Siz Mehdi misiniz?
Evet. Biz Mehdi’yiz.
“Biz, nasıl, ne şekilde sizin Mehdi olduğunuzu anlayabiliriz?”
Allah’a sorarak. Hacet namazını kılarsınız. Allah’tan sorarsınız. Mehdi olduğumuzu anlarsınız. Yeter mi? Yetmez. Kur’ân-ı Kerim’de Duhân Suresinin 10, 11, 12, 13, 14, 15. âyetlerine bakarsınız. Ve Ceviz Kabuğu programını, kasetini alırsınız, dinlersiniz. Ondan sonra da o resûlün biz olup olmadığımızı düşünürsünüz. Allahû Tealâ’nın, Âli İmrân Suresinin 81. âyet-i kerimesine bakarsınız. Onunla Duhân Suresinin bu, 10, 11, 12, 13, 14, 15. âyetleri arasındaki ilişkiyi kurarsınız. Ve kesin olarak görürsünüz ki; o, biziz.
“Deccal olma ihtimâliniz de olabilir mi?”
Hay Allah razı olsun be kardeşim! Hiç böyle bir şey sorulmamıştı bize. Ne diyorsun, olabilir mi? Sen hiç Allah’a çağıran bir deccal gördün mü? Peygamber Efendimiz (S.A.V) ile sahâbe diyoruz. 7 safhasını da yaşamış İslâm’ın diyoruz. Siz de yaşamak mecburiyetindesiniz diyoruz. Onlar Allah’a ulaşmayı dilemişler. Siz de ulaşmayı dilemek mecburiyetindesiniz diyoruz. A benim canım evlâdım! Deccal, şeytana çağırır. Mehdi, Allah’a çağırır. Hidayetin ne olduğunu bilir misin? Mehdi, hidayetin bu devirdeki sahibidir.
“Bunların her ikisi de gerçekleşecek şeylerdir, değil mi?”
Evet. Şu anda deccal zaten var. Ama biz değiliz. Kusura bakma yani!
“Benim annem vefat etti. 22 sene oldu.” diyor kardeşimiz.”
(Allah rahmet eylesin. Başınız sağ olsun.)
“Bu sözleri duymadan öldü. 5 vakit namazını kılar. Orucunu tutardı.”
Yetmez be evlâdım! Bunları yapmak kimseyi kurtaramaz. İşte bunun için dertliyiz. Dîn, bütünüyle unutulmuş. Biz size, 5 vakit namazın ötesinde neler yapmanız lâzımgeldiğini söylüyoruz. Sadece bir dilekle Allah’ın cennetine gitmesi annenizin de mümkünken, o devre yetişemedik. O devirde eğer annen Allah’a ulaşmayı dileseydi, gideceği yer cennet olacaktı.
“Akıbeti nedir?” diyor kardeşimiz.
Akıbeti ne yazık ki cehennemdir, sevgili kardeşim!
“Biz, nasıl, ne şekilde sizin Mehdi olduğunuzu anlayabiliriz?”
Allah’a sorarak. Hacet namazını kılarsınız. Allah’tan sorarsınız. Mehdi olduğumuzu anlarsınız. Yeter mi? Yetmez. Kur’ân-ı Kerim’de Duhân Suresinin 10, 11, 12, 13, 14, 15. âyetlerine bakarsınız. Ve Ceviz Kabuğu programını, kasetini alırsınız, dinlersiniz. Ondan sonra da o resûlün biz olup olmadığımızı düşünürsünüz. Allahû Tealâ’nın, Âli İmrân Suresinin 81. âyet-i kerimesine bakarsınız. Onunla Duhân Suresinin bu, 10, 11, 12, 13, 14, 15. âyetleri arasındaki ilişkiyi kurarsınız. Ve kesin olarak görürsünüz ki; o, biziz.
“Deccal olma ihtimâliniz de olabilir mi?”
Hay Allah razı olsun be kardeşim! Hiç böyle bir şey sorulmamıştı bize. Ne diyorsun, olabilir mi? Sen hiç Allah’a çağıran bir deccal gördün mü? Peygamber Efendimiz (S.A.V) ile sahâbe diyoruz. 7 safhasını da yaşamış İslâm’ın diyoruz. Siz de yaşamak mecburiyetindesiniz diyoruz. Onlar Allah’a ulaşmayı dilemişler. Siz de ulaşmayı dilemek mecburiyetindesiniz diyoruz. A benim canım evlâdım! Deccal, şeytana çağırır. Mehdi, Allah’a çağırır. Hidayetin ne olduğunu bilir misin? Mehdi, hidayetin bu devirdeki sahibidir.
“Bunların her ikisi de gerçekleşecek şeylerdir, değil mi?”
Evet. Şu anda deccal zaten var. Ama biz değiliz. Kusura bakma yani!
“Benim annem vefat etti. 22 sene oldu.” diyor kardeşimiz.”
(Allah rahmet eylesin. Başınız sağ olsun.)
“Bu sözleri duymadan öldü. 5 vakit namazını kılar. Orucunu tutardı.”
Yetmez be evlâdım! Bunları yapmak kimseyi kurtaramaz. İşte bunun için dertliyiz. Dîn, bütünüyle unutulmuş. Biz size, 5 vakit namazın ötesinde neler yapmanız lâzımgeldiğini söylüyoruz. Sadece bir dilekle Allah’ın cennetine gitmesi annenizin de mümkünken, o devre yetişemedik. O devirde eğer annen Allah’a ulaşmayı dileseydi, gideceği yer cennet olacaktı.
“Akıbeti nedir?” diyor kardeşimiz.
Akıbeti ne yazık ki cehennemdir, sevgili kardeşim!
Benzer konular
