Benim şimdi anladığım; sizin gibi devlete ve millete bu kadar faydalı bir insan, neden karalandı? Neden bu kadar incitildi?
Anasayfa » Ana Sayfa » Mehdi Resûl » Benim şimdi anladığım; sizin gibi devlete ve millete bu kadar faydalı bir insan, neden karalandı? Neden bu kadar incitildi?
Benim şimdi anladığım; sizin gibi devlete ve millete bu kadar faydalı bir insan, neden karalandı? Neden bu kadar incitildi?
Daha evvel 1996’daki Cevizoğlu’nun programında sizi dinlemiştim. İtiraf edeyim ki; sizi yanlış tanımışım veya yanlış tanıtmışlar. Hocam! Bunu konferansa gelince, sizin hakkınızdaki prezentasyonu dinleyince anladım. Hocam! Benim şimdi anladığım; sizin gibi devlete ve millete bu kadar faydalı bir insan, neden karalandı? Neden bu kadar incitildi?
Konya’dan bu kardeşimiz böyle söylüyor. Evet, karalandık. İncitildik. Ve bu yüzden ülkemizi terk etmek mecburiyetinde kaldık. Ama burada hürriyet içerisinde görevimizi hamdolsun ki yapıyoruz.
“ Hocam! Bu ülkede varlığınızdan rahatsızlık mı duyuluyor?”
Evet. Hâlâ duyuluyor. Görmediniz mi biraz evvelki suali soran kişiyi? Açık değil mi? “Benim mürşidim var. Sen kim oluyorsun.” diyor. O mürşidin de bize tâbî olması gerektiğinin farkında bile değil, bu zavallı kardeşimiz.
“Bunca gerçeğe göre inkâr edilmeniz organize bir olaya benziyor.” diyor kardeşimiz.
Elbette organize bir olay. İnsanlar hiç ister mi dünyaya sulh ve sükûn gelsin? Bütün insanlar tek bir çatı altında toplansınlar, dînlerinin birbirinden ayrı olmadığını anlasınlar ve de savaşlar bitsin yeryüzünde, hiç isterler mi? Şeytan, devamlı savaşlar ister.
“Bu konudaki görüşleriniz nelerdir?” diye soruyor kardeşimiz.
Sevgili kardeşim! Burada, Amerika’da, hem Hıristiyan camiasıyla hem de diğer dînlerin mensuplarıyla devamlı bir ilişkinin içindeyiz. Ve onlara, Tevrat’ta 7 safhanın var olduğunu, bütün Yahudilerin üzerine farz olduğunu ve Hz. Musa ve ona tâbî olanların hepsinin, bu üzerlerine farz olan 7 safhayı da yaşadığını Tevrat’taki âyetlerle ispat ettik. Hıristiyanlara da 7 safhanın 7’sinin de farz olduğunu, Hz. İsa’nın ve O’na tâbî olanların hepsinin, bu 7safhanın 7’sini de yaşadığını ispat ettik. Hiç kimse itiraz etmedi!
Şu zavallı kardeşimizin halini görmüyor musunuz sevgili kardeşlerim? Nasıl bir düşmanlık seziliyor halinden. Yani incelemek gereğini hiç duymadan, bu kadar Allahû Tealâ’nın deliline rağmen, gene de muhakkak bir açık aramak, mutlaka o kişiye düşmanlık etmek… Neden kardeşim? Neden biz böyleyiz? Neden burada, Amerika’da insanlar, başka bir dînin mensubu olmasına rağmen, başka dînlerin mensupları olmalarına rağmen, neden bize karşı değiller? Neden? Bu kardeşimiz bir tarîkat mensubu olmasına rağmen, ona sevginin aşılanmış olması gerekirken, nefretle davranıyor bize karşı? Neden?
Sevgili kardeşlerim! Bu ülkeye yazık oluyor. Ama bu ülke böyle değildi. Osmanlı devrinde bütün insanlar bizim yaşamakta olduğumuz sulh ve sükûnu yaşıyorlardı, insanların %90’dan fazlası. Bugün her tarafta düşmanlık var. Ahlâk müessesesi bütünüyle yok olmuş. Her şey mahvolmuş.
Konya’dan bu kardeşimiz böyle söylüyor. Evet, karalandık. İncitildik. Ve bu yüzden ülkemizi terk etmek mecburiyetinde kaldık. Ama burada hürriyet içerisinde görevimizi hamdolsun ki yapıyoruz.
“ Hocam! Bu ülkede varlığınızdan rahatsızlık mı duyuluyor?”
Evet. Hâlâ duyuluyor. Görmediniz mi biraz evvelki suali soran kişiyi? Açık değil mi? “Benim mürşidim var. Sen kim oluyorsun.” diyor. O mürşidin de bize tâbî olması gerektiğinin farkında bile değil, bu zavallı kardeşimiz.
“Bunca gerçeğe göre inkâr edilmeniz organize bir olaya benziyor.” diyor kardeşimiz.
Elbette organize bir olay. İnsanlar hiç ister mi dünyaya sulh ve sükûn gelsin? Bütün insanlar tek bir çatı altında toplansınlar, dînlerinin birbirinden ayrı olmadığını anlasınlar ve de savaşlar bitsin yeryüzünde, hiç isterler mi? Şeytan, devamlı savaşlar ister.
“Bu konudaki görüşleriniz nelerdir?” diye soruyor kardeşimiz.
Sevgili kardeşim! Burada, Amerika’da, hem Hıristiyan camiasıyla hem de diğer dînlerin mensuplarıyla devamlı bir ilişkinin içindeyiz. Ve onlara, Tevrat’ta 7 safhanın var olduğunu, bütün Yahudilerin üzerine farz olduğunu ve Hz. Musa ve ona tâbî olanların hepsinin, bu üzerlerine farz olan 7 safhayı da yaşadığını Tevrat’taki âyetlerle ispat ettik. Hıristiyanlara da 7 safhanın 7’sinin de farz olduğunu, Hz. İsa’nın ve O’na tâbî olanların hepsinin, bu 7safhanın 7’sini de yaşadığını ispat ettik. Hiç kimse itiraz etmedi!
Şu zavallı kardeşimizin halini görmüyor musunuz sevgili kardeşlerim? Nasıl bir düşmanlık seziliyor halinden. Yani incelemek gereğini hiç duymadan, bu kadar Allahû Tealâ’nın deliline rağmen, gene de muhakkak bir açık aramak, mutlaka o kişiye düşmanlık etmek… Neden kardeşim? Neden biz böyleyiz? Neden burada, Amerika’da insanlar, başka bir dînin mensubu olmasına rağmen, başka dînlerin mensupları olmalarına rağmen, neden bize karşı değiller? Neden? Bu kardeşimiz bir tarîkat mensubu olmasına rağmen, ona sevginin aşılanmış olması gerekirken, nefretle davranıyor bize karşı? Neden?
Sevgili kardeşlerim! Bu ülkeye yazık oluyor. Ama bu ülke böyle değildi. Osmanlı devrinde bütün insanlar bizim yaşamakta olduğumuz sulh ve sükûnu yaşıyorlardı, insanların %90’dan fazlası. Bugün her tarafta düşmanlık var. Ahlâk müessesesi bütünüyle yok olmuş. Her şey mahvolmuş.
Benzer konular
