah'ın Zat'ına ulaşır. Ulaşınca ne olur? Ermiş evliya olur. Bu kişi daha sonra fizik vücudunu Allah'a teslim edecektir. Daha sonra daimî zikre ulaşabilirse nefsini Allah'a teslim edecektir. Sonra muhlis olacaktır. Sonra da iradesini Allah'a teslim edecektir.

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ istiyor ki; herkes Allah'a ulaşmayı dilesin ve mutlaka bir 1. kat cenneti elde etsin. Bu talebin arkasında ne var? Allah'ın başka bir hedefi var. Çünkü diyor ki: “Kim Bana ulaşmayı dilerse, Ben onu Kendime ulaştırırım.”

Öyleyse Allah'a ulaşmayı dileyip de 7-8 aylık bir ömrü olan herkes için, Allah'ın sözünü mutlaka yerine getirmesi söz konusudur. Ne olacaktır? O kişi Allah'a ulaşmayı dilediği an 2. kat cennetin sahibidir. Ama 7-8 ayda o kişinin ruhu, 7 tane gök katını aşacak, Allah'ın Zat'ına ulaşacaktır. Bu, o kişinin ermiş evliya olmasını temin eder. Bu ise 3. kat cenneti sağlar. Geri kalanlara ulaşamadığını düşünelim bu kişinin. Ama bu kişi 3. kat cennete mutlaka girer. Bunun için özel hiçbir şeye ihtiyaç yoktur. Allahû Tealâ diyor ki: “Kim Bana ulaşmayı dilerse, Ben onu Kendime ulaştırırım.”

İşte bu kadar. Bir tek dilek: “Yarabbi! Ben de ruhumu Sana ulaştırmak istiyorum.” 7-8 aylık bir devrede bu kişinin ruhunun Allah'a ulaşması… Tabiî, daha evvel mutlaka Allah'ın ona gösterdiği mürşide ulaşarak, büyük bir sevinçle tâbiiyetini gerçekleştirmesi... Tâbiiyet sırasında ruhunun vücudundan ayrılıp Allah'a doğru yola çıkan kafileye katılması ve neticede yola çıkıştan sonraki 7-8 ay içinde o kişinin ruhunun Allah'a ulaşması ve o kişinin ermiş evliya olması… Kim yaptı bunu? Allah yaptı. Çünkü diyor ki: “Kim Bana ulaşmayı dilerse, Ben onu Kendime ulaştırırım.”

Herşey çok mu güzel, yoksa bize mi öyle geliyor, sevgili kardeşlerimiz?

Allah hepinizden razı olsun. Sualler!