Cehalet, fitne, fesat, haset, iptilâlar, mürailik, gayz, vefasızlık, zan ve zulüm ne anlama geliyor?

Anasayfa » Ana Sayfa » Zan » Cehalet, fitne, fesat, haset, iptilâlar, mürailik, gayz, vefasızlık, zan ve zulüm ne anlama geliyor?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Cehalet, fitne, fesat, haset, iptilâlar, mürailik, gayz, vefasızlık, zan ve zulüm ne anlama geliyor?

Cehalet: Allah’ın ilminden haberdar olmamak demektir.

Fitne: Şu anda insanların içinde bulunduğu durumdur. Bütün dünyayı bir fitne dumanı sarmış durumdadır. Duhân Suresinin 10, 11, 12, 13, 14. âyetleri ve bütün dünyayı bu fitnenin sardığı bir devrede, bu devrede bulunacak olan bir resûle; Allahû Tealâ tarafından Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in, 14 asır evvelden bakması ve bugünü görmesi sağlanıyor ve diyor ki Allahû Tealâ: “Bu duman onlar için bir acıdır, bir ızdıraptır ve onlar derler ki; ‘Yarabbi! Bu hüznü (bu üzüntüyü) bizden al. Çünkü biz, mü’minleriz. Fitneyi kaldır.’ Nerede onlarda ibret almak! Onlara bir resûl geldi ve onlara öğütler verdi; ‘Allah’a ulaşmayı dileyin.’ dedi. Nerede onlarda ibret almak! Onlar, o resûlün sözlerinden ibret almadılar. Ona ‘Öğretilmiş, şeytan tarafından öğretilmiş, şeytandan vahiy alıyor ve deli.’ dediler.” diyor Allahû Tealâ.

44/DUHÂN-10: Fertekib yevme te’tîs semâu bi duhânin mubîn(mubînin).
Artık göğün, apaçık duman (fitne) getireceği günü gözle.

44/DUHÂN-11: Yagşân nâse, hâzâ azâbun elîm(elîmun).
(O fitne ki) insanları (insanların büyük kısmını) sarmıştır. İşte bu, elîm bir azaptır.

44/DUHÂN-12: Rabbenâkşif annâl azâbe innâ mu’minûn(mu’minûne).
Rabbimiz, azabı bizden kaldır. Muhakkak ki biz, mü’minleriz.

44/DUHÂN-13: Ennâ lehumuz zikrâ ve kad câehum resûlun mubîn(mubînun).
Onlara (herşeyi) açıklayan bir resûl gelmişti. (Buna rağmen resûlün söylediklerinden) ibret almadılar.

44/DUHÂN-14: Summe tevellev anhu ve kâlû muallemun mecnûn(mecnûnun).
Ve (O’NA) (şeytan tarafından vahyedilerek) “öğretilmiş” ve “deli” dediler ve sonra O’NDAN yüz çevirdiler.


İşte bu fitne; Allah’ın bütün kurtarıcı âyetlerinin, Tevrat’tan da İncil’den de Kur’ân-ı Kerim’den de -hepsinde mevcut olmasına rağmen- alınmış olması, yok edilmiş olması. Hepsinde âyetler var ama insanlar çoktan unutmuşlar. İlk unutanlar yahudiler, sonra hristiyanlar sonra da İslâm âlemi. Allah’ın kurtuluşa müteallik bütün âyetlerini unutmuşlar, bu sebeple bütün dünya fitne içerisinde.

Fesat da: Allah’ın hakikatlerine yalan karıştırılması, Allah’ın hakikatlerinin insanlara unutturulması.

Haset: İnsanlar arasında düşmanlık, birbirini çekememezlik olayı.

İptilâlar: İnsanların sigara, içki, beyaz zehir iptilâları, alışkanlıkları.

Mürailik: İkiyüzlülük.

Gayz: Öfke demek.

Vefasızlık: Ahde vefa etmemek, insanın sözünde durmaması.

Zan: İnsanların hakikatleri bırakıp, kendi zanlarıyla hareket etmeleri. Meselâ; mü’min kavramı! İnsan; “Allah’a inanan mü’mindir.” diyor ama aslında Allahû Tealâ, Allah’a inananlardan sadece Allah’a ulaşmayı dileyenleri mü’min kabul ediyor.

Zulüm: Bir insanın acımasız olması mânâsına geliyor.

Benzer konular