En'âm 26 ile Nisâ 167 arasında bir ilişkiden (bir illiyet rabıtasından) bahsedebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Hidayet » En'âm 26 ile Nisâ 167 arasında bir ilişkiden (bir illiyet rabıtasından) bahsedebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

En'âm 26 ile Nisâ 167 arasında bir ilişkiden (bir illiyet rabıtasından) bahsedebilir miyiz?

Bakalım bahsedebilir miyiz? En'âm Suresinin 26. âyet-i kerimesi:

6/EN'ÂM-26: Ve hum yenhevne anhu ve yen’evne anhu, ve in yuhlikûne illâ enfusehum ve mâ yeş’urûn(yeş’urûne).
Ve onlar, ondan (Allah’a ulaşmaktan, hidayetten) nehyederler (men ederler, yasaklarlar) ve onlar da (kendileri de) ondan (hidayetten) uzak dururlar (yüz çevirirler). Kendilerinden başkasını helâk etmezler ve farkında olmazlar (şuurunda değiller).


ve hum yenhevne anhu: ve onlar, ondan nehyederler. (Yani hidayetten nehyederler; men ederler).
ve yen’evne anh(anhu): ve onlar da hidayetten uzak dururlar.
ve in yuhlikûne illâ enfusehumve mâ yeş’urûn(yeş’urûne): kendilerinden başkasını helâk etmezler ve farkında olmazlar.
ve mâ yeş’urûn(yeş’urûne): ve bunun da farkında değillerdir.

Burada En'âm 25’e bir göz atalım, bakalım ne diyor Allahû Tealâ?

6/EN'ÂM-25: Ve minhum men yestemiu ileyke, ve cealnâ alâ kulûbihim ekinneten en yefkahûhu ve fî âzânihim vakrâ(vakran), ve in yerev kulle âyetin lâ yu’minû bihâ, hattâ izâ câuke yucâdilûneke yekûlullezîne keferû in hâzâ illâ esâtîrul evvelîn(evvelîne).
Ve onlardan kim seni dinlerse, onu anlamalarına karşı (anlamamaları için) kalplerinin üzerine ekinnet koyduk ve kulaklarında vakra (ağırlık) vardır. Ve onlar bütün âyetleri görseler, ona inanmazlar. Hatta sana geldikleri zaman, seninle tartışırlar (mücâdele ederler). Kâfir olanlar: “Bu ancak evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir.” derler.


Burada, En'âm 25 biraz evvel zaten var olan. Onların kalplerinin üzerine ekinnet koydukları. Burada En'âm 26’daki kişiler; bu kâfirler hem inanmıyorlar hem tartışıyorlar ve başka insanları da Allah'ın yolundan men ediyorlar. Öyle anlaşılıyor. Çünkü: “ve hum yenhevne anhu.” diyor ifade.

Allah'a ulaşmayı dilemekten men eden insanlar. Çok açık bir şekilde “ve hum yenhevne anhu: ve onlar, ondan yani Allah’a ulaşmayı dilemekten men ederler."  

Bakalım En'âm 24’de ne var?

6/EN'ÂM-24: Unzur keyfe kezebû alâ enfusihim ve dalle anhum, mâ kânû yefterûn(yefterûne).
Bak! Kendilerine karşı nasıl yalan söylediler. İftira etmiş oldukları şey, onlardan sapıp gitti (uzaklaştı).


Açıklama yok evvelki âyetlerde. Ama burada En'âm 26, çok açık bir şekilde:

“ve hum yenhevne anhu: ve onlar, ondan men ederler." diyor. Nisâ 167 ile tam bir paralellik içinde.

Ne diyordu Allahû Tealâ Nisâ 167’de?

4/NİSÂ-167: İnnellezîne keferû ve saddû an sebîlillâhi kad dallû dalâlen baîdâ(baîden).
Muhakkak ki inkâr edenler ve Allah’ın yolundan alıkoyanlar (saptırmış olanlar), (mürşidlerine ulaşmadıkları için) uzak bir dalâletle sapmışlardır.


“Onlar ki muhakkak ki kâfirdirler ve Allah'ın yolundan men ederler.”

İşte bunlar da En'âm 26’da, ondan men ediyorlar, Allah'ın yolundan. Allah'a ulaşmayı dilemekten insanları men ediyorlar.

Öyleyse En'âm 26 ile Nisâ 167 arasında bir illiyet rabıtasından bahsedebilir miyiz? Evet, bahsedebiliriz. Her ikisi de insanları Allah'ın yolundan çeviriyor.

Benzer konular