Ahkâf-30’u açıklar mısınız? Allahû Tealâ tarafından indirilen semavî kitaplar aslında insanların dünya hayatını yaşarken, dünya hayatı yerine Allah’ı isteyerek, Allah’a ulaşması için indirilmiştir, diyebilir miyiz?
Anasayfa » Ana Sayfa » Hidayet » Ahkâf-30’u açıklar mısınız? Allahû Tealâ tarafından indirilen semavî kitaplar aslında insanların dünya hayatını yaşarken, dünya hayatı yerine Allah’ı isteyerek, Allah’a ulaşması için indirilmiştir, diyebilir miyiz?
Ahkâf-30’u açıklar mısınız? Allahû Tealâ tarafından indirilen semavî kitaplar aslında insanların dünya hayatını yaşarken, dünya hayatı yerine Allah’ı isteyerek, Allah’a ulaşması için indirilmiştir, diyebilir miyiz?
Ahkâf-30:
kâlû yâ kavmenâ: Dediler ki: “Ey kavmimiz.”
sonuna “nâ” geldiğine göre ‘dediler ki’ oluyor. (Dediler ki: Ey kavmimiz, biz.)
innâ semî’nâ kitâben: Bir Kitap işittik, muhakkak surette.
unzile min ba’di mûsâ: Musa’dan sonra indirilen (bir Kitap işittik).
musaddikan li mâ beyne yedeyhi: Onların elindekini tasdik eden.
yehdî ilel hakkı: Ve Hakk’a ulaştıran.
ve ilâ tarîkın mustekîm(mustekîmin): Tarîki Mustakîm’e ulaştıran, hidayet eden Kitap işittik.
Ahkâf-30’da bir topluluk, Kur’ân dinliyorlar. Ve Musa’nın elindekini tasdik ediyorlar. Hz. Musa’nın elindekini de tasdik ediyorlar. Hz. Musa’ya indirilen Tevrat’ı da tasdik ediyorlar. Hz. İsa’ya indirilen İncil’i de tasdik ediyorlar. Bu âyet-i kerimede geçenler, bir hususu gerçekleştiriyorlar. Burada Kur’ân-ı Kerim’den bakarak sonuca gitmeliyiz. Bu topluluğun kim olduğu konusunda bakıyoruz şimdi Ahkâf Suresine, 29. âyet-i kerime; onlar cinler. Allahû Tealâ diyor ki:
ve iz sarefnâ ileyke neferen minel cinni yestemiûnel kur’ân(kur’âne): Ve o zaman ki biz, cinlerden bir kaçını Kur’ân dinlemek üzere sana yöneltmiştik.
(yestemiûnel kur’ân(kur’âne): Kur’ân-ı dinlemek üzere.)
fe lemmâ hadarûhu kâlû: O’nun huzuruna geldikleri zaman dediler ki.
ensıtû: Kulak verin, dinleyin”
fe lemmâ kudıye vellev ilâ kavmihim munzirîn(munzirîne): Sonra bitirilince kendi kavimlerine uyarıcılar olarak döndüler.
Bu noktadan sonraki ifade bu. Diyorlar ki: “Ey kavmimiz! Muhakkak ki biz, Musa (A.S)’dan sonra indirilen, onların elindekini tasdik eden, Hakk’a ulaştıran ve Tarîki Mustakîm’e hidayet eden bir kitap dinledik.”
Burada cinler Kur’ân’ı açıklıyorlar. Ve cinlerin arasında büyük bir Müslüman kitle şu anda mevcut.
Evet, burada “Onların elindekini tasdik eden” dedikten sonra, “ilel hakkı.” diyor.
yehdî ilel hakkı (ilâ el hakkı); ilel hakkı. şeklinde okunuyor.
yehdi: Ulaştıran, hidayet eden.
ilâ el hakkı: Hakk’a.
46/AHKÂF-30: Kâlû yâ kavmenâ innâ semî’nâ kitâben unzile min ba’di mûsâ musaddikan li mâ beyne yedeyhi yehdî ilâl hakkı ve ilâ tarîkın mustakîm(mustakîmin).
