Mumtehine 6 ve Ahzâb 21’de geçen Allah’ı istemek ve ahiret gününü istemek kavramlarını açıklar mısınız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Mumtehine 6 ve Ahzâb 21’de geçen Allah’ı istemek ve ahiret gününü istemek kavramlarını açıklar mısınız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Mumtehine 6 ve Ahzâb 21’de geçen Allah’ı istemek ve ahiret gününü istemek kavramlarını açıklar mısınız?


60/MUMTEHİNE-6: Lekad kâne lekum fîhim usvetun hasenetun li men kâne yercûllâhe vel yevmel âhira ve men yetevelle fe innallâhe huvel ganiyyul hamîd(hamîdu).
Andolsun ki, sizin için onlarda Allah’ı (Allah’ın Zat’ına ulaşmayı) ve ahiret gününü dilemiş olan kimselere güzel örnek vardır. Ve kim dönerse, o taktirde muhakkak ki Allah, O; Ganî’dir, Hamîd’dir (hamdedilendir).


lekad kâne lekum fîhim usvetun hasenetun: Muhakkak ki; andolsun ki, onlar da sizlere, Allah’a ve ahiret gününe umut edenlere güzel bir örnek vardır.
li men kâne yercûllâhe vel yevmel âhire: Onlar için Allah’ı dileyenlerle, Allah’a ulaşmayı, Allah’a ulaşma gününü dileyenler için, ahsen bir, güzel bir örnek vardır diyor.
lekad kâne lekum: Sizin için onlarda vardır.
fîhim usvetun hasenetun: Güzel bir örnek, sizler için ve Allah’ı dileyenler için ve Allah’a ulaşma gününü dileyenler için.
ve men yetevelle: Kim yüz çevirecek olursa
fe innallâhe huvel ganiyyul hamîd(hamîdu): Allah ganidir, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır ve Hamîd’dir, övülmeye lâyık olandır.”

33/AHZÂB-21: Lekad kâne lekum fî resûlillâhi usvetun hasenetun limen kâne yercûllâhe vel yevmel âhıra ve zekerallâhe kesîrâ(kesîran).
Andolsun ki, sizin için ve Allah’a ve ahiret gününe (Allah’a ulaşma gününe) ulaşmayı dileyen ve Allah’ı çok zikredenler için, Allah’ın Resûl’ünde güzel bir örnek vardır.


lekad kâne lekum fî resûlillâhi usvetun hasenetun limen: Andolsun ki; Allah’a ulaşmayı
limen kâne yercûllâhe vel yevmel âhıre: Allah’ı dileyenler ve Allah’a ulaşma gününü dileyenler için
ve zekerallâhe kesîrâ(kesîren): Ve Allah’ı çok zikredenler için andolsun ki; Allah’ın Resûl’ü en güzel örnektir, Allah’ın Resûl’ünde en güzel örnek vardır.”

Allah’ı istemek, Allah’ı dilemek, bir de Allah’a ulaşmayı dilemek. Aslında ikisi arasında çok yakın bir ilişki söz konusu. Kişinin dizaynında Allah’ı dilemek, bir dost olarak dilemek, Allah’ın hep kendisiyle beraber olmasını dilemek, hiç kendisinden ayrılmamasını dilemek, Allah’ın her zaman kendine yardımcı olmasını dilemek, Allah’ı bir dost olarak, bir sevgili olarak hissetmek; o Allah’ı dilemektir. Ama “yercûllâhe vel yevmel âhıre” dediğimiz zaman Allah’a ulaşmayı dilemektir o. Allah’ın Zat’ına ruhunu ulaştırmayı dilemektir. Allah’ı kendisine bir yardımcı olarak, bir dost olarak, her zaman sığınabileceği bir makam olarak dilemek başka şey, Allah’a ulaşmayı dilemek, ruhunu Allah’a ulaştırmayı dilemek başka şeydir. Birbirinden farklı iki husus.

Birinde vuslat var, kişi ruhunu gönderiyor Allahû Tealâ’ya ve Allah ulaştırıyor. Bu Allah’ı dilemek değil, Allah’a ulaşmayı dilemek, ruhunu Allah’a ulaştırmayı dilemek. Öyleyse insanlar ya şeytanı dilerler, şeytanın taraftarı olurlar, ya Allah’ı dilerler, Allah’ın taraftarı olurlar. Allah’ı dileyenlerin müşterek vasfı, Allah’a ulaşmayı dilemektir, bu dilek yoksa o kişi Allah’ı dilemiyor demektir. Allah’ı dileyenlerin arasında Allah’a ulaşmayı dilemeyen kimse olmaz. Öyleyse kişi Allah’ı dilediğini zanneder ama şeytanın uşağıdır, Allah’a ulaşmayı dilemediği sürece şeytana kul olmaktan kurtulması mümkün değildir. Ayrılık burda. Allah’ı dilediğini söyler ama Allah’a ulaşmayı dilemez, o Allah’ı dilememiştir. Allah’a ulaşmayı dilemeyen kişi, Allah’ı dileyen kişi değildir. Allah’ın dostluğu ancak Allah’a ulaşmayı diledikten sonra o kişide yerleşir.

Benzer konular