A’râf Suresinin 86. âyet-i kerimesini açıklar mısınız?
A’râf Suresinin 86. âyet-i kerimesini açıklar mısınız?
A’râf Suresinin 86. âyet-i kerimesi:
“Tehdit vaad ederek her yola oturmayın ve O’na (Allah’a) âmenû olan kimseleri Allah’ın yolundan men etmeyin. Ve onda (Allah’ın yolunda) bir eğrilik istiyorsunuz. Ve hatırlayın! Siz az idiniz, sizi çoğalttı. Ve bakın, fesat çıkaranların sonları nasıl oldu?”
Burada Allahû Tealâ’nın söylediği dizayn açıkça belli. “Allah’a âmenû olan kimseleri (Allah ulaşmayı dileyen kimseleri) Allah’ın yolundan men etmeyin.” diyor. Yani Allahû Tealâ, bu Allahû Tealâ’nın yolundan men eden insanlardan bahsediyor. Allah’ın yolundan insanları men edenler var.
Öyleyse bu istikamette sonuca bakıyoruz:
1- Allah’a çağıranlar var (Allah’ın mürşidleri).
2- Bir de Allah’ın yolundan men edenler var (diğer konumuzla alakalı).
A’râf Suresinin 86. âyet-i kerimesi Allah’ın yolundan men edenlerden bahsediyor Nisâ Suresinin 167. âyet-i kerimesindeki gibi:
“Onlar ki; kâfirlerdir ve Allah’ın yolundan men ederler. Onlar, uzak bir dalâlet içindedirler. Onlar, kâfirdirler ve zalimdirler.” diyor Allahû Tealâ.
Burada da aynı insanlardan bahsediyor. “Âmenû olan kimseleri (Allah’a ulaşmayı dileyen kimseleri) Allah’ın yolundan men etmeyin.” diyor.
7/A'RÂF-86: Ve lâ tak’udû bikulli sırâtın tû’ıdûne ve tasuddûne an sebîlillâhi men âmene bihî ve tebgûnehâ ivecen vezkurû iz kuntum kalîlen fe kesserekum vanzurû keyfe kâne âkıbetul mufsidîn(mufsidîne).
Tehdit (vaad ederek) ederek her yola (üstüne) oturmayın. Ve O’na (Allah’a) âmenû olan kimseleri Allah’ın yolundan men etmeyin. Ve onda (Allah’ın yolunda) bir eğrilik istiyorsunuz. Ve hatırlayın! Siz az idiniz, sizi çoğalttı. Ve bakın, fesat çıkaranların sonları nasıl oldu. “Tehdit vaad ederek her yola oturmayın ve O’na (Allah’a) âmenû olan kimseleri Allah’ın yolundan men etmeyin. Ve onda (Allah’ın yolunda) bir eğrilik istiyorsunuz. Ve hatırlayın! Siz az idiniz, sizi çoğalttı. Ve bakın, fesat çıkaranların sonları nasıl oldu?”
Burada Allahû Tealâ’nın söylediği dizayn açıkça belli. “Allah’a âmenû olan kimseleri (Allah ulaşmayı dileyen kimseleri) Allah’ın yolundan men etmeyin.” diyor. Yani Allahû Tealâ, bu Allahû Tealâ’nın yolundan men eden insanlardan bahsediyor. Allah’ın yolundan insanları men edenler var.
Öyleyse bu istikamette sonuca bakıyoruz:
1- Allah’a çağıranlar var (Allah’ın mürşidleri).
2- Bir de Allah’ın yolundan men edenler var (diğer konumuzla alakalı).
A’râf Suresinin 86. âyet-i kerimesi Allah’ın yolundan men edenlerden bahsediyor Nisâ Suresinin 167. âyet-i kerimesindeki gibi:
4/NİSÂ-167: İnnellezîne keferû ve saddû an sebîlillâhi kad dallû dalâlen baîdâ(baîden).
Muhakkak ki inkâr edenler ve Allah’ın yolundan alıkoyanlar (saptırmış olanlar), (mürşidlerine ulaşmadıkları için) uzak bir dalâletle sapmışlardır.“Onlar ki; kâfirlerdir ve Allah’ın yolundan men ederler. Onlar, uzak bir dalâlet içindedirler. Onlar, kâfirdirler ve zalimdirler.” diyor Allahû Tealâ.
Burada da aynı insanlardan bahsediyor. “Âmenû olan kimseleri (Allah’a ulaşmayı dileyen kimseleri) Allah’ın yolundan men etmeyin.” diyor.