Onlar: “Ey kavmimiz! Muhakkak ki biz, Hz. Musa’dan sonra indirilen, onların elindekini tasdik eden Hakk’a ulaştıran ve Tarîki Mustakîm’e hidayet eden bir kitap dinledik.” dediler.kâlû yâ kavmenâ: Dediler ki: “Ey kavmimiz.”
sonuna “nâ” geldiğine göre ‘dediler ki’ oluyor. (Dediler ki: Ey kavmimiz, biz.)
innâ semî’nâ kitâben: Bir Kitap işittik, muhakkak surette.
unzile min ba’di mûsâ: Musa’dan sonra indirilen (bir Kitap işittik).
musaddikan li mâ beyne yedeyhi: Onların elindekini tasdik eden.
yehdî ilel hakkı: Ve Hakk’a ulaştıran.
ve ilâ tarîkın mustekîm(mustekîmin): Tarîki Mustakîm’e ulaştıran, hidayet eden Kitap işittik.
Ahkâf-30’da bir topluluk, Kur’ân dinliyorlar. Ve Musa’nın elindekini tasdik ediyorlar. Hz. Musa’nın elindekini de tasdik ediyorlar. Hz. Musa’ya indirilen Tevrat’ı da tasdik ediyorlar. Hz. İsa’ya indirilen İncil’i de tasdik ediyorlar. Bu âyet-i kerimede geçenler, bir hususu gerçekleştiriyorlar. Burada Kur’ân-ı Kerim’den bakarak sonuca gitmeliyiz. Bu topluluğun kim olduğu konusunda bakıyoruz şimdi Ahkâf Suresine, 29. âyet-i kerime; onlar cinler. Allahû Tealâ diyor ki:
46/AHKÂF-29: Ve iz sarafnâ ileyke neferen minel cinni yestemiûnel kur’âne, fe lemmâ hadarûhu kâlû ensıtû, fe lemmâ kudıye vellev ilâ kavmihim munzirîn(munzirîne).
Cinlerden bir grubu sana yöneltmiştik, Kur’ân’ı dinlemeleri için. Onun huzuruna geldikleri zaman “Susun, dinleyin!” dediler. Sonra (Kur’ân-ı Kerim okuması) bitirilince kendi kavimlerine uyarıcılar olarak döndüler.ve iz sarefnâ ileyke neferen minel cinni yestemiûnel kur’ân(kur’âne): Ve o zaman ki biz, cinlerden bir kaçını Kur’ân dinlemek üzere sana yöneltmiştik.
(yestemiûnel kur’ân(kur’âne): Kur’ân-ı dinlemek üzere.)
fe lemmâ hadarûhu kâlû: O’nun huzuruna geldikleri zaman dediler ki.
ensıtû: Kulak verin, dinleyin”
fe lemmâ kudıye vellev ilâ kavmihim munzirîn(munzirîne): Sonra bitirilince kendi kavimlerine uyarıcılar olarak döndüler.
Bu noktadan sonraki ifade bu. Diyorlar ki: “Ey kavmimiz! Muhakkak ki biz, Musa (A.S)’dan sonra indirilen, onların elindekini tasdik eden, Hakk’a ulaştıran ve Tarîki Mustakîm’e hidayet eden bir kitap dinledik.”
Burada cinler Kur’ân’ı açıklıyorlar. Ve cinlerin arasında büyük bir Müslüman kitle şu anda mevcut.
Evet, burada “Onların elindekini tasdik eden” dedikten sonra, “ilel hakkı.” diyor.
yehdî ilel hakkı (ilâ el hakkı); ilel hakkı. şeklinde okunuyor.
yehdi: Ulaştıran, hidayet eden.
ilâ el hakkı: Hakk’a.
“Hakk’a ulaştıran, hakka hidayet eden bir kitap dinledik.” diyor.
Allahû Tealâ tarafından indirilen semavî kitaplar aslında insanların dünya hayatını yaşarken, dünya hayatı yerine Allah’ı isteyerek, Allah’a ulaşması için indirilmiştir, diyebilir miyiz?
Elbette. Semavî kitapların hepsi aslında bu temel hedefe dayalıdır. Burada da bırakmaz Allahû Tealâ. Allah’a ulaşmayı dileyip Allah’a ulaştırmakla bırakmaz. Fizik vücutlarını da nefslerini de iradelerini de Allah’a teslim etmeleri, Allah’ın temel emirlerindendir.
Elbette. Semavî kitapların hepsi aslında bu temel hedefe dayalıdır. Burada da bırakmaz Allahû Tealâ. Allah’a ulaşmayı dileyip Allah’a ulaştırmakla bırakmaz. Fizik vücutlarını da nefslerini de iradelerini de Allah’a teslim etmeleri, Allah’ın temel emirlerindendir.
